Translation of "Takımı" in English

Takımı kim eğitiyor?

Who coaches the team?

Takımı bırakmanı istemiyorum.

I don't want you to quit the team.

Dönek ayak takımı.

Fickle rabble.

Hangi takımı tutuyorsun?

What team do you support?

Ben takımı kurdum.

I've made the team.

Takımı ben yapmadım.

I didn't make the team.

- Tom'un takımı hezimete uğradı.
- Tom'un takımı sürklase oldu.

Tom's team was completely outclassed.

O, beyzbol takımı kurdu.

He has made the baseball team.

Tom futbol takımı kurdu.

- Tom made the football team.
- Tom made the soccer team.

Tom basketbol takımı kurdu.

Tom made the basketball team.

Çatal bıçak takımı nerede?

Where is the cutlery?

Takımı hayal kırıklığına uğrattım.

I let the team down.

Bir satranç takımı istiyorum.

I want a chess set.

Bir beyin takımı nedir?

- What is a think tank?
- What is a think factory?

Tom ve takımı hazır.

Tom and his team are ready.

Onun takımı muhtemelen kazanacak.

His team is likely to win.

Tom beyzbol takımı kurdu.

Tom made the baseball team.

Biz üç takımı yendik.

We beat three teams.

Tom beyzbol takımı yaptı.

Tom has made the baseball team.

- Okulunuzda beyzbol takımı var mı?
- Okulunuzun beyzbol takımı var mı?

Does your school have a baseball team?

- Uluslararası futbol turnuvasında İngiliz takımı, Brezilya takımını yendi.
- İngiliz takımı, uluslararası futbol turnuvasında Brezilyalı takımı yendi.

The English team beat the Brazilian team in the international soccer tournament.

- Hangi takımı tutuyorsun?
- Hangi takımı destekliyorsun?
- Hangi takımlısın?
- Hangi takımın taraftarısın?

What team do you support?

Onlar bir yüzme takımı kurdu.

They formed a swim team.

Kazanan bir takımı asla değiştirme.

Never change a winning team.

Tom bir hokey takımı kurdu.

Tom made the hockey team.

Habere göre İtalyan takımı kazandı.

According to the news, the Italian team has won.

Alman milli takımı Portekiz'i dağıttı.

The German national team dismantled Portugal.

Ayna sofra takımı dolabının üstündedir.

The mirror is on top of the dresser.

Tom sadece o takımı aldı.

Tom just got that suit.

Diğer takımı üç puanla yendik.

We defeated the other team by 3 points.

Onların iyi bir takımı var.

They've got a good team.

Ben gerçekten bu takımı seviyorum.

I really like this team.

Bu çay takımı tam mı?

Is this tea set complete?

Tom bir biyozararlı takımı giyiyor.

Tom is wearing a biohazard suit.

Onlar iyi bir beyzbol takımı.

They're a good baseball team.

Onlar iyi bir basketbol takımı.

They're a good basketball team.

Futbol takımı Tom tarafından yönetiliyor.

The soccer team is led by Tom.

Tom futbol takımı yapmaya kararlıydı.

Tom was determined to make the football team.

Çatal bıçak takımı ortadan kayboldu.

The cutlery has disappeared.

Onlar iyi bir hokey takımı.

They're a good hockey team.

Az önce bu takımı aldım.

I just got this suit.

İyi bir antrenör bu takımı eğitir.

A good coach trains this team.

Takımı desteklemek için ne zaman toplanacağız?

When is the pep rally?

O partide bu eski takımı giyemem.

I can't wear this old suit to that party.

Oyunda altın madalyayı Japonya takımı kazandı.

The Japan team won the gold medal in the game.

Portekiz'in çok iyi bir takımı var.

Portugal has a very good team.

Tom benim giydiğim aynı takımı giyiyordu.

Tom was wearing the same suit as I was.

Nagasaki yanlısı bir futbol takımı kuralım.

Let's put together a pro-soccer team for Nagasaki!

Bir basketbol takımı beş oyuncudan oluşur.

A basketball team consists of five players.

O takımı kimin oluşturduğunu biliyor musun?

Do you know who brought that team into being?

Alman takımı kaybetti ve şimdi üzgünüm.

The German team lost and now I am sad.

Onun gözde takımı yarışmaların çoğunu kazanmaz.

His favourite team doesn't win a lot of competitions.

Basketbol takımı pazartesi günü uygulama yapmaz.

The basketball team doesn't practice on Monday.

Tom onun takımı kazandığında çok mutluydu.

Tom was very happy when his team won.

Tom'un takımı ligdeki takımların en kötüsüdür.

Tom's team is the worst team in the league.

Takımı hayal kırıklığına uğratırım gibi hissediyorum.

I feel like I let the team down.

Biz iyi bir hücum takımı değildik.

We weren't a good offensive team.

Diğer takımı yenmek hiç kolay değil.

Beating the other team was no sweat at all.

Okulunuzun bir basketbol takımı var mı?

Does your school have a basketball team?

Sami iyi bir savunma takımı tuttu.

Sami hired a good defense team.

- A takımı, B takımına karşı maçı kaybetti.
- A takımı, B takımına karşı oyunu kaybetti.

Team A lost the game against team B.

- A takımı, B takımına karşı oyunu kazandı.
- A takımı, B takımına karşı maçı kazandı.

Team A won the game against team B.

- Hangi takımın bir fanatiğisin.
- Hangi takımı tutuyorsun?
- Hangi takımı destekliyorsun?
- Hangi takımlısın?
- Hangi takımın taraftarısın?

- Which club do you belong to?
- Which is your favorite team?
- Which team are you a fan of?
- What team do you support?
- What team do you cheer for?
- Which team are you rooting for?

Kırmızı takımı, beyaz sakalıyla meşhur Noel Baba -

Santa Claus: red suit, white trim, beard, famous -

Bir futbol takımı on bir kişiden oluşur.

- A football team consists of eleven players.
- A soccer team consists of eleven players.

Tom okul futbol takımı için deneyeceğini söyledi.

- Tom said he was going to try out for his school soccer team.
- Tom said that he was going to try out for his school soccer team.

Haftada kaç kez futbol takımı çalışma yapar?

How many times a week does the soccer team practice?

Takımı bırakmamı isterlerse bu çok moralimi bozar.

I'd be depressed if they asked me to quit the team.

Senin bir hokey takımı satın aldığını duydum.

I heard that you bought a hockey team.

Alman takımı kaybetti ve şimdi ben üzgünüm.

The German team lost, and now I'm upset.

Tom ülkesinin takımı turnuvadan elendiği zaman üzgündü.

Tom was sad when his country's team was eliminated from the tournament.

Kanadalı bayan hokey takımı altın madalya kazandı.

The Canadian women's hockey team won the gold medal.

Bir futbol takımı on bir oyuncudan oluşur.

A football team consists of eleven players.

Her futbol takımı bir kaptan belirlemek zorundadır.

Each football team needs to designate a captain.

O, müdürle geçinemediği için takımı terk etti.

- He left his team as he could not get along with the manager.
- He left his team because he couldn't get along with the manager.

O ilkokulun güçlü bir futbol takımı var.

That primary school has a strong soccer team.

Okulunun hâlâ bir basketbol takımı var mı?

Does your school still have a basketball team?

Lisenizin beyzbol takımı iyi bir takım mıydı?

Was your high school's baseball team a good team?

Lisenizin voleybol takımı iyi bir takım mıydı?

Was your high school's volleyball team a good team?

Lisenin basketbol takımı iyi bir takım mıydı?

Was your high school's basketball team a good team?

Tom'un takımı turnuvada zorlu rakipleri dize getirdi.

Tom's team kicked some major-league ass in the tournament.

Tom takımı adına üç gole imza attı.

Tom scored three goals for his team.

Uluslararası futbol turnuvasında İngiliz takımı Brezilya takımını yendi.

The English team beat the Brazilian team in the international football tournament.

Tom lisesinin beyzbol takımı için ikinci taban oynardı.

Tom used to play second base for his high school's baseball team.

Japon takımı bu yarışma için altın madalya kazandı.

The Japanese team won the gold medal for this competition.

Erkek kardeşimin futbol takımı dün bir turnuva kazandı.

My brother's football team won a tournament yesterday.

Biz beyzbol takımı üyelerini karşılamak için bayrakları salladık.

We waved flags to welcome members of our baseball team.

Tom, takımı büyük finali kaybedince yumruğuyla duvarı deldi.

Tom punched a hole in the wall after his team lost the grand final.

- Hangi takımı tutuyorsun?
- Hangi takımlısın?
- Hangi takımın taraftarısın?

- What team do you cheer for?
- Which team are you rooting for?

Alman futbol takımı ikna edici bir şekilde Brezilya'yı yendi.

The German soccer team beat Brazil convincingly.

Tom'u son gördüğümde bir ceza evi atlama takımı giyiyordu.

The last time I saw Tom he was wearing a prison jump suit.

Ulusal hokey takımı Amerika'yı ziyaret ettiğinde, oyuncuların yarısı ayrıldı.

When the national hockey team visited America, half the players defected.

Su polosu takımı sabah 5:30'da çalışma yapar.

The water polo team practices at 5:30 a.m.