Translation of "Karşılaşmak" in English

0.005 sec.

Examples of using "Karşılaşmak" in a sentence and their english translations:

Seninle karşılaşmak hoş.

- Nice to see you.
- Good to see you.

Ben onunla karşılaşmak istemiyorum.

I don't want to run into him.

O sizinle karşılaşmak için hevesliydi.

He was anxious to meet you.

Şimdi canım onunla karşılaşmak istemiyor.

I don't feel like meeting her now.

Seninle burada karşılaşmak ne tesadüf!

What a coincidence meeting you here!

Seninle burada karşılaşmak ne şans.

How lucky to meet you here.

Keşke seninle tekrar karşılaşmak zorunda olmasam.

I wish I wouldn't have to meet you again.

Seninle burada karşılaşmak beklenmedik bir zevk.

Meeting you here is an unexpected pleasure.

Hayatta böyle olmayan erkeklerle de karşılaşmak var,

I know I'm going to keep bumping into additional differences on this journey,

Ben karanlık bir yerde onunla karşılaşmak istemiyorum.

I wouldn't like to meet him in a dark place.

Bu sırada Scipio, Hannibal ile savaşta karşılaşmak için istekliydi.

Meanwhile, Scipio is eager to meet Hannibal in battle.

Longus düşmanla karşılaşmak üzere ordusunun geri kalanı ile yürümeye başladı.

Longus marches out with the rest of his army to meet the enemy.

- Tom yeni insanlarla tanışmak istiyor.
- Tom yeni insanlarla karşılaşmak istiyor.

Tom wants to meet new people.