Translation of "Odayı" in English

- Odayı temizle.
- Odayı temizleyin.

Clean the room.

Odayı ısıtıyorum.

- I am heating the room.
- I'm heating the room.

Odayı kapatın.

Seal the room.

Odayı temizleyin.

Clean up the room.

Odayı toparladım.

I tidied up the room.

Odayı topladım.

I tidied the room.

- Çiçekler odayı canlandırdı.
- Çiçekler odayı aydınlattı.

The flowers brightened the room.

- Evimdeki her odayı aradınız.
- Dairemdeki her odayı aradınız.
- Dairemdeki her odayı aradın.

You searched every room in my apartment.

Çocuk odayı inceledi.

The boy looked into the room.

Ay odayı aydınlattı.

The moon lit the room.

Mumlar odayı aydınlattı.

The candles made the room bright.

Odayı iyice temizleyeceğim.

I'll give the room a good cleaning.

Odayı boş buldum.

I found the room empty.

Tom odayı mühürledi.

Tom sealed the room.

Lütfen odayı havalandır.

Please air the room.

O, odayı düzenledi.

He put the room in order.

Ay, odayı aydınlatıyor.

The moon is lighting the room.

Birine odayı temizletecek.

He'll make someone clean the room.

O, odayı temizledi.

She cleaned the room.

Odayı terk edelim.

Let's leave the room.

Odayı temizlemek zorundalar.

They have to clean the room.

Tom odayı gözetledi.

Tom peeked inside the room.

Tom odayı temizledi.

- Tom cleaned the room.
- Tom cleaned his room.

Çiçekler odayı canlandırdı.

The flowers brightened up the room.

Odayı görmek istiyorum.

I should like to see the room.

O, odayı kararttı.

He darkened the room.

Odayı terk etti.

He left the room.

Çocuklar odayı doldurdu.

Children filled the room.

Bu odayı seviyorum.

I like this room.

Bitişik odayı inceledim.

I looked into the next room.

Odayı temizlemem gerekiyor.

I should clean the room.

Annem odayı temizliyor.

My mother cleans the room.

Odayı temizleyeyim mi?

Shall I clean the room?

Odayı terk et.

Leave the room.

O, odayı kiralıyor.

He's renting the room.

Odayı sırayla temizledik.

We took turns cleaning the room.

Odayı gözden geçirdim.

I scanned the room.

Kahkaha odayı doldurdu.

Laughter filled the room.

Şimdi odayı temizliyorum.

Well, I clean the rooms.

Her odayı arayın.

Search every room.

Tom odayı araştırdı.

Tom searched the room.

Odayı bize göster.

Show us the room.

Odayı temizlemeyi bitirdim.

I've finished cleaning the room.

Odayı dekore ettiler.

They decorated the room.

Bu odayı kullanabilirsin.

- You are free to use this room.
- You're free to use this room.

Sabahleyin odayı temizle.

Clean out the room in the morning.

Isıtıcı odayı ısıtıyor.

The heater is warming up the room.

Tom odayı dolaştı.

Tom walked around the room.

- Odayı olduğu gibi bırak.
- Odayı olduğu gibi bırakın.

Leave the room as it is.

- Odayı temizleme sırası benimdi.
- Odayı temizlemek için benim sıramdı.

It was my turn to clean the room.

Odayı kaç gecelik istiyorsun?

How many nights would you like the room for?

Şimdi odayı terk edebilirsiniz.

You can leave the room now.

Güllerin kokusu odayı doldurdu.

The perfume of roses filled the room.

Odayı gün ışığı dolduruyordu.

The room was bathed in sunshine.

Genç çift odayı incelediler.

The young couple surveyed the room.

Neden bir odayı paylaşmıyoruz?

Why don't we share a room?

Odayı süpürmek kızımın işidir.

Sweeping the room is my daughter's job.

Onlar odayı çiçeklerle süslemişler.

They adorned the room with flowers.

Odayı olduğu gibi bırakın.

Leave the room as it is.

Güneş ışığı odayı aydınlatıyor.

Sunlight brightens the room.

Odayı baştan aşağı temizleyeceğim.

I will sweep out my room.

Onun odayı temizlediğini gördüm.

I saw her clean the room.

O, odayı kendine aldı.

He had the room to himself.

Kendisine büyük odayı aldı.

She had the large room to herself.

Vadiye bakan odayı sevdim.

I liked the room overlooking the valley.

Bu odayı fırçayla boya.

Paint this room with a brush.

Odayı ay ışığı kapladı.

Moonlight flooded the room.

Neden odayı terk ettin?

Why did you leave the room?

Bu odayı terk edemezsin.

You can't leave this room.

Biz odayı sıcak tutacağız.

We will keep the room warm.

Bir mum odayı aydınlattı.

A candle lighted the room.

Benim için odayı temizledi.

She cleaned the room for me.

Lütfen odayı terk edin.

Please leave the room.

Odayı derhal terk et.

Leave the room immediately.

Bir odayı paylaşır mısın?

Do you share a room?

Onu odayı süpürürken görüyorum.

I see her sweeping the room.

Mary odayı temizledi mi?

Has Mary cleaned the room yet?

Odayı terk etmemi istiyor.

He asked me to leave the room.

Hepimiz odayı temizlemekle meşguldük.

All of us were busy cleaning the room.

Erkek kardeşime odayı temizlettim.

I had my brother clean the room.

Ben odayı rahat yapacağım.

I'll make the room comfortable.

Büyük odayı kendisine aldı.

He has the large room to himself.

Zambakların kokusu odayı doldurdu.

A smell of lilies filled the room.

O, ona odayı temizletti.

He made her clean the room.

Odayı temizlemek zorunda mıyım?

Must I clean the room?

Tom odayı terk etti.

Tom has left the room.

Perdeler bu odayı güzelleştirir.

The curtains make this room beautiful.

Hangi odayı ayırtmak istersiniz?

What room would you like to reserve?

Odayı güzel mobilyalarla döşedi.

She furnished the room with beautiful furniture.