Translation of "Taksi" in English

Taksi geldi.

- The taxi has arrived.
- The cab is here.
- The taxi is here.
- The cab's here.
- The taxi's here.

Taksi pahalıdır.

A taxi is expensive.

Taksi nerede?

Where is the taxi?

Taksi çağıralım!

- Let's take a taxi.
- Let's take a taxi!

Otele taksi tut.

Take a taxi to the hotel.

Taksi dışarıda bekliyor.

The taxi is waiting outside.

Taksi geç ulaştı.

The cab arrived late.

Taksi geç geldi.

- The taxi arrived late.
- The cab arrived late.

Taksi yolculuğu benden.

The cab ride's on me.

Taksi bulmakta zorlandım.

I had trouble getting a taxi.

Taksi ile gideceğim.

I'm going to take a cab.

Bir taksi alacağım.

I'll get a cab.

O, taksi bekledi.

She waited for a taxi.

Bir taksi tuttuk.

We took a cab.

Tom taksi çağırdı.

Tom called a taxi.

Taksi şoförü müsün?

Are you a taxi driver?

Bir taksi bekliyor.

A cab is waiting.

Bir taksi çağırdım.

I called a cab.

Bir taksi tuttum.

I took a cab.

Bir taksi çağırın!

Call a cab!

Taksi çağırır mısın?

Could you call a cab?

Bir taksi çağırıyorum.

I'm calling a cab.

Nasıl taksi çağırabilirim?

- How can I call a cab?
- How can I call a taxi?

İki taksi istiyoruz.

We want two taxis.

Sami taksi bekliyordu.

Sami was waiting for a cab.

Taksi istiyor musun?

Do you want a cab?

- O bir taksi şoförü.
- O bir taksi sürücüsü.

She is a taxi driver.

- Nerede bir taksi bulabilirim?
- Nereden bir taksi bulabilirim?

Where can I find a cab?

- Taksi otobüsten daha pahalı.
- Taksi otobüsten daha pahalıdır.

A taxi is more expensive than a bus.

- O bana bir taksi buldu.
- Bana bir taksi buldu.

He found me a taxi.

taksi sürücülerini işe alırken

while at the same time employing taxi drivers

Taksi çağırmana gerek yoktu.

You needn't have taken a taxi.

Havaalanına taksi ile gittik.

I went to the airport by taxi.

Size bir taksi çağıracağım.

I'll call you a taxi.

Taksi iki yolcu aldı.

The taxi picked up two passengers.

Bir taksi bile durmadı.

No taxi stopped.

Taksi bana yaklaşıp durdu.

The taxi drew up to me.

Taksi aniden sola döndü.

The taxi abruptly turned left.

Bana bir taksi çağırdı.

She called me a taxi.

O bir taksi çağırdı.

He hailed a cruising taxi.

O bir taksi şoförü.

- She is a taxi driver.
- He is a taxi driver.
- He is a cab driver.

Sana bir taksi çağıracağım.

I'll call you a cab.

Bir taksi istiyor musun?

Do you want a cab?

Otele bir taksi çağır.

Take a taxi to the hotel.

Taksi tam zamanında geldi.

The taxi arrived in good time.

Tom bir taksi şoförü.

Tom is a taxi driver.

Buralarda taksi var mı?

Are there taxis around here?

Ben bir taksi bekliyordum.

I was waiting for a taxi.

Şangay'da taksi ücretleri pahalıdır.

The taxi fares in Shanghai are expensive.

Bize bir taksi çağıracağım.

I'll get us a cab.

Tom bir taksi tuttu.

Tom took a cab.

Neden taksi ile gittin?

Why did you take a cab?

Pardon, taksi durağı nerede?

Excuse me, where is the taxi stand?

İstasyona taksi ile gittim.

I took a cab to the station.

Taksi şoförü ağır yaralanmadı.

The cab driver wasn't seriously injured.

Tom bir taksi sürer.

Tom drives a cab.

Lütfen bir taksi çağırın.

Please call a taxi.

Tom bir taksi şoförüydü.

Tom used to be a taxi driver.

Nerede bir taksi bulabilirim?

- Where can I get a taxi?
- Where can I get a cab?
- Where can I find a taxi?

Tom bir taksi çağırdı.

Tom hailed a cab.

Hiç müsait taksi yoktu.

There were no taxis available.

Ben bir taksi çağırdım.

- I called a cab.
- I called a taxi.

Tom'a bir taksi çağırdım.

- I called Tom a cab.
- I called Tom a taxi.
- I called a taxi for Tom.

Ben bir taksi şoförüyüm.

- I'm a taxi driver.
- I'm a cab driver.

Buraya taksi ile geldim.

I came here by taxi.

Bana bir taksi çağır.

- Call me a cab.
- Call me a taxi.

Sanırım bir taksi tutacağım.

I guess I'll take a taxi.

Taksi bulmakta zorluk yaşadım.

I had a hard time finding a taxi.

Tom bir taksi sürüyor.

Tom drives a taxi.

Sadece bir taksi çağıracaktım.

I was just going to call a cab.

Taksi sonunda geldi mi?

Has the taxi come yet?

Taksi otobüsten daha pahalı.

- A taxi is more expensive than a bus.
- The taxi is more expensive than the bus.

- Sana bir taksi çağırayım mı?
- Sana bir taksi tutayım mı?

- Should I call you a cab?
- Should I call you a taxi?

- Tom taksi şoförüne para verdi.
- Tom taksi şoförüne ödeme yaptı.

Tom paid the taxi driver.

- O, bana bir taksi çağırdı.
- O bana bir taksi çağırdı.
- O benim için bir taksi çağırdı.

- He called me a cab.
- He called me a taxi.
- He called a taxi for me.
- He called a cab for me.

- Tom Mary için bir taksi çağırdı.
- Tom Mary'ye bir taksi çağırdı.

- Tom called a cab for Mary.
- Tom called Mary a taxi.
- Tom called a taxi for Mary.

Tom bana bir taksi buldu.

Tom found me a taxi.

Bir taksi ayırtmak daha hızlıdır.

It's faster to reserve a taxi.

Bir taksi çağırmamı ister misiniz?

Would you like me to call a taxi?

Taksi yoksa yürümek zorunda kalırız.

If there are no taxis, we'll have to walk.

Taksi ile Tokyo istasyonuna gitti.

He went to the Tokyo station by taxi.

Taksi şoförünün sola dönmesini istedi.

He wanted the taxi driver to turn left.

Tom taksi sürücüsüne bahşiş verdi.

Tom tipped the cab driver.

Taksi yok, bu yüzden yürümeliyim.

There are no taxis, so I must walk.

Ben yalnızca bir taksi şoförüyüm.

I'm just a taxi driver.