Translation of "Kalıncaya" in English

0.004 sec.

Examples of using "Kalıncaya" in a sentence and their english translations:

Ayrılmak zorunda kalıncaya kadar yaklaşık bir saatim var.

I've got about an hour until I have to leave.

Tom sigara içmeye karşı uyarıları çok geç kalıncaya kadar ciddi olarak almadı.

Tom didn't take the warnings against smoking seriously, until much too late.

Ben odayı terk etmek zorunda kalıncaya kadar aynı plağı üst üste çalmaya devam etti.

He kept playing the same record over and over until I had to leave the room.

Jack çamı kozalakları, örneğin, büyük bir ısıya maruz kalıncaya kadar tohumlarını bırakmak için kolayca açılmazlar.

The cones of the jack pine, for example, do not readily open to release their seeds until they have been subjected to great heat.