Translation of "Olabilmek" in English

0.004 sec.

Examples of using "Olabilmek" in a sentence and their english translations:

Burada olabilmek harika.

It's great to be able to be here.

Size yardımcı olabilmek bir zevk.

It's a pleasure to be able to help you.

Bir kuş gibi özgür olabilmek istiyordum.

I wanted to be able to be as free as a bird.

Tekrar bir eve sahip olabilmek istiyorum.

I want to be able to have a home again.

Piyasa birincisi olabilmek için miyarlarca dolar harcayacak.

to invest billions of dollars in order to become the the market leader in India.

Ondan emin olabilmek için ceplerini yeniden ara.

Search your pockets again to make sure of it.

Kendim için de daha iyi bir lider olabilmek adına öğrenmek istedim.

and I wanted to learn it also for myself, to become a better leader.

Einstein bir öğretmen olabilmek için matematik ve fizik okumaya karar verdi.

Einstein decided to study math and physics so he could become a teacher.

- Beyninin sol tarafını çok kullanıyorsun. Daha sanatsal olabilmek için beyninin sağ tarafını kullanmaya çalış.
- Beyninizin sol tarafını çok kullanıyorsunuz. Daha sanatsal olabilmek için beyninizin sağ tarafını kullanmaya çalışın.

You live in your left brain too much. Try to use your right brain to be more artistic.

- Tom'a yardım etmek için elimden geleni yapacağım.
- Tom'a yardımcı olabilmek için elimden ne geliyorsa yapacağım.

I'll do whatever I can to help Tom.

- Lafla peynir gemisi yürümez.
- Demir ustası olabilmek için demiri dövmek gerekir.
- Demir ustası olacaksan, demiri döveceksin evlat.

It's by smithing that one becomes a blacksmith.

- Tom'a yardımcı olabilmek için elimden geleni yaptım, o ise yaptıklarımın karşılığını bu şekilde ödüyor.
- Tom'a yardım edebilmek için elimden ne geliyorsa yaptım, o ise yaptıklarıma karşılık bana bunu reva görüyor.

I did everything I could to help Tom, and this is how he repays me.