Translation of "Yağarsa" in English

Yağmur yağarsa gitmeyeceğiz.

We won't go if it rains.

Kar yağarsa umursamam.

I don't care if it snows.

Kar yağarsa şaşırmam.

I wouldn't be surprised if it snowed.

Yağmur yağarsa şaşırmam.

I wouldn't be surprised if it rained.

Yağmur yağarsa gitmeyeceğim.

- In case it rains, I won't go.
- If it rains, I won't go.

Yağmur yağarsa beni ara.

Telephone me if it rains.

O, yağmur yağarsa gelmez.

He won't come if it rains.

Yağmur yağarsa maç ertelenecek.

If it rains, the game will be put off.

Eğer yağmur yağarsa kalacağım.

I'll stay if it rains.

Yağmur yağarsa o gelmeyecek.

If it should rain, he will not come.

Yağmur yağarsa gidişimi ertelerim.

I will put off my departure if it rains.

Yarın yağmur yağarsa gitmem.

I would not go if it rains tomorrow.

Yağmur yağarsa ne yapmalıyız?

What should we do if it rains?

Yarın yağmur yağarsa, gitmezler.

If it rains tomorrow, they will not go.

Yarın yağmur yağarsa gelmeyeceğim.

I won't come if it rains tomorrow.

Yağmur yağarsa Tom gelmez.

Tom won't come if it rains.

Yağmur yağarsa evde kalacağım.

If it rains, I'll stay at home.

Yağmur yağarsa, beni ara.

If it rains, call me.

Kar yağarsa uçaklar havalanamaz.

If it snows, airplanes won't be able to take off.

Yarın yağmur yağarsa, gitmeyeceğim.

If it rains tomorrow, I won't go.

Yağmur yağarsa ne olur?

What happens if it rains?

Yağmur yağarsa ne yaparız?

What'll we do if it rains?

Yağmur yağarsa, onu yaparım.

If it rains, I'll do that.

Yağmur yağarsa ne yapacaksın?

What are you going to do if it rains?

Yağmur yağarsa ne yaparsın?

What'll you do if it rains?

Yağmur yağarsa evde kalırız.

- If it rains, we will stay at home.
- If it rains, we'll stay at home.

- Yarın yağmur yağarsa evde kalacağım.
- Yarın yağmur yağarsa, evde kalacağım.

- If it rains tomorrow, I'll stay at home.
- If it rains tomorrow, I will stay at home.

- Eğer yağmur yağarsa, o gelmez.
- Eğer yağmur yağarsa o gelmeyecek.

If it rains, he won't come.

- Eğer yarın yağmur yağarsa gitmeyeceğim.
- Yarın yağmur yağarsa gidiyor olmayacağım.

If it rains tomorrow, I will not be going.

- Yarın yağmur yağarsa pikniğe gitmeyeceğim.
- Yarın yağmur yağarsa, ben pikniğe gitmeyeceğim.

If it rains tomorrow, I won't go on a picnic.

Yarın yağmur yağarsa pikniğe gitmeyeceğim.

If it rains tomorrow, I won't go on a picnic.

Yarın yağmur yağarsa, otobüsle gideriz.

- If it should rain tomorrow, we would go by bus.
- If it rains tomorrow, we'll go by bus.

Yarın yağmur yağarsa evde kalalım.

If it rains tomorrow, let's stay home.

Yarın yağmur yağarsa golf oynamayacağım.

If it should rain tomorrow, I won't play golf.

Yarın yağmur yağarsa, oraya gitmeyiz.

- If it rains tomorrow, we'll not go there.
- If it rains tomorrow, we won't go there.

Yarın yağmur yağarsa evde kalırım.

If it should rain tomorrow, I would stay home.

Yağmur yağarsa, çamaşırı içeri getir.

If it rains, bring the washing in.

Yağmur yağarsa, oyun iptal edilir.

If it rains, the game will be called off.

Yarın yağmur yağarsa, biz gitmeyiz.

If it rains tomorrow, we won't go.

Yarın yağmur yağarsa, evde kalırım.

- I will stay home if it rains tomorrow.
- I'll stay home if it rains tomorrow.
- I'll stay at home if it rains tomorrow.

Yakında yağmur yağarsa, memnun olurlar.

They'll be glad if it rains soon.

Yarın yağmur yağarsa, evde kalacağız.

If it rains tomorrow, we'll stay at home.

Yarın yağmur yağarsa evde kalacağım.

- If it rains tomorrow, I'll stay at home.
- If it happens to rain tomorrow I'll stay at home.
- I'll stay home if it rains tomorrow.
- If it rains tomorrow, I'll just stay at home.
- If it rains tomorrow, I'll stay home.

Yarın yağmur yağarsa, evde kalacağım.

If it rains tomorrow, I will stay at home.

Yağmur yağarsa, lütfen beni arayın.

If it rains, please call me.

Eğer yarın yağmur yağarsa gitmeyeceğim.

If it rains tomorrow, I will not be going.

Yağmur yağarsa bahçe partisi düzenlenmez.

If it happens to rain, the garden party won't be held.

Yağmur yağarsa, geziyi iptal edeceğiz.

If it rains, we'll cancel the trip.

Yarın yağmur yağarsa arabayla gideriz.

If it's raining tomorrow, we'll go by car.

Yağmur yağarsa sanat müzesine gideceğiz.

If it rains, we will go to the art museum.

Ya yağmur yağarsa ne yaparız.

What will we do if it rains?

Yağmur yağarsa yarın dışarı çıkmayacağım.

I will not go out tomorrow if it rains.

Tom yağmur yağarsa bunu yapmaz.

Tom won't do that if it rains.

Yağmur yağarsa Tom bunu yapmaz.

If it rains, Tom won't do that.

Yarın yağmur yağarsa televizyon seyredeceğim.

If it rains tomorrow, I'll watch TV.

- Yarın yağmur yağarsa, ben sadece evde kalacağım.
- Yarın yağmur yağarsa evde kalacağım.

If it rains tomorrow, I'll just stay at home.

Eğer yağmur yağarsa uygulama maçımızı erteleriz.

If it rains, we will put off our practice match.

Eğer yarın yağmur yağarsa toplantıya gitmeyeceğim.

If it rains tomorrow, I'm not going to the meeting.

Yarın yağmur yağarsa beyzbol maçı ertelenir.

If it rains tomorrow, the baseball game will be put off.

Yarın yağmur yağarsa, evde kalır mısın?

If it rains tomorrow, will you stay at home?

Yarın yağmur yağarsa gezi iptal edilecek.

If it should rain tomorrow, the excursion will be canceled.

Eğer yağmur yağarsa,gezi iptal edilecek.

If it rains, the excursion will be called off.

Öbür gün yağmur yağarsa evde kalacağım.

If it rains the day after tomorrow, I will stay at home.

Bir ihtimal yağmur yağarsa, o gelmez.

If by any chance it should rain, he won't come.

Yarın kar yağarsa kardan adam yapacağım.

If it snows tomorrow, I will build a snowman.

Yarın yağmur yağarsa, o buraya gelmez.

If it rains tomorrow, she will not come here.

Yarın yağmur yağarsa beni almaya gel.

Come to pick me up if it rains tomorrow.

Yarın yağmur yağarsa, ben pikniğe gitmeyeceğim.

If it rains tomorrow, I won't go to the picnic.

Yarın yağmur yağarsa, oraya arabayla gideriz.

- If it's raining tomorrow, then we'll go there in the car.
- If it's raining tomorrow, we'll go there by car.

Eğer yarın yağmur yağarsa, arabayla geleceğiz.

If it rains tomorrow, we'll go by car.

Yarın yağmur yağarsa tur iptal edilecek.

If it rains tomorrow, the tour will be cancelled.

Yarın yağmur yağarsa, piknik iptal edilecek.

If it rains tomorrow, the picnic will be canceled.

Eğer yarın yağmur yağarsa oyun iptal edilecek.

The game will be called off if it rains tomorrow.

Yarın yağmur yağarsa, oraya araba ile gideriz.

- If it rains tomorrow, we will go there by car.
- If it's raining tomorrow, we'll go there by car.

Eğer şans eseri yağmur yağarsa o gitmez.

- If it were to rain, he would not go.
- If by some chance it were to rain, he wouldn't go.

Bir ihtimal yağmur yağarsa bahçe partisi olmayacak.

- If the weather should be wet, the garden party will not be held.
- If it happens to rain, the garden party won't be held.
- If by some chance it rains, the garden party won't take place.

Eğer dağda kar yağarsa, vadide hava soğuktur.

If it snows on the mountain, it is cold in the valley.

Yarın kar yağarsa bir kardan adam yapacağım.

- If it snows tomorrow, I will build a snowman.
- If it snows tomorrow, I'll build a snowman.

Eğer yarın yağmur yağarsa maç iptal edilecek.

If it should rain tomorrow, the game would be called off.

Yağmur ne kadar şiddetli yağarsa yağsın, yarın başlayacağız.

However hard it may rain, we will start tomorrow.

Eğer yarın yağmur yağarsa, bütün gün evde kalacağım.

- If it rains tomorrow, I will stay at home all day.
- If it rains tomorrow, I'll stay at home all day.

Yarın öğleden sonra yağmur yağarsa, spor salonunda buluşuruz.

If it should rain tomorrow afternoon, we will meet in the gym.

Yarın çok kar yağarsa bir kardan adam yapalım.

If it snows a lot tomorrow, let's make a snowman.

Ne kadar şiddetle kar yağarsa yağsın gitmek zorundayım.

No matter how heavily it snows, I have to leave.

Eğer yarın yağmur yağarsa, öyleyse oraya arabada gideceğiz.

- If it's raining tomorrow, then we'll go there in the car.
- If it's raining tomorrow, we'll go there by car.

Eğer yarın çok kar yağarsa, bir kardan adam yapalım.

If it snows much tomorrow, let's make a snowman.

Ne kadar şiddetli kar yağarsa yağsın yolculuğuma başlamak zorundayım.

No matter how hard it snows, I have to begin my trip.

Bence yağmur yağarsa diye bir şemsiye alman daha iyi olur.

I think you'd better take an umbrella in case it rains.