Translation of "Görmeye" in English

Görmeye gideceğim.

I'll go see.

Bizi görmeye gel!

Come to see us!

Beni görmeye gel.

Come see me.

Tom'u görmeye gidelim.

Let's go see Tom.

Tom'u görmeye gittim.

I went to see Tom.

Onu görmeye gidelim.

- Let's just go see him.
- Let's go see them.
- Let's go see him.
- Let's go see her.
- Let's go and see him.
- Let's go and see her.

Komşularımızı görmeye gittik.

- We went to see our neighbours.
- We went to see our neighbors.

Bunu görmeye gelmelisin.

You should come see this.

Bunu görmeye gel.

Come and see this.

Boston görmeye değer.

Boston is worth seeing.

Tom'u görmeye geldim.

- I came to see Tom.
- I've come to see Tom.

Tom'u görmeye gitmeliyim.

I have to go see Tom.

Resmi görmeye başlıyorum.

I'm beginning to see the picture.

Ebeveynlerimi görmeye gittim.

I went to see my parents.

Tom'u görmeye gideceğiz.

We'll go see Tom.

Düşündüğünü görmeye gel.

Come see what you think.

Neyi görmeye geldin?

What did you come to see?

Onu görmeye çalışmalısın.

You should try to see it.

Onu görmeye gideceğim.

I'll go see it.

Bizi görmeye gelmeliydin!

You should have come see us!

Seni görmeye gideceğim.

I'll come see you.

Tom'u görmeye git.

Go see Tom.

Gösteriyi görmeye geldim.

I came to see the show.

Ağladığını görmeye dayanamadım.

I couldn't stand to see you cry.

Gitmeni görmeye dayanamadım.

I couldn't stand to see you leave.

Seni görmeye geldim.

I came to see you.

Tom'u görmeye geliyordum.

I was on my way to see Tom.

Tom'u görmeye geliyorum.

I'm on my way to see Tom.

Onu görmeye gitmeyeceğim.

I won't go to see it.

Onu görmeye gittim.

I went to see him.

Onları görmeye git.

Go see them.

Onu görmeye git.

- Go see him.
- Go and see him.

Onları görmeye gideceğim.

I'm going to go see them.

Onları görmeye gideceğiz.

We'll go see them.

Onu görmeye gideceğiz.

We'll go see him.

Onu görmeye gitmelisin.

You should go to see him.

Tom'u görmeye gitmemeliydim.

I shouldn't have gone to see Tom.

Kan görmeye dayanamam.

I can't stand the sight of blood.

Jim'i görmeye gidelim.

Let's go see Jim.

Kimi görmeye geldin?

Who did you come to see?

Baleyi görmeye gittim.

I went to see the ballet.

Tom'u görmeye gideceğim.

I'll go see Tom.

- Tom'u görmeye mi gittin?
- Tom'u görmeye gittin mi?

Did you go to see Tom?

- Seni görmeye gelmek istiyorum.
- Sizi görmeye gelmek istiyorum

I would like to come to see you.

- Böyle zulüm görmeye tahammül edemem.
- Böyle zulüm görmeye katlanamam.

I cannot abide to see such cruelty.

Ve olanakları görmeye başlarsın.

you begin to see the possibility.

Gidip görmeye karar verdim.

So I decided to go see it.

Dün beni görmeye gelmeliydin.

You ought to have come to see me yesterday.

Yarın bizi görmeye gel.

Do come and see us tomorrow.

O beni görmeye geldi.

She came to see me.

Seni görmeye gelmeyeceğinden eminim.

I'm sure that she will not come to see you.

Ben onu görmeye utanıyorum.

I am ashamed to see her.

Dün seni görmeye geldi.

- He came to see you yesterday.
- He came yesterday to see you.

Yarın beni görmeye gelin.

Come and see me tomorrow.

Kim beni görmeye geliyor?

Who's coming to see me?

Hepimiz filmi görmeye istekliyiz.

We are all eager to see the movie.

Hayvanların kızdırıldığını görmeye dayanamıyorum.

I can't stand to see animals be teased.

İyileştiğimde seni görmeye geleceğim.

- I will come and see you when I get well.
- I'll come and see you when I get well.

Onu tekrar görmeye ölüyorum.

I am dying to see her again.

Onu görmeye can atıyorum.

- I'm dying to see him.
- I'm dying to see it.

Ben kan görmeye dayanamıyorum.

I can't stand the sight of blood.

Şimdi Tom'u görmeye gidelim.

Let's go see Tom now.

Hemşireyi görmeye gitmeni istiyorum.

I want you to go see the nurse.

Yarın beni görmeye gel.

Come tomorrow to see me.

Ofisimde beni görmeye gel.

Come to see me in my office.

Lütfen Tom'u görmeye gideyim.

Please let me go and see Tom.

Kendin için görmeye gelmelisin.

You should come see for yourself.

Neden Tom'u görmeye gidemiyoruz?

Why can't we go and see Tom?

Belki Tom'u görmeye gitmeliyim.

Perhaps I should go and see Tom.

Beni tekrar görmeye gel.

Come see me again.

Yakında beni görmeye gel.

Come and see me soon.

Ne öğrenebileceğimi görmeye gideceğim.

I'll go see what I can find out.

Tom Mary'yi görmeye gitti.

Tom went to see Mary.

Yarın seni görmeye geliyorum.

I'm coming to see you tomorrow.

Onu görmeye ihtiyacım yok.

I don't need to see it.

Buraya Tom'u görmeye geldim.

I came here to see Tom.

Ne olduğunu görmeye gideceğim.

I'm going to go see what's happening.

Neler olduğunu görmeye gideceğim.

I'm going to go see what's going on.