Translation of "Tom'la" in Spanish

0.018 sec.

Examples of using "Tom'la" in a sentence and their spanish translations:

- Tom'la konuşmalıyım.
- Tom'la konuşmam gerekir.

Se supone que debo hablar con Tom.

- Tom'la konuşmalıyım.
- Tom'la konuşmam gerek.

Necesito hablar con Tom.

Tom'la ilgilen.

Cuida de Tom.

Tom'la konuştum.

Hablé con Tom.

Tom'la konuşacağım.

Voy a ir a hablar con Tom.

Tom'la evlenmelisin.

Deberías casarte con Tom.

Tom'la evlenemezsin.

No puedes casarte con Tom.

Tom'la konuşamam.

No puedo hablar con Tom.

Tom'la çalışamam.

No puedo trabajar con Tom.

Tom'la gelemem.

- No puedo ir con Tom.
- No puedo venir con Tom.

Tom'la ilgilenirim.

Me hago cargo de Tom.

Tom'la geleceğim.

Vendré con Tom.

Tom'la konuşayım.

Déjame hablar con Tom.

Tom'la konuşmalıyım.

- Debo hablar con Tom.
- Tengo que hablar con Tom.

Tom'la konuşmuyorum.

No estoy hablando con Tom.

Tom'la ilgileneceğim.

Me voy a encargar de Tom.

Tom'la gideceğim

Voy a ir con Tom.

Tom'la çalışırdım.

Solía trabajar con Tom.

Tom'la oradaydım.

Estaba allí con Tom.

Tom'la ilgilendim.

Cuidé a Tom.

Tom'la konuşmadım.

No he hablado con Tom.

Tom'la evlenmemeliydi.

No debió casarse con Tom.

Tom'la buluşacağım.

Voy a encontrarme con Tom.

Tom'la konuşma.

No hablen con Tom.

Tom'la gelmedim.

No he venido con Tom.

Tom'la konuşabilirim.

Puedo hablar con Tom.

Tom'la uğraşamadım.

No podía pelear contra Tom.

Tom'la kalıyorum.

Me quedo con Tom.

- Tom'la çıktığınızı düşündüm.
- Tom'la çıkacağını düşündüm.

Pensé que estabas saliendo con Tom.

- Tom'la görüşmem gerekiyor.
- Tom'la konuşmam lâzım.

Debo hablar con Tom.

- Tom'la konuşmaya çalıştım.
- Tom'la konuşmayı denedim.

Traté de hablar con Tom.

- Tom'la dönmen gerektiğini düşünüyorum.
- Bence Tom'la dönmelisin.
- Bana kalırsa Tom'la dönmelisin.
- Sanırım Tom'la dönmelisin.

Creo que deberías volver con Tom.

- Gidip Tom'la konuşalım.
- Gidip Tom'la konuşsak ya.

Vayamos a hablar con Tom.

- Tom'la konuşmaya gitmeliyim.
- Tom'la konuşmaya gitmek zorundayım.

Tengo que ir a hablar con Tom.

- Bence Tom'la Boston'da buluşmalısın.
- Bence Tom'la Boston'da buluşmalısınız.
- Sanırım Boston'da Tom'la buluşmalısın.

Creo que deberías encontrarte con Tom en Boston.

Tom'la gidecek misin?

- ¿Vas a ir con Tom?
- ¿Irás con Tom?

Tom'la nerede tanıştın?

¿Dónde conociste a Tom?

Tom'la tanışmak istiyorum.

Quisiera conocer a Tom.

Tom'la gurur duyuyorum.

Estoy muy orgullosa de Tom.

Tom'la konuşmuş muydunuz?

- ¿Ya hablaste con Tom?
- ¿Has hablado ya con Tom?

Kim Tom'la konuşuyor?

¿Quién ha estado hablando con Tom?

Tom'la konuşabilir miyim?

¿Puedo hablar con Tom?

Tom'la konuşmak istiyoruz.

- Queremos hablar con Tom.
- Queremos hablar con Tomás.

Onlar Tom'la ilgilenecek.

Ellos van a cuidar a Tom.

Tom'la gitmek istiyorum.

Me gustaría ir con Tom.

Tom'la evlendiğine inanamıyorum.

No me puedo creer que te casaras con Tom.

Tom'la çıktığını düşündüm.

Pensé que estabas saliendo con Tom.

Tom'la konuşacağını düşündüm.

Pensé que ibas a hablar con Tom.

Tom'la görüşmek istiyoruz.

Queremos conocer a Tom.

Tom'la gitmeni istiyorum.

Quiero que vayas con Tom.

Tom'la konuşmanı istiyorum.

Quiero que hables con Tom.

Tom'la konuşmak istemiyorum.

No quiero hablar con Tom.

Tom'la çıkmanı istemiyorum.

No quiero que salgas con Tom.

Tom'la konuşmak isteyebilirsin.

Tal vez quieras hablar con Tom.

Tom'la oynamak istemiyorum.

No quiero jugar con Tom.

Git Tom'la oyna.

Vete a jugar con Tom.

Tom'la konuştun mu?

¿Has hablado con Tom?

Tom'la ilişki kur.

Ponte en contacto con Tom.

Tom'la evde kalmalıyız.

Deberíamos quedarnos en casa con Tom.

Önce Tom'la konuşmalıydım.

Debí haberle hablado a Tom primero.

Tom'la işim bitmedi.

Todavía no he terminado con Tom.

Ben Tom'la olacağım.

Estaré con Tom.

Neden Tom'la kalmıyorum?

¿Por qué no me quedo con Tom?

Tom'la hiç çalışmadım.

Nunca trabajé con Tom.

Tom'la konuşan kim?

¿Quién es aquel que está hablando con Tom?

Okula Tom'la giderim.

- Yo voy a la escuela con Tom.
- Voy a la escuela con Tom.

Tom'la birlikte büyüdüm.

Yo crecí con Tom.

Tom'la tesadüfen anlaşıyorum.

Por cierto, estoy de acuerdo con Tom.

Tom'la temas etmeliyim.

Debo ponerme en contacto con Tom.

Tom'la tanıştığına inanmıyorum.

No creo que conozcas a Tom.

Boston'da Tom'la karşılaştım.

Conocí a Tom in Boston.

Tom'la başa çıkabilmeliydim.

Debería haber sido capaz de lidiar con Tom.

Boston'a Tom'la gitmeliydim.

Debería haber ido a Boston con Tom.

Bence Tom'la konuşmalıyız.

Creo que deberíamos hablar con Tom.

Tom'la Fransızca konuştum.

Hablé con Tom en francés.

Tom'la kütüphaneye gitmeliyim.

Tengo que ir a la biblioteca con Tom.

Şimdi Tom'la konuşmalıyım.

Ahora tengo que hablar con Tom.

Bence Tom'la konuşmalısın.

Creo que deberías hablar con Tom.