Translation of "Hakkında" in Arabic

0.009 sec.

Examples of using "Hakkında" in a sentence and their arabic translations:

Bireyler hakkında.

قصة أفراد.

- Eseriniz hakkında endişelenmeyin.
- İşiniz hakkında endişelenmeyin.

لا تقلق بشأن عملك.

Biri hakkında olabiliyor.

عما إذا أنت حقًا بحاجة لكأس إضافي من النبيذ.

Bunun hakkında düşündüm.

ثم فكرت في ذلك،

Ne hakkında endişelisin?

ما الذي يقلقك؟

Ne hakkında düşünüyorsun?

- ما الذي تفكر فيه؟
- في ماذا تفكر؟

Onun hakkında yanılıyorsun.

إنك مخطئ بشأن ذلك.

Geleceğin hakkında düşün.

فكر في مستقبلك!

Kitap ne hakkında?

عن ماذا يتحدث الكتاب؟

Senin hakkında düşünüyorum.

أفكر فيك.

Ne hakkında konuşuyorsun?

ما الذي تتحدث عنه؟

Ne hakkında konuştun?

- عن ماذا تحدّثت؟
- ما الذي تحدّثت عنه؟

Ne hakkında konuşuyorsunuz?

ما الذي تتحدث عنه؟

Onun hakkında mutluyum.

أنا سعيد بذلك

Onun hakkında endişeliler.

- إنهم قلقون عليه
- إنهم قلقون بشأنه

Onun hakkında unutalım.

لننسى الأمر.

Mutluluk hakkında konuşalım.

لنتحدث حول السعادة.

Tom hakkında konuşuyordum.

كنت أتحدث عن توم.

- O kim hakkında konuşuyor?
- O, kimin hakkında konuşuyor?

عمّن تتكلم؟

Öyleyse biyoloji hakkında mı konuşuyorum yoksa jeoloji hakkında mı?

لذا، هل أنا بصدد التحدث في علم الأحياء!؟ أم أنني بصدد التحدث في الجيولوجيا!؟

Başlangıçta duyduğunuz şey hakkında,

أريدك أن تفكر فيم سمعت في البداية،

Bu konu hakkında düşündüğümde

حين أفكّر بهذا الموضوع،

Evimizde ırk hakkında konuşuluyordu.

يتحدث والديّ عن العنصرية في منزلنا.

Neden bunun hakkında düşünüyordum?

لماذا كنت أفكر في ذلك؟

Afrika hakkında kitaplar okuyun.

اقرأ الكتب الأفريقية.

Jenerasyonlar hakkında konuşmaya başladığımızda

عندما نتحدث عن الأجيال،

şeyler hakkında bilim ışığında

من الصعب أن تنسوها،

Biraz güzellik hakkında konuşalım.

ودعونا نتحدثُ عن الجمال للحظة.

Acı hakkında da konuşmamızdı.

ولكن أيضا عن الألم.

Biz ne hakkında konuşuyorduk?

- عن ماذا كنا نتحدث؟
- عمّا كنا نتكلّم؟

Ben onun hakkında düşüneceğim.

سأفكّر في الأمر.

Onu hakkında endişe ediyorum.

إنني قلق عليه.

Onun hakkında neyi seviyorsunuz?

ما الذي يعجبك بشأنها؟

Yarın onun hakkında konuşacağız.

سنتحدث حول ذلك غداً.

Yaptığın hakkında endişe etme.

لا تقلق بشأن ما فعلته.

Bugün hakkında ne yazmalıyım?

عن ماذا سأكتب اليوم؟

Onun hakkında düşündün mü?

أفكّرت في الأمر؟

Lütfen onun hakkında düşün.

- من فضلك فكر في الأمر.
- من فضلك فكر في الموضوع.

Bu hakkında düşündüğüm çocuk.

هذا هو الفتى الذي أفكر به.

Birçok şey hakkında konuştuk.

تحدثنة عن بعض الاشياء

Onun hakkında endişeli değilim.

لست قلقا بشأنه

Amerika hakkında ne biliyorsun?

ماذا تعرف عن أمريكا؟

Çocuğum hakkında konuşmak istemiyorum.

أنا لا أريد أن أتحدث عن طفلي.

Benim köpeğim hakkında endişelenmeyin.

لا تقلق بشأن كلبي.

Başka biri hakkında konuşalım.

دعونا نتكلم عن شخص ٱخر . أ

Sana söylediğim hakkında düşün.

فكر فيما قلته لك.

Bu hikaye Tom hakkında.

هذه قصّة عن توم.

Duygularım hakkında Tom'la konuştum.

تحدثتُ مع توم حول مشاعري.

Senin hakkında etrafa sordum.

لقد سألت عنك.

Pandalar hakkında ne biliyorsun?

ماذا تعرف عن حيوانات الباندا؟

Tom diğerleri hakkında düşünmüyor.

لا يفكّر توم بالآخرين.

Hey, ne hakkında konuşuyorsun?

عن ماذا تتحدث؟

Bu soru hakkında düşündüm.

فكرت في السؤال،

Ne hakkında konuşmak istiyorsun?

ما الذي تريد أن تتحدث عنه؟

Tom bunun hakkında endişelenmemeliydi.

ينبغي على توم أن لا يكون قلقا بشأن ذلك.

Kitabım hakkında konuşur musun?

هل تكلّم عن كتابي؟

- Aileniz hakkında hiçbir şey bilmiyor.
- Ailen hakkında hiçbir şey bilmiyor.

إنها لا تعرف شيئاً عن عائلتك.

Insanlığımız hakkında söylediklerini merak ediyorum.

باعتبار أن أول علامة تجارية مسجلة كانت عبارة عن مشروب كحولي.

Bunlar hakkında konuşmak oldukça güç,

ويبدو الكثير من هذا صعبًا لقوله...

Tecavüz ve cinsel istismar hakkında

التحدث عن الحيض،

Hakkında herhangi bir skandal bulunmuyor.

لا يوجد عنها ما يسيء إلى سمعتها.

Günümüzde mahremiyet ve önemi hakkında

ويوجد حالياً بشكل متوقع الكثير من الالتباس

Bakın, yeniden giriş hakkında konuşuyoruz,

انظروا، إننا نتحدث عن إعادة الدخول

Bir sürü şey hakkında düşündüm.

فكرت في الكثير من الأمور،

Uzun süredir düşünmediğim şeyler hakkında.

أشياء لم أفكر بها منذ زمن طويل،

400 kadın ödedikleri hakkında konuştu.

400 سيدة أخبرونا بالأسعار التي دفعوها.

Hasta sağlık hizmetleri hakkında konuşuyor.

عن خدمات الرعاية الصحية للمرضَى.

Eğer bu sorular hakkında düşünürsek

ولذلك إذا فكرنا ملياً بهذه الأسئلة،

Inişli çıkışlı tecrübeleri hakkında konuştu.

وعن التجارب الذين يعيشون بها فى ذلك الحي.

Ve yavaş şoförler hakkında da

والسائقين البطئين

Nefret hakkında bir kitap yazdım.

كتبت الكتاب عن الكراهية.

Bu bakteriler hakkında biraz konuşalım.

لذا دعونا نتحدث قليلًا عن تلك البكتيريا.

Güdülenme şekli hakkında bir hikaye

قصة عن وفاة الأب والطريقة التي تم بها تحفيز الانتقام

Az önce senin hakkında konuşuyorduk.

كنا نتحدث عنك قبل قليل.

O, onun sağlığı hakkında endişeliydi.

كانت قلقة بشأن صحته.

Onun İngiltere hakkında söylediği doğrudur.

ما قاله عن الإنجليزية صحيح.

Hayvanlar hakkında bir kitap okuyorum.

إني أقرأ كتاباً عن الحيوانات.

Başkanın konuşması hakkında ne düşünüyorsunuz?

ما رأيك في خطاب الرئيس؟

O, arabam hakkında ne düşünüyor?

ما رأيها في سيارتي؟

Test sonuçların hakkında endişe etme.

- لا تقلق بشأن نتائج إختبارك.
- لا تقلق بشأن نتائج إمتحانك.

Bunun hakkında bir soru yok.

لا يوجد أسئلة حول هذا!

- Neyden korkuyorsun?
- Ne hakkında korkuyorsun?

ما الذي تخشاه ؟

Tom değil Mary hakkında endişeleniyorum.

لست قلقا بشأن توم. انا قلق بشأن ماري.

Gün boyunca senin hakkında düşünüyorum.

أنا أفكر فيك طوال اليوم.

Neden burada olduğun hakkında konuşalım.

لنتحدّع عن سبب وجودك هنا.

Şimdi bunun hakkında konuşmak istemiyorum.

لا أريد أن أتحدث بشأن هذا الآن.

Onun hakkında tartışarak zaman kaybetmeyelim.

لنتوقف عن تضييع الوقت في الجدال بشأن ذلك.

Senin hakkında bir şarkı yazdım.

كتبت أغنية عنك.

Japon dili hakkında ne düşünüyorsun?

ما رأيك في اللغة اليابانية؟

Özgeçmişim hakkında çok fazla endişelenmiyorum.

أنا لستُ قلقاً كثيراً بشأن سيرتي الذاتية.

Ben onun hakkında iyi hissetmiyorum.

لست مرتاحا لهذا.

Biz her şey hakkında konuştuk.

تكلّمنا عن كلّ شيء.

Yeni plan hakkında onunla konuşmalıyım.

لا بد لي من التحدث معها حول الخطة الجديدة.

Japonya hakkında çok şey bilmez.

إنه لا يعرف الكثير عن اليابان.

- Ondan bahsediyorum.
- Onun hakkında konuşuyorum.

أنا أتحدث عنه.

O zaten onun hakkında biliyordu.

لقد عرف عنها.

Hakkında yazacak bir şey düşünemiyorum.

لا شيء في بالي للكتابة عنه.

Tom kendisi hakkında konuşmayı sevmiyor.

لا يحب توم التحدث عن نفسه.