Translation of "Canım" in English

0.057 sec.

Examples of using "Canım" in a sentence and their english translations:

- Acıyor!
- Canım acıyor!
- Canım yanıyor!

It hurts!

Bizene canım

dear to us

Memnuniyetle, canım.

With pleasure, my dear.

Canım sıkılıyordu.

I was feeling blue.

Nasılsın, canım?

- How are you, my sweetheart?
- How are you, my dear?

Ne alaka canım

What's up dear

Başımız ağrıyacak canım

our headache will not be pain

Hadi canım sende

Come on

Canım ağlamak istiyor.

I feel like crying.

Canım içki istiyor.

I feel like a drink.

Canım onu istemiyor.

I don't feel like it.

Canım denemek istemiyor.

I don't feel like trying.

Canım, utangaç olma!

My dear, don't be shy!

Benim canım arkadaşım!

My dear friend!

Canım çalışmak istemiyor.

- I don't feel like studying.
- I don't feel like working.

Canım yemek istemiyor.

I don't feel like eating.

Teşekkür ederim canım.

- Thank you, my dear.
- Thank you, dear.

Zaten canım istemiyor!

I don't feel like it anyway!

Canım yapmak istemiyor.

- I do not feel like doing it.
- I don't feel like doing it.

Canım dinlenmek istiyor.

I feel like a rest.

- Sıkıldım.
- Canım sıkılıyor.

- I'm bored.
- I get bored.
- I am bored.
- I got bored.

Canım kaçmak istedi.

I felt like running away.

Canım gülümsemek istiyor.

I feel like smiling.

Canım beklemek istiyor.

I feel like waiting.

Canım yürümek istiyor.

I feel like walking.

Canım oturmak istemiyor.

I don't feel like sitting down.

Canım gülümsemek istemiyor.

I don't feel like smiling.

Canım gitmek istemedi.

I didn't feel like going.

Canım bağırmak istedi.

I felt like screaming.

Canım kalkmak istemiyor.

I don't feel like getting up.

Seni seviyorum, canım.

- I love you, baby.
- I love you, honey.

Canım yürümek istemiyor.

- I do not feel like walking.
- I don't feel like walking.

Canım kutlamak istemiyordu.

I didn't feel like celebrating.

- Yaralanabilirdim.
- Canım yanabilirdi.

- I could have been hurt.
- I could've been hurt.

Nasıl uyudun, canım?

How did you sleep, dear?

- Canım istemiyor.
- Kalsın.

- I would prefer not to.
- I'd prefer not to.

Merhaba canım, evdeyim.

Hi honey, I'm home.

Canım konuşmak istemiyor.

I don't feel like talking.

Canım gülmek istemiyor.

I don't feel like laughing.

Bu nedir, canım?

What is it, honey?

- Canım yanmıştı.
- İncinmiştim.

I was hurt.

Canım çalışmak istemedi.

I didn't feel like studying.

Canım beklemek istemedi.

I didn't feel like waiting.

Canım konuşmak istemiyordu.

I didn't feel like talking.

Canım vazgeçmek istedi.

I felt like giving up.

Canım beklemek istemiyor.

I don't feel like waiting.

Canım gülmek istedi.

I felt like laughing.

Canım gülmek istiyor.

I feel like laughing.

Canım yatmak istemiyor.

I don't feel like going to bed.

Canım peynir çekiyor.

I'm hungry for cheese.

- Canım onunla dışarı çıkmak istiyor.
- Canım onunla çıkmak istiyor.

I feel like going out with her.

- Canım istediği için yaptım.
- Yaptım, çünkü canım öyle istedi.

I did that because I wanted to.

Olmuyordur canım. Olmaz yani

There is no dear. No way

Sonuçta halkız biz canım

after all, we are people dear

Tamam canım buda olabilir

ok dear it might be too

Rahat yaşam canım sonuçta

comfortable life dear after all

Canım taze meyve istiyor.

I have a craving for fresh fruit.

Canım şaka yapmak istemiyor.

- I don't feel like joking.
- I'm not feeling like joking.

Canım dışarı çıkmak istemiyor.

- I don't feel like going out.
- I'm not in a mood to go out.

Canım dışarı gitmek istiyor.

I feel like going out.

Canım içki içmek istiyor.

I feel like having a drink.

Canım bira içmek istiyor.

I feel like drinking a beer.

Canım kimseyle konuşmak istemiyor.

I don't feel like talking with anyone.

Canım şarkı söylemek istiyor.

I feel like singing.

Artık canım uyumak istemiyor.

I don't feel like sleeping anymore.

Canım yürüyüş yapmak istiyor.

I feel like taking a walk.

Canım dışarı çıkmak istiyor.

I feel like going out.

Canım kutlama yapmak istemiyor.

- I don't feel like partying.
- I don't feel like celebrating.

Canım dans etmek istemiyor.

I don't feel like dancing.

Bugün canım çalışmak istemiyor.

I don't feel like working today.

Canım TV izlemek istemiyor.

I don't feel like watching TV.

Franklin, canım, çokta tın !

Frankly, my dear, I don't give a damn!

Tamam, canım, iyi geceler!

OK, my dear, good night!

Canım şimdi uyumak istemiyor.

- I don't feel like sleeping just now.
- I don't feel like sleeping right now.

Canım bir pizza istiyor.

I feel like a pizza.

Canım çok konuşmak istemiyor.

I don't feel much like talking.

Canım yalnız olmak istiyor.

I feel like being alone.

Canım dans etmek istiyor.

I feel like dancing.

Canım şarkı söylemek istemiyor.

I don't feel like singing.

Gerçekten canım okumak istemiyor.

I don't really feel like reading.

Gerçekten canım konuşmak istemiyor.

I really don't feel like talking.

Sadece canım kalkmak istemiyordu.

I just didn't feel like getting up.

Canım çok gülmek istemiyor.

I don't feel much like laughing.

Canım Almanca çalışmak istemiyor.

I don't feel like speaking German.

Canım seni görmek istiyor.

I feel like seeing you.

Sadece bunu canım istemiyor.

I just don't feel like it.