Translation of "Sanmam" in English

0.006 sec.

Examples of using "Sanmam" in a sentence and their english translations:

Pek sanmam.

I doubt it.

Onun geleceğini sanmam.

- I think he won't come.
- I don't think he'll come.

Bana olacağını sanmam.

- I don't think I'd fit in.
- I don't think that I'd fit in.

Tom'un utanacağını sanmam.

- I think Tom won't be embarrassed.
- I don't think Tom will be embarrassed.
- I think that Tom won't be embarrassed.

Yağmur yağacağını sanmam.

- I don't think it'll rain.
- I don't think that it'll rain.

Hazır olduğunuzu sanmam.

- I don't think you're ready.
- I don't think that you're ready.

Tom'un uzun kalacağını sanmam.

I don't suppose Tom will be long.

Tom'un yarın geleceğini sanmam.

- I don't think that Tom will come tomorrow.
- I don't think Tom will come tomorrow.

Tom'un beni hatırlayacağını sanmam.

- I don't think Tom would remember me.
- I don't think that Tom would remember me.

Tom'un sert olduğunu sanmam.

- I don't think Tom is tough.
- I don't think that Tom is tough.

Onun bir avukat olduğunu sanmam.

I don't think he's a lawyer.

Tom'un endişelenmesine gerek olduğunu sanmam.

- I don't think Tom needs to worry.
- I don't think that Tom needs to worry.

Bunu henüz yapmamız gerektiğini sanmam.

- I don't think we should do that yet.
- I don't think that we should do that yet.

İnsanların bunu yapması gerektiğini sanmam.

- I don't think people should do that.
- I don't think that people should do that.

Tom'un henüz bunun hakkında bildiğini sanmam.

- I don't think Tom knows about this yet.
- I don't think that Tom knows about this yet.

Tom'u kütüphanede bulabilirsiniz, ama pek sanmam.

You might find Tom in the library, but I doubt it.

"O gelecek mi? " "Hayır, geleceğini sanmam."

"Will he come?" "No, I don't think so."

Bunun mantıklı bir istek olduğunu sanmam.

- I don't think that's a reasonable request.
- I don't think that that's a reasonable request.

Tom'un böyle bir şeye üzüleceğini sanmam.

- I doubt something like that would upset Tom.
- I doubt that something like that would upset Tom.

Senin, oraya tek başıma gitmeme izin vereceğini sanmam.

I don't suppose you're going to let me go there by myself.

Tom'a asla güvenmedim ve her zaman güveneceğimi sanmam.

I've never trusted Tom and I don't think I ever will.

- Tom'un heyecanlı olup olmadığından şüpheliyim.
- Tom'un heyecanlanacağını sanmam.

I doubt if Tom will be excited.

- Bunun sahte olduğunu sanmıyorum.
- Bunun sahte olacağını sanmam.

- I don't think this is a fake.
- I don't think that this is a fake.

- Tom'un Fransızca konuşup konuşmadığından kuşku duyuyorum.
- Tom'un Fransızca bildiğini sanmam.

I doubt if Tom speaks French.

- Orada herhangi birini tanıyıp tanımayacağınızdan şüpheliyim.
- Orada kimseyi tanıyacağını sanmam.

I doubt if you'll know anyone there.

- Tom'un onu yapıp yapmayacağından süpheliyim.
- Tom'un bunu yapacağını hiç sanmam.

I doubt if Tom will ever do that.

- Tom'un bizi bekleyip beklemeyeceğinden şüpheliyim.
- Tom'un bizi bekleyeceğini pek sanmam.

I doubt if Tom will wait for us.

- Tom'un aldıracağını sanmıyorum.
- Tom'un umurunda olacağını sanmıyorum.
- Tom'un umurunda olacağını sanmam.

- I don't think Tom would mind.
- I don't think that Tom would mind.

- Bu yağmurun biteceğini düşünmüyorum.
- Bu yağmurun dineceğini düşünmüyorum.
- Bu yağmurun duracağını sanmam.

- I don't think this rain will let up.
- I don't think that this rain will let up.

- Tom'un onu yapmama izin verip vermeyeceğinden kuşku duyuyorum.
- Tom'un bunu yapmama izin vereceğini sanmam.

I doubt if Tom would let me do that.

- Tom'un bunu yapma yeteneği olup olmadığından şüphe ediyorum.
- Tom'un bunu yapacak yeteneği olduğunu sanmam.

I doubt if Tom has the ability to do that.

- Bob'ın benim doğum günü partime gelip gelmeyeceğinden kuşkuluyum.
- Bob'un doğum günü partime geleceğinden şüpheliyim.
- Bob'un doğum günü partime geleceğini sanmam.

I doubt if Bob will come to my birthday party.