Translation of "Ara" in Dutch

0.010 sec.

Examples of using "Ara" in a sentence and their dutch translations:

Ara.

- Telefoneer.
- Bel.

Ara sıra beni ara.

Bel mij af en toe.

Beni ara!

- Telefoneer mij!
- Bel me op!

Güvenliği ara!

- Bel de beveiliging!
- Bel de beveiliging.

Evi ara!

Bel naar huis!

Bizi ara.

- Bel ons.
- Bel ons op.

Ara beni.

- Bel me.
- Bel me op!

İsmail'i ara.

- Bel Ishmael.
- Roep Ishmael.
- Roep Ishmael op.

Tom'u ara.

Bel Tom.

FBI'ı ara.

Bel de FBI.

Babanı ara.

Bel je vader.

Karını ara.

- Roep je vrouw.
- Bel je vrouw.

Onları ara.

- Bel ze.
- Bel ze op.
- Roep ze.

Güvenliği ara.

Bel de beveiliging.

Onu ara.

- Bel hem.
- Bel hem op.
- Roep hem.

- Lütfen onu ara.
- Lütfen, onu ara.

Bel hem alstublieft op.

Lütfen onu ara.

- Bel hem alsjeblieft op.
- Bel hem alstublieft op.

Beni tekrar ara.

Bel me terug.

Yarın beni ara.

Bel me morgen.

Yardım için ara.

Roep voor hulp.

Erkek kardeşini ara.

- Bel je broer.
- Bel uw broer.
- Bel jullie broer.

Lütfen polisi ara.

Roep alstublieft de politie.

Beni bazen ara.

Bel me eens op.

Beni ara İsmail.

Noem mij Ismael.

Belediye başkanını ara.

Bel de burgemeester.

Ara sıra televizyon izlerim.

Nu en dan kijk ik tv.

Beni bu gece ara.

Bel me vanavond.

Bu gece beni ara.

Bel me vanavond.

Ara sıra Esperanto çalışıyorum.

Af en toe studeer ik Esperanto.

Orada durma. Güvenliği ara.

Blijf daar niet zo staan, bel de beveiliging!

Lütfen beni ara Tom.

- Noem me alsjeblieft Tom.
- Noem me alstublieft Tom.

Bir ara onunla yüzleşmelisin.

Eens moet je hem confronteren.

O ara sıra oluyor.

Dat gebeurt wel eens.

Bu akşam beni ara.

- Telefoneer mij deze avond.
- Bel me vanavond.

Kısa bir ara verelim.

Laten we een korte pauze nemen.

Eve vardığında beni ara.

Bel me zodra je thuiskomt.

Yarın dokuzda beni ara.

Bel mij morgen om 9 uur.

Neden bir ara vermiyorsun?

Neem misschien een pauze.

Arada bir beni ara.

Bel mij af en toe.

Onu bulursan beni ara.

Bel me op als je het vindt.

Ara sıra tenis oynarım.

Ik tennis af en toe.

Fizik ödevlerinde ara vermeniz gerekir,

Daar horen pauzes bij.

O, ara sıra toplantılara katılır.

Hij is dan weer wel, dan weer niet, bij de vergaderingen.

Yarın sabah beni mutlaka ara.

Bel mij zeker morgen vroeg op.

Evet, o ara sıra olur.

Ja, dat gebeurt nu en dan.

Yarın sabah altıda beni ara.

Roep me om zes uur morgenochtend.

Hazır olduğun zaman beni ara.

Bel me als je er klaar voor bent!

Neden kısa bir ara vermiyoruz?

Waarom nemen we geen korte pauze?

Sabah erken beni kesin ara.

Bel mij zeker morgen vroeg op.

Bu adamı görürsen, beni ara.

Als je deze man ziet, bel me dan.

Bu öğleden sonra beni ara.

Bel me vanmiddag.

Beni sonra ara, tamam mı?

- Bel me later, oké?
- Bel me later, goed?

Gitmeye hazır olduğunda beni ara.

- Bel me als je klaar bent om te gaan.
- Bel me als u klaar bent om te gaan.
- Bel me als jullie klaar zijn om te gaan.

Bir ara seni arayabilir miyim?

Kan ik je een keer bellen?

- Ara sıra kütüphanede ders çalışıyor musun?
- Ara sıra kütüphanede ders çalışır mısın?

Studeren jullie wel eens in de bibliotheek?

Bir ara tekrar birbirimizi göreceğimizi umuyorum.

Ik hoop dat we elkaar eens zullen terugzien.

Ona rastladıktan sonra derhal beni ara.

Bel me onmiddellijk nadat je hem hebt ontmoet.

Robert ara sıra beni ziyarete gelir.

Robert komt mij af en toe bezoeken.

Bir şeye ihtiyacın olursa beni ara.

Als je iets nodig hebt, geef dan een gil.

Robert ara sıra beni ziyaret eder.

Robert komt mij af en toe bezoeken.

Lütfen beni yarın sabah yedide ara.

Bel me alsjeblieft morgenochtend om zeven uur.

Onunla karşılaştıktan sonra hemen beni ara.

Bel me onmiddellijk nadat je hem hebt ontmoet.

Amcam ara sıra beni görmeye gelir.

- Mijn oom bezoekt mij af en toe.
- Mijn oom komt me af en toe opzoeken.

Biz ara sıra hayvanat bahçesine gideriz.

We gaan nu en dan naar de zoo.

Ara sıra bana çay içmeye gelir misiniz?

Komt u soms bij me thee drinken?

Anneni ara ve ona geç kalacağını söyle.

Bel je moeder en zeg haar dat je later komt.

Tom'u ara ve ona geç kalacağını söyle.

Bel Tom en zeg hem dat je later zal zijn.

Niçin saat on'dan sonra bir ara gelmiyorsunuz?

- Waarom kom je niet een beetje na tienen?
- Waarom kom je niet een beetje na tien uur?

- Lütfen onu ara.
- Lütfen ona telefon et.

- Bel hem alsjeblieft op.
- Bel hem alstublieft op.

Ne yapmak istediğine karar verdiğinde lütfen beni ara.

Belt u me alstublieft op wanneer u besloten heeft wat u gaat doen.

- Senin kız kardeşlerini çağır.
- Senin kız kardeşlerini ara.

- Bel je zusters.
- Roep je zusters.

- Polis çağır!
- Polisi çağır!
- Polisi arayın!
- Polisi ara!

- Roep de politie!
- Bel de politie!

Son zamanlarda Amerika Birleşik Devletleri'nde bir ara seçim yaptık.

We hadden laatst tussentijdse verkiezingen hier in de Verenigde Staten.

O, ofisten eve giderken ara sıra bu kitapçıya uğrar.

Af en toe neemt hij een kijkje in deze boekhandel onderweg naar huis van kantoor.

Tom'u ara da saat on yerine sekizde orada olsun.

Bel Tom maar en zorg dat hij er om acht uur is in plaats van tien.

Hepimizin içinde, Tom açık ara farkla en iyi yüzücüydü.

Van ons allemaal was Tom veruit de beste zwemmer.

- Onu hiç aklına getirdin mi?
- Bunu ara sıra düşündün mü?

Heb je dat wel eens bedacht?

- Bu işe yaramazsa bana alo de.
- Bu olmazsa beni ara.

Als dat niet werkt, bel me dan.

Vikipedi de o zaman nispeten yeniydi, ben de çok ara verirdim.

Wikipedia was nog vrij nieuw, dus daar zat ik in de pauzes.

- Amcam ara sıra beni görmeye gelir.
- Amcam zaman zaman beni ziyaret eder.

- Mijn oom bezoekt mij af en toe.
- Mijn oom komt me af en toe opzoeken.

Şimdi bile, ara sıra seni görmek istediğimi düşünüyorum. Fakat bugünkü seni değil geçmişten hatırladığım seni.

Zelfs nu nog denk ik af en toe dat ik je graag zou willen zien. Niet de jou die je vandaag bent, maar de jou die ik me herinner uit het verleden.