Translation of "Yürümek" in English

Yürümek güzeldir.

Walking is nice.

Yürümek istemiyorum.

I don't want to walk.

Yürümek istedim.

I wanted to walk.

- Okula yürümek zorundayım.
- Okula yürümek zorundayım

I have to walk to school.

Yürümek zorunda kalmasam gerçekten oraya yürümek istemiyorum.

I really don't want to walk there if I don't have to.

Ben yürümek istiyorum.

I want to walk.

Seninle yürümek istemiyorum.

I don't want to walk with you.

Yürümek zorunda kaldık.

We had to walk.

Seninle yürümek istiyorum.

I want to walk with you.

Yağmurda yürümek istiyorum.

I like to walk in the rain.

Eve yürümek istemiyorum.

I don't want to walk home.

Canım yürümek istiyor.

I feel like walking.

Yürümek ister misiniz?

- Do you feel like taking a walk?
- Do you guys want to walk?

Yürümek iyi egzersizdir.

Walking is good exercise.

Yürümek istemiyor musun?

Don't you want to walk?

Tom yürümek istiyor.

Tom wants to walk.

Kumda yürümek zordur.

- It is difficult to walk in the sand.
- Walking in the sand is difficult.

Canım yürümek istemiyor.

- I do not feel like walking.
- I don't feel like walking.

Artık yürümek istemiyorum.

I don't want to walk any more.

Tom yürümek istiyordu.

Tom wanted to go for a walk.

Tom yürümek istemiyor.

Tom doesn't want to walk.

Tom yürümek istemedi.

Tom didn't want to walk.

Yürümek umurumda değili

I don't mind walking.

Eve yürümek zorunda kaldım.

I had to walk home.

Onun canı yürümek istedi.

She was in the mood for a walk.

Gerçekten yürümek istiyor musun?

Do you really want to walk?

Birlikte yürümek ister misin?

Do you want to walk together?

Ayaklarımızı yürümek için kullanırız.

We use our feet to walk.

Eve yürümek zorunda kaldık.

We had to walk home.

Canım şimdi yürümek istemiyor

I don't feel like taking a walk now.

Şu anda yürümek istemiyorum.

I don't want to take a walk now.

Eve yalnız yürümek istemiyorum.

I don't want to walk home alone.

Irmak boyunca yürümek istiyorum.

I would like to walk along the river.

Yürümek için çok uzak.

It's too far to walk.

Yavaş yavaş yürümek zorundayım.

I have to walk slowly.

Yürümek en iyi egzersizdir.

Walking is the best exercise.

Tekrar yürümek istemiyor musun?

Don't you want to walk again?

Ay ışığında yürümek romantikti.

It was romantic to walk in the moonlight.

Tom şimdi yürümek istemiyor.

Tom doesn't want to take a walk now.

Tom eve yürümek istiyor.

Tom intends to walk home.

Bugün okula yürümek istemiyorum.

I don't want to walk to school today.

Yürümek, düşünmeme yardımcı oluyor.

Walking helps me think.

İstasyona yürümek ne kadar sürer?

How long does it take to walk to the station?

Taksi yoksa yürümek zorunda kalırız.

If there are no taxis, we'll have to walk.

Sanırım gece yalnız yürümek tehlikelidir.

- I think it dangerous walking alone at night.
- I think it's dangerous to walk alone at night.

Yürümek için çok uzak mı?

Is it too far to walk?

Yağmurda yürümek beni rahatsız etmez.

It doesn't bother me to walk in the rain.

Canım çok hızlı yürümek istemiyor.

I don't feel like walking so fast.

Neden parkta yürümek istediğini söylüyorsun?

Why are you saying you want to walk in the park?

Benimle istasyona yürümek ister misin?

Would you like to walk to the station with me?

Yağmurda eve yürümek zorunda kaldım.

We had to walk home in the rain.

İstasyona yürümek bir saat sürer.

It takes an hour to walk to the station.

Biraz daha yavaş yürümek istiyorum.

I want to walk a little slower.

Yürümek için çok uzak değil.

- It's not too far to walk.
- It isn't too far to walk.

Yürümek zorunda kalacağız gibi görünüyor.

It looks like we're going to have to walk.

İstasyona yürümek on dakikamı aldı.

It took me ten minutes to walk to the station.

Yürümek için çok geç değil.

- It's not too late to walk away.
- It isn't too late to walk away.

Öyle çantalarla yürümek güvenli değil.

It is not safe to walk with the bags like that.

Tom eve yürümek istediğini söylüyor.

Tom says he wants to walk home.

Gece yalnız yürümek güvenli değildir.

- It isn't safe to walk alone at night.
- It's not safe to walk alone at night.

İstasyona yürümek on dakika alır.

It takes 10 minutes to walk to the station.

Yürümek için ideal bir gündü.

It was an ideal day for walking.

Ben sadece tekrar yürümek istiyorum.

I just want to walk again.

Oraya yürümek ne kadar sürüyor?

How long does it take to walk there?

Tom yarın okula yürümek zorunda.

Tom has to walk to school tomorrow.

O kadar uzağa yürümek istemiyorum.

I don't feel like walking that far.

Orada taksi olmadığından yürümek zorundaydım.

I had to walk because there were no taxis.

Yolculuğun son etabında yürümek zorunda kaldık.

We had to walk the last leg of the journey.

İstasyondan okula yürümek yirmi dakika sürer.

It takes twenty minutes to walk from the station to school.

Bir günde 60 kilometre yürümek zordur.

It is difficult to walk 60 kilometers a day.

Otobüs olmadığı için, yürümek zorunda kaldım.

Since there was no bus, I had to walk.

Yürümek taksiye binmekten daha hızlı olacaktır.

It'll be quicker to walk than to take a taxi.

Oraya yürümek sadece on dakika aldı.

It took only ten minutes to walk there.

Orası yürümek için yeterince yakın mı?

Is it close enough to walk there?

Her sabah yürümek sağlığın için iyidir.

It is good for your health to take a walk every morning.

Buradan evine yürümek ne kadar sürer?

How long does it take to walk to your house from here?

Taksi olmadığı için, yürümek zorunda kaldım.

Since there were no taxis, I had to walk.

Taksi olmadığı için yürümek zorunda kaldım.

I had to walk because there were no taxis.

Çimlerde yürümek yasak ama ya koşmak?

It's illegal to walk on the grass, but what about running?

Belediye binasına yürümek ne kadar sürer?

How long does it take to walk to the city hall?

Tom arabadan inmek ve yürümek istedi.

Tom wanted to get out of the car and walk.

Her gün yürümek sağlığın için iyidir.

It's good for your health to walk every day.

Plaja kadar yürümek isteyen var mı?

Does anybody want to take a walk to the beach?

Buradan yürümek için çok fazla uzak.

It's too far away to walk from here.

Derin karda yürümek bize zor geldi.

We found it difficult to walk in the deep snow.

City Hall'e yürümek ne kadar sürer?

- How long does it take to walk to the city hall?
- How long does it take to walk to City Hall?

Normal bir insan gibi yürümek istiyorum.

I'd like to walk like a normal person.

Şehrin o bölgesinde yürümek ilginç olmalı.

Walking through that area of town should be interesting.

Benimle istasyona kadar yürümek ister misin?

Do you want to walk to the station with me?

Şaşırmışken tren platformunda yürümek çok tehlikelidir.

Walking on a train platform while distracted is very dangerous.

Ben yürümek istemiyorum. Bir taksiyle gidelim.

I don't want to walk. Let's take a cab.

Seçeneğimiz yok. Sanırım yürümek zorunda kalacağız.

We have no choice. I guess we'll have to walk.

Tom ağ olmadan ipte yürümek istemiyordu.

Tom didn't want to walk the tightrope without a net.