Translation of "Can" in English

0.010 sec.

Examples of using "Can" in a sentence and their english translations:

Can sıkıyorsun.

You're getting to be a pain.

Milyarlarca can kurtarmak,

Saving the lives of billions,

Gerçekten can sıkıcısın.

- You are really annoying.
- You're really annoying.

Ne can sıkıcı!

How annoying!

Can yakıcı mı?

- Does that hurt?
- Is it painful?

O can sıkıcı.

She's annoying.

Sen can sıkıcısın.

- You're annoying.
- You are annoying.

Arkadaşın can sıkıcı.

Your friend is tiresome.

Öğrenmeye can atıyoruz.

We're willing to learn.

Bu can sıkıcı.

This is annoying.

Partiye can atıyorum.

I'm looking forward to the party.

Buna can atıyordum.

I was looking forward to this.

Tom can sıkıcı.

Tom is annoying.

Can kaybı yoktu.

There were no casualties.

Can kayıpları olabilir.

There might be casualties.

O can sıkıcıydı.

It was annoying.

Dikkat can acıtmaz.

Attention doesn't hurt.

Başlamaya can atıyoruz.

We're looking forward to getting started.

Bu can yakıcı.

This is painful.

Can kulağıyla dinliyoruz.

We're all ears.

Biz can kurtaranlarız.

We're lifeguards.

Can sıkıcı olmayın.

Don't be pathetic.

Çok can sıkıcı.

It's very embarrassing.

Can kulağıyla dinliyorum.

- I am all ears.
- I'm all ears.

Sessizlik can sıkıcıdır.

The silence is oppressive.

Reddedilmek can sıkıcı.

It's painful to be rejected.

Ayda can sıkıcıdır.

It's boring on the moon.

Çok can sıkıcısın.

- You're very annoying.
- You are very annoying.

Sen can sıkıcıydın.

You were annoying.

Üç can kaybedildi.

Three lives were lost.

- Seni görmek için can atıyorum.
- Seni görmeye can atıyorum.

- I am looking forward to seeing you.
- I'm looking forward to seeing you.

can kaybına sebep olabiliyor.

and can cost lives.

Ve orada can veriyor

And he lives there

Yangın 13 can aldı.

The fire took 13 lives.

Can kulağı ile dinledik.

We were all ears.

Dondurulmuş yoğurda can atıyorum.

I'm dying for frozen yogurt.

Doğum günüme can atıyorum.

I look forward to my birthday.

O tenise can atıyor.

He is enthusiastic about tennis.

Her şey can yakar.

Everything hurts.

Can kurtaranlar çok cesur.

Lifeguards are very brave.

Seninle mektuplaşmaya can atıyorum.

I look forward to corresponding with you.

Seninle çalışmaya can atıyorum.

I'm looking forward to working with you.

Onu görmeye can atıyorum.

- I'm dying to see him.
- I'm dying to see it.

O oldukça can sıkıcı.

That's pretty annoying.

Tom çok can sıkıcı.

- Tom is very annoying.
- Tom's very annoying.

Onunla tanışmaya can atıyorum.

I'm dying to meet her.

O, can havliyle koştu.

He ran for his life.

O benim can dostumdu.

He was my dear friend.

Sizinle görüşmeye can atıyordum.

I've been dying to meet you.

Tom'la görüşmeye can atıyorum.

I look forward to meeting Tom.

Banyoyu temizlemeye can atmıyorum.

I'm not looking forward to cleaning the bathroom.

Tom gitmeye can atıyor.

Tom is itching to leave.

Bu biraz can yakabilir.

This might hurt a little bit.

O çok can sıkıcı.

That's very annoying.

Bilmek için can atıyorum.

I'm dying to know.

Bu biraz can sıkıcı.

This is a bit embarrassing.

O, boşuna can vermedi.

He did not perish in vain.

Hiçbir can kaybı olmadı.

There were no fatalities.

Can sıkıcı bir işti.

It was a tedious job.

Bu can sıkıcı olabilir.

It can be embarrassing.

Can kurtaranlar artık görevdeler.

Lifeguards are now on duty.

Hiçbir can kaybı bildirilmedi.

No casualties have been reported.

Tom gerçekten can sıkıcı.

Tom is really annoying.

O can sıkıcı olurdu.

- That would've been embarrassing.
- That would have been embarrassing.

Bu biraz can sıkıcıydı.

It was a little embarrassing.

Sen çok can sıkıcısın.

- You are so annoying!
- You're very annoying.
- You are very annoying.

Bu gerçekten can sıkıcı.

It's really annoying.

Seninle tanışmaya can atıyoruz.

We're dying to meet you.

Onlarla tanışmaya can atıyoruz.

We're dying to meet them.

Onunla tanışmaya can atıyoruz.

We're dying to meet him.

Onlarla tanışmaya can atıyorum.

I'm dying to meet them.

O gerçekten can sıkıcıydı.

It was really embarrassing.

Girdileriniz için can atıyoruz.

We look forward to your entries.

Seninle görüşmeye can atıyorum.

I've been looking forward to meeting you.

Babanı görmeye can atıyorum.

I'm looking forward to seeing your father.

Seninle tanışmaya can atıyorum.

- I am looking forward to seeing you.
- I look forward to meeting you.

O, ona can atıyor.

He is looking forward to it.

Başka can kaybı bildirilmedi.

No other casualties were reported.

Hiçbiri can yeleği giymiyordu.

Neither was wearing a lifejacket.

Mary can yeleğini giymedi.

Mary did not wear her life vest.

Bunu yaptığında can sıkıcıdır.

It's annoying when you do that.

Can sıkıcı olduğumu biliyorum.

- I know that I'm annoying.
- I know I'm annoying.

- Mary can kurtaranlardan biriyle çıkıyor.
- Mary can kurtaranlardan biriyle flört ediyor.

Mary is dating one of the lifeguards.

Ve 21 can kaybımız var

And we have 21 casualties

Seni görmek için can atıyorum.

- I'm anxious to see you.
- I can't wait to see you.

Senden haber almaya can atıyorum.

- I'm looking forward to hearing from you.
- I am looking forward to hearing from you.

Ben sizinle karşılamaya can atıyorum.

I've been anxious to meet you.

Yangında yirmi kişi can verdi.

Twenty people perished in the blaze.

Seni tekrar görmeye can atıyorum.

I look forward to seeing you again.