Translation of "Olanak" in English

0.010 sec.

Examples of using "Olanak" in a sentence and their english translations:

Demonte edilebilir olmasına olanak sağlıyor.

allows it to be disassembled.

Konu hiçbir açıklamaya olanak tanımıyor.

The matter admits of no explanation.

Yasalar emekli olmamıza olanak sağlıyor.

The law enables us to receive an annuity.

Bu olasılıkları test etmemize olanak sağlıyorlar

is that they allow us to test these possibilities.

Bu kapı bahçeye erişmeye olanak sağlar.

This gate allows access to the garden.

Ödül parası dünya gezisine gitmeme olanak sağladı.

The prize money enabled me to go on a world cruise.

Bu müzik işten sonra dinlenmenize olanak verir.

This music allows you to relax after work.

Bu bilet iki kişinin girmesine olanak tanır.

This ticket allows two people to enter.

O sözlüğün geliştirilmesi için birçok olanak vardır.

There are many possibilities for improvement of that dictionary.

Ve yiyeceğimizin geleceğinin ne olacağını düşünmemize olanak sağlıyor.

but a way for us to consider what the future of our food could be.

Aşırı derecede tutkulu olduğum çalışmamı sürdürmeme olanak sağlayan

I recognize that right now, I am on this incredible journey

Yeni ekipman işi bir saat içinde bitirmemize olanak sağladı.

The new equipment enabled us to finish the work in an hour.

Meslekte daha fazla olanak sahibi olmak için Almanca öğreniyorum.

I learn German in order to have more opportunities in the profession.

İyi sağlığı onun yetmiş beş yaşına kadar çalışmasına olanak sağladı.

His good health enabled him to work till the age of seventy-five.

- Konu hiçbir açıklamaya olanak tanımıyor.
- Mesele hiçbir izaha imkan vermiyor.

The matter admits of no explanation.

Şimdiki mikroskoplar, maddenin moleküler yapısını ince detaylarla gözlemlememize olanak sağlar.

Current microscopes allow us to observe with fine detail the molecular structure of materials.

Ev fiyatlarındaki artış onun evini büyük bir kârla satmasına olanak sağladı.

The rise in house prices enabled him to sell his house at a big profit.

Normal zamanlarda bu bağlantılar, işletmelerin çalışanlarına ödeme yapmasına olanak tanıyan şey.

During normal times, these connections are what allow businesses to pay their employees.

Tatoeba'nı yeni versiyonu, insanları eklemeye ve onlarda redaksiyon yapmaya olanak sağlayacak!

The new version of Tatoeba will allow linking people, and even editing them!

Benim yeni arabam her zaman herhangi bir yere gitmeme olanak sağlamaktadır.

My new car enables me to go anywhere, anytime.

Yanıtın çok takdir ediliyor ve bizim daha etkili biçimde hazırlanmamıza olanak sağlayacak.

Your response is greatly appreciated and will enable us to prepare more efficiently.

Robotların, kendi kararlarını verebilmelerine olanak tanımak tehlikeli olabilir; çünkü sahiplerine karşı çıkabilirler.

Allowing robots to take their own decisions can be dangerous, because they can turn against their owner.

Bu duvar resmi, antik zaman insanlarının yaşamlarına küçük bir bakış edinmemize olanak sağlıyor.

We can get a glimpse of the lifestyle of ancient people from this wall painting.

- Ekmek, erken insan toplumlarının oluşumuna izin verdi.
- Ekmek, erken insan toplumlarının oluşumuna olanak sağladı.

Bread allowed the formation of early human societies.

, eşlerin bağlayıcı koşullar altında yeni bir yaşam deneyimlemesine olanak tanıyan alternatif bir çözüm olarak arayüze

interface as an alternative solution that allows the spouses to experience a new life under binding conditions

Erişmek için yerel internet kısıtlamalarını aşmanıza olanak tanır ve ek şifreleme, genel Wifi'ı endişesiz hale getirir.

sites, and additional encryption makes public Wifi worry-free.

Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için "Aç"a tıklatın. Programdan çıkmak için "Çıkış"ı tıklatın. "Resim Düzeni" özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.

Open an image and select an image layout. Click "Open" for opening an image. Click "Quit" for quitting the program. "Image Layout" feature allows you to view in any layout.