Translation of "Manzarasını" in English

Ben onların manzarasını bozmuyorum.

I'm not spoiling their view.

Büyük bir direk göl manzarasını engelliyor.

A large pillar obstructs the view of the lake.

Bu kule şehrin tam bir manzarasını sunuyor.

This tower commands a full view of the city.

Bir şimşek çakması aniden karanlık gece manzarasını aydınlattı.

A flash of lightning suddenly lit up the dark nocturnal landscape.

Fuji Dağının doğal manzarasını görmeye can atıyordum fakat maalesef o tamamen bulutların arkasına saklanmıştı.

I was looking forward to seeing a scenic view of Mt. Fuji, but unfortunately it was completely hidden behind clouds.