Translation of "Parası" in English

0.050 sec.

Examples of using "Parası" in a sentence and their english translations:

- Çerez parası.
- Fındık fıstık parası.

That's peanuts.

- Onun hiç parası yoktu.
- Onun parası yoktu.

He had no money.

- Tom'un hiç parası yok.
- Tom'un parası yok.

- Tom has no money.
- Tom doesn't have any money.
- Tom has no money at all.

Onun parası bitti.

He ran out of money.

Bütün parası bitti.

His money was all gone.

Yeterli parası var.

She has enough money.

Yeterli parası yoktu.

She didn't have enough money.

Emily'nin parası yok.

Emily has no money.

Onun parası yoktu.

- He had no money.
- She had no money.

Onun parası var.

He has money.

Parası olan benim.

I'm the one with the money.

Onun parası bankada.

His money is in the bank.

Ukrayna'nın parası yok.

Ukraine has no money.

Tom'un parası yoktu.

- Tom had no money.
- Tom didn't have the money.
- Tom didn't have any money.

Onların parası bitti.

Their money ran out.

Bu kimin parası?

Whose money is this?

Tom'un parası var.

Tom has money.

Tom'un parası yok.

- Tom has no money.
- Tom doesn't have any money.

Bunun parası sizden.

This is on you.

Kongre'nin parası yoktu.

The Congress had no money.

Brid'in parası var.

Bríd has the money.

Tom'un parası tükendi.

Tom ran out of money.

Tom'un parası bitiyor.

Tom is running short of money.

Tom'un parası bitti.

Tom has run short of money.

Fadıl'ın parası olacak.

Fadil will have his money.

Tom'un parası tükeniyor.

Tom is running out of money.

Sami'nin parası kayboldu.

Sami's money disappeared.

Onun parası yok.

She had no money.

- Çorba parası çıktı.
- Hadi iyisin! Çorba parası çıktı.

Winner winner chicken dinner!

Başlık parası sömürü düzeni

head money exploitation scheme

Bu Kanadalı parası mı?

Is this Canadian money?

Onun çok parası var.

He's got money to burn.

Onun çok parası yoktur.

She does not have much money.

Parası olmadığını bana açıkladı.

He explained to me that he had no money.

Onun biraz parası var.

He has a little money.

Onun şimdi parası yok.

He's now short of money.

Onun yeterli parası yoktu.

He did not have enough money.

Ne kadar parası var?

How much money does he have?

Erkek kardeşimin parası yok.

My brother has no money.

Eve giderken parası çalındı.

She was robbed of her money on her way home.

Onların parası var mı?

Do they have money?

Onun parası var mı?

Does she have money?

Onun az parası var.

He has little money.

Tom'un hiç parası kalmadı.

Tom doesn't have any money left.

Ailesinin fazla parası yoktu.

- His family did not have much money.
- His family didn't have much money.

Tom'un çok parası vardı.

Tom had plenty of money.

Ailemin çok parası yoktu.

My parents didn't have much money.

Onların hiç parası yok.

- They don't have any money.
- They have no money.

Tom'un biraz parası var.

Tom has a little money.

Tom'un çok parası yok.

Tom doesn't have much money.

Tom'un çok parası var.

Tom has a lot of money.

Onun çok parası yoktu.

She didn't have much money.

Tom'un hiç parası yok.

- Tom has no money.
- Tom doesn't have any money.

Tom'un ona parası yetmez.

Tom can't afford that.

Onunla parası için evlendi.

He married her for her money.

Tom'un çok parası olmalı.

Tom must have a lot of money.

Tom'un yığınla parası var.

Tom has piles of money.

Onun hiç parası yok.

- He had no money.
- He has no money.

Onların hiç parası kalmamıştı.

They had no money left.

Ailesinin çok parası yoktu.

- His family did not have much money.
- His family didn't have much money.

Tom'un hiç parası yoktu.

Tom had no money.

Tom'un hiç parası kalmamıştı.

Tom had no money left.

Tom'un yeterli parası yok.

Tom doesn't have enough money.

Tom'un çok parası yoktu.

Tom didn't have much money.

Tom'un yeterli parası yoktu.

Tom didn't have enough money.

Onun yeterli parası var.

He has enough money.

Tom'un yeterli parası var.

Tom has enough money.

Ailemin fazla parası yoktu.

My family didn't have much money.

Tom'un parası suyunu çekti.

Tom burned a hole in his coat.

Tom'un parası bitmiş olmalı.

Tom must be out of money.

Fadıl'ın bol parası vardı.

Fadil had plenty of cash.

Tom'un nakit parası yoktu.

Tom didn't have any cash.

Tom imza parası aldı.

Tom got a signing bonus.

Aşırı çok parası var.

- He was given a lot of money.
- He has got a lot of money.

- Onun bankada çok parası var.
- Onun bankada bol parası var.

He has plenty of money in the bank.

- Tom yeterince parası olmadığını biliyordu.
- Tom yeterli parası olmadığını biliyordu.

Tom knew that he didn't have enough money.

Tom parası ile ne yapacağını bilmiyor. Onun çok fazla parası var.

Tom doesn't know what to do with his money. He has so much of it.

- Tom'un doktora gidecek parası yok.
- Tom'un doktora muayene olacak parası yok.

Tom couldn't afford to see a doctor.

- Tom bana hiç parası olmadığını söyledi.
- Tom bana parası olmadığını söyledi.

- Tom told me he had no money.
- Tom told me he didn't have any money.
- Tom told me that he had no money.

Fakat sonra ailemin parası bitti.

but when my parents ran out of money,

Başlık parası anlatıldı bu filmde

the title money was explained in this movie

Yumi'nin şimdi çok parası var.

Yumi has much money now.

Yaşlı adamın yeterince parası var.

The old man has enough money.