Translation of "Kurdum" in English

Ebeveynlerimle temas kurdum.

I contacted my parents.

Bir tuzak kurdum.

I set a trap.

Onlarla irtibat kurdum.

I contacted them.

Tom'a komplo kurdum.

I framed Tom.

Onu kendim kurdum.

I built it myself.

Bu şirketi kurdum.

I built this company.

Onunla irtibat kurdum.

I've contacted him.

Masayı şimdiden kurdum.

I've already set the table.

Ben takımı kurdum.

I've made the team.

Bütün gün hayal kurdum.

I daydreamed all day.

Bunun hakkında hayal kurdum.

I've dreamed about this.

Bu günün hayalini kurdum.

I've dreamed of this day.

Şimdi kendi işimi kurdum.

I just started my own business.

Ben onunla temas kurdum.

I got in touch with him.

Tom ile irtibat kurdum.

I got in touch with Tom.

Ben bununla ilgili hayal kurdum.

I've dreamed of this.

Büyük bir neon peruk koleksiyonu kurdum

built a vast collection of neon wigs

Ben haydut için bir tuzak kurdum.

I set a trap for the prowler.

- Tom'un hayalini kurdum.
- Rüyamda Tom'u gördüm.

I dreamed about Tom.

Bazen tekrar hasta olmanın hayalini bile kurdum.

Sometimes, I even fantasized about getting sick again.

Dün gördüğüm, adını bilmediğim kızın hayâlini kurdum.

I dreamed about the girl I met yesterday whose name I do not know.

Tam olarak bu sorulara cevap bulmak amacıyla kurdum.

exactly to answer those questions.

Ve hareketlerini koordine edebilme kabiliyetleri olduğu hipotezini kurdum.

based on how closely packed they are in the tumor microenvironment.

Nasıl genişlettiğimizi değiştirme fikrine sahip bir kozmetik şirketi kurdum.

and ultimately, how we extend that to those who look differently from us.

Ya da basitçe "alışma" dediğimiz psikolojik süreç üzerine kurdum.

or simply what we refer to as "getting used to it."

Ben terk edilmiş bir köyün kalıntıları yanında kamp kurdum.

I camped near the ruins of an abandoned village.

Ben her zaman kendi işime sahip olmanın hayalini kurdum.

I've always dreamed of owning my own business.

Geçen gün onlarla temas kurdum ama bir cevap alamadım.

I contacted them the other day, but I was not able to get an answer.

Kır evinin arkasında güzel bir ağacın altında bir masa kurdum.

I've set out a table under a beautiful tree behind the cottage.