Translation of "Tuzak" in English

0.007 sec.

Examples of using "Tuzak" in a sentence and their english translations:

Tuzak kurulmuştu.

The trap was set.

Bir tuzak.

A trap.

Bir tuzak kurmalıyız.

We should set a trap.

Sana tuzak kurmadım.

I didn't set you up.

Bir tuzak kurdum.

I set a trap.

Bu bir tuzak.

This is a trap.

Bir tuzak olabilir.

- It might be a trap.
- It may be a trap.

Bu bir tuzak!

It's a trap!

O bir tuzak.

- It's a trap!
- It's a trap.

Bir tuzak kurduk.

We set a trap.

- Bu bir tuzak değil.
- Bu bir tuzak değildir.

- This is not a trap.
- This isn't a trap.

- Tuzak olmadığını nasıl bilirsin?
- Tuzak olmadığını nasıl biliyorsun?

How do you know it's not a trap?

Sonra tuzak soruyu sordu:

Then she asked the trick question:

Bu kusursuz bir tuzak.

It's a perfect trap.

Tom bir tuzak kurdu.

Tom set a trap.

Tom bana tuzak kurdu.

Tom set me up.

O bir tuzak olabilir.

- It might be a trap.
- It could be a trap.
- It may be a trap.

Belki o bir tuzak.

Maybe it's a trap.

O bir tuzak olabilirdi.

It could be a trap.

O bir tuzak mı?

Is it a trap?

Geri gel buraya. Tuzak.

Come back here. It's a trap.

Bu bir tuzak değil.

- This is not a trap.
- This isn't a trap.

Birisi ona tuzak kurdu.

Somebody set him up.

Bu bir tuzak olabilir.

- It might be a trap.
- It may be a trap.
- This may be a trap.

Bu, bir tuzak olabilir.

This could be a trap.

Pekâlâ, bu tuzak küçük hayvanları yakalamak üzere tasarlanmış bir tuzak.

Okay, so this is one of those traps designed to catch small animals.

Tuzak kurmak için şartlar mükemmel.

Perfect ambush conditions.

Bir tuzak kullanarak, tilkiyi yakaladılar.

Using a trap, they caught the fox.

O tavşana tuzak kurmayı deneyeceğim.

I'm going to try to trap that rabbit.

Onlara herhangi bir tuzak kurmuyorum.

I'm not setting them any traps.

O bir tuzak, değil mi?

It's a trap, isn't it?

Bu bir tuzak gibi geliyor.

- This sounds like a trap.
- This looks like a trap.

Bu bir tür tuzak mı?

Is it a trap of some kind?

Bu bir tuzak gibi kokuyor.

It smells like a trap.

Joe'ya karşı bir tuzak var.

There's a trap against Joe.

Dikkat et! Bu bir tuzak!

Watch out! It's a trap!

Bu bir tuzak gibi görünüyor.

- This sounds like a trap.
- This looks like a trap.

Bu bir tuzak soru mu?

Is that a trick question?

Bunun bir tuzak olduğundan endişeliydim.

I was worried it was a trap.

Bize tuzak kurmaya çalıştığınızı biliyorum.

I know that you're trying to set us up.

Bize tuzak kurmaya mı çalışıyorsun?

Are you trying to set us up?

Aslında burada bize tuzak kuruluyor işte

Actually, here is a trap.

O, skandal için bana tuzak kurdu.

He set me up for the scandal.

Hayvanı yakalamak için bir tuzak kurdu.

He set a trap to catch the animal.

- Bu bir tuzak!
- Bu bir pusu!

It's an ambush!

Dikkatli ol. Bu bir tuzak olabilir.

Be careful. It might be a trap.

Bunun bir tuzak olduğu ortaya çıktı.

It turned out to be a trap.

Bunun bir tuzak olmadığını nereden bileceğiz?

How do we know it isn't a trap?

Ben haydut için bir tuzak kurdum.

I set a trap for the prowler.

Bunun bir tuzak olmadığını nasıl biliyoruz?

How do we know this isn't a trap?

Bunun bir tuzak olmadığını nasıl anlarız?

- How do we know it isn't a trap?
- How do we know it's not a trap?

Tom bunun bir tuzak olabileceğindan şüphelendi.

- Tom suspected it might be a trap.
- Tom suspected that it might be a trap.

Bu bir tuzak olmasa iyi olur.

This better not be a trap.

Onun bir tuzak olduğunu düşünüyor musun?

Do you think it's a trap?

Tom bunun bir tuzak olabileceğini düşündü.

- Tom thought it might be a trap.
- Tom thought that it might be a trap.

Bunun sadece bir tuzak olmadığını nasıl anlarız?

How do we know it isn't just a trap?

Bunun bir tuzak olabileceğinden endişeli değil misin?

Aren't you worried it might be a trap?

Bu bir tuzak olabilir. Gardını aşağı indirme.

It could be a trap. Don't let your guard down.

Tom tavşan yakalamak için bir tuzak hazırladı.

Tom built a trap to catch rabbits.

Lembeh, en yetenekli tuzak avcısına ev sahipliği yapıyor.

Lembeh is home to the ultimate ambush hunter.

Biz bir tilki yakalamak için bir tuzak kurduk.

We set a trap to catch a fox.

Dikkatli ol. Burası tuzak için mükemmel bir yer.

Be careful. It's the perfect place for an ambush.

Ya çürüyen etin bir kısmını alıp ormanda tuzak kurar

Could hack off a bit of the rotting meat, make a trap in the forest...

Pekâlâ, bu küçük hayvanları yakalamak için tasarlanmış bir tuzak.

Okay, so this is one of those traps that's designed to catch small animals.

Ne diyorsunuz? Çürümüş etle düzgün bir tuzak mı kuralım

So, what do you reckon? Do we try and make a proper trap with some rotten meat,

Onun yerine tuzak tellerinden oluşan ağları aracılığıyla yoklar dünyayı.

Instead, she feels her world through a network of trip wires.

Ne yapacağız? Ultraviyole ışıkla mı avlanacağız? Yoksa bir tuzak mı yapacağız?

[Bear] So what's it gonna be? Hunt with an ultraviolet light? Or make a lure trap?

Masum dalgıçlara tuzak kurmak için pusuya yatan insan yiyenler olarak tanımlardı.

that would lie in wait on the seabed to trap unsuspecting divers.

Hannibal'ın yeni bir tuzak kurup kurmadığını bilmenin bir yolu yoktu ve Romalıların...

He had no way of knowing whether or not Hannibal was setting up another trap and it is questionable