Translation of "Kalırız" in English

0.004 sec.

Examples of using "Kalırız" in a sentence and their english translations:

Nasıl hayatta kalırız?

- How are we going to survive?
- How do we survive?

Biz meşgul kalırız.

We stay busy.

Kendi aklımızda sıkışıp kalırız.

Getting stuck inside our heads.

Yağmur yağarsa evde kalırız.

- If it rains, we will stay at home.
- If it rains, we'll stay at home.

Taksi yoksa yürümek zorunda kalırız.

If there are no taxis, we'll have to walk.

Acele edin! Etmezseniz, geç kalırız.

- Come on! We're going to be late.
- Hurry up! If you don't, we'll be late.

Her zaman birtakım tehlikeye maruz kalırız.

We are always exposed to some kind of danger.

Ne zaman Boston'a gitsek Tom'la kalırız.

We stay with Tom whenever we go to Boston.

Tanrı olmasa onu icat etmek zorunda kalırız.

If God did not exist, we'd have to invent him.

Bazen sadece yapmak istemediğimiz şeyleri yapmak zorunda kalırız.

Sometimes we just have to do things we don't want to do.

Buradaki herhangi biri bize yardım edebilirse müteşekkir kalırız.

If anyone here can help us, we'd appreciate it.

Değişiklikleri nedeniyle 2000 yılında hayatta kalamayacak . Nasıl hayatta kalırız?

climate changes that will mainly affect forests. How do we survive?

Ne kadar çok yemek yersen o kadar az geri getirmek zorunda kalırız. Bu yüzden istediğin kadar çok ye!

The more food you eat, the less we have to bring back. So eat as much as you want!