Translation of "Yaklaşık" in English

0.014 sec.

Examples of using "Yaklaşık" in a sentence and their english translations:

Yaklaşık üç.

- Almost three.
- Nearly three.

Mevcut seviyesinden yaklaşık

fifteen to twenty centimeters. The continued dependence on

Yaklaşık saat kaçta?

About what time?

Yaklaşık kalkma zamanı.

It's about time you got up.

Yaklaşık bir ay.

It's about one month.

Yaklaşık 300 £ ağırlığındadır.

He weighs about 300 pounds.

Yaklaşık senin yaşındayım.

I am about your age.

Yaklaşık benim yaşımdasın.

- I am about your age.
- You are about my age.
- I'm roughly the same age as you.

Saat yaklaşık üç.

- It is almost three.
- It's nearly three o'clock.
- It's almost three o'clock.

Yaklaşık 150 metrede

at about 150 meters,

Saat yaklaşık 2.30.

- It's nearly 2:30.
- It's almost 2:30.

Yaklaşık beşte gidelim.

Let's go at around five.

Saat yaklaşık 7.30.

It's about seven thirty.

Yaklaşık ikide geldi.

He came at about two o'clock.

Yaklaşık 60 kiloyum.

I weigh about 60 kilos.

Yaklaşık beş mil.

It's about five miles.

O yaklaşık otuzdur.

He is about thirty.

Yaklaşık sekiz kilometredir.

It is about eight kilometers.

Yaklaşık değerleri nedir?

What's their approximate worth?

- Ben yaklaşık altıda kalktım.
- Yaklaşık saat altıda uyandım.

- I got up at about six.
- I got up about six.

- Yaklaşık otuz isyancı öldürüldü.
- Yaklaşık otuz asi öldürüldü.

About thirty insurgents were killed.

Yaklaşık 80.000 örneği vardı.

It had about 80,000 samples.

Yaklaşık 200 yıl önce,

About 200 years ago,

Yani yaklaşık 2.700 yıllık.

so it's about 2,700 years old.

Saat yaklaşık 12:00.

It is almost 12 o'clock.

Yaklaşık akşam yemeği zamanı.

It's about time for dinner.

Londra'dan yaklaşık 133 kilometredir.

It's about 133 kilometers from London.

O yaklaşık yirmi dolardı.

It was about twenty dollars.

Yaklaşık beşte seni arayacağım.

I'll call you around five o'clock.

Yaklaşık yarım saat bekletildim.

I was kept waiting for nearly half an hour.

O, yaklaşık iki mildir.

It's about two miles.

Yaklaşık dörtte burada olacak.

He'll be here around four o'clock.

Yaklaşık bir mil yürüdüm.

I walked about 1 mile.

O yaklaşık ikide geldi.

- He came about two.
- He came at about two o'clock.

Yaklaşık öğleyin onunla karşılaştım.

I met him about noon.

O yaklaşık benim yaşımda.

He is about my age.

Yaklaşık bin kişi vardı.

- There were about a thousand people.
- There were about one thousand people.

Yaklaşık 10 kişi bekliyor.

About 10 people are waiting.

Sabahleyin yaklaşık onda ayrılacağım.

I'm going to leave about ten in the morning.

Yaklaşık elli dolar ödedim.

- I paid about 50 bucks.
- I paid about fifty dollars.

Yaklaşık 20 kişi yaralandı.

- About 20 people were injured.
- About twenty people were injured.
- Around twenty people have been hurt.

Yaklaşık öğleye kadar görünmedi.

He did not appear until about noon.

Yaklaşık üç yıldır birlikteyiz.

We've been together about three years.

Yaklaşık üç yıldır oradayız.

We've been there for about three years.

Tom yaklaşık benim boyutumda.

Tom is about my size.

Yaklaşık iki hafta içinde.

In about two weeks.

Yaklaşık üç aydır beraberdik.

We were together for about three months.

Ben yaklaşık altıda kalktım.

- I got up at about six.
- I got up about six.

O yaklaşık kırk olmalı.

He must be about forty.

O yaklaşık senin yaşında.

He is about your age.

Yaklaşık 80 sent kaybettim.

I've lost about 80 cents.

Yaklaşık altı kilometre yürüdük.

We walked for about 6 kilometers.

Çekim yaklaşık öğleyin başladı.

The shooting started around noon.

O, yaklaşık dörtte geldi.

He came about four o'clock.

Yaklaşık üç dakikam var.

I have about three minutes.

Yaklaşık üç saat alacak.

It's going to take about three hours.

Yaklaşık bir saat alacak.

It's going to take about an hour.

Tom yaklaşık senin yaşında.

Tom is just about your age.

Tom yaklaşık Mary'nin yaşındadır.

- Tom is about Mary's age.
- Tom is approximately Mary's age.

Yaklaşık dokuz öğrencimiz var.

We have about nine students.

Yaklaşık 180 santimetre boyundayım.

- I am almost 180 centimeters tall.
- I'm almost 180 centimeters tall.

Yaklaşık üç fit boyunda.

It's about three feet tall.

Yaklaşık üç metre uzakta.

It's about three meters away.

Yaklaşık otuz yarda ileride.

It's about thirty yards ahead.

Yaklaşık bir saate döneceğim.

I'll be back in about an hour.

Yaklaşık olarak düşündüğüm bu.

That's just what I thought.

Yaklaşık yirmi kişi yaralandı.

About twenty people were injured.

İzleyicilerin yaklaşık yarısı kadındı.

Around half of the audience were female.

Yaklaşık 300 kişi tutuklandı.

Around 300 people were arrested.

Tom yaklaşık otuz yaşındadır.

- Tom is almost thirty.
- Tom is almost thirty years old.

O yaklaşık yirmi yaşındadır.

She is around twenty years of age.

Tom yaklaşık otuz yaşında.

- Tom is about thirty.
- Tom is around thirty.

Sanırım yaklaşık gitme zamanı.

- I think it's about time to go.
- I think that it's about time to go.

Sanırım, yaklaşık benim yaşımdasın.

You're about my age, I think.

Maria yaklaşık yüz yaşındaydı.

Maria was about a hundred years old.

Yaklaşık otuz asker yaralandı.

About thirty soldiers were wounded.

Yaklaşık otuz itfaiyeci gönderildi.

About thirty firefighters were dispatched.

Yaklaşık otuz köylü yaralandı.

About thirty villagers were injured.

Ben yaklaşık Tom'un yaşındayım.

I'm about Tom's age.

Yaklaşık üç yıldır buradayım.

I've been here for almost three years.

Saat yaklaşık on mudur.

Is it about ten o'clock?

Yaklaşık 8 km ötede.

It's about 8 kilometers away.

Yaklaşık üç haftadır buradayım.

- I have been here for about three weeks.
- I've been here for about three weeks.

Tom yaklaşık otuz olmalı.

Tom must be nearly thirty.

Yaklaşık 1.000 kişi vardı.

There were about 1,000 people.

Yaklaşık 300 işçimiz var.

We have about 300 employees.

Yaklaşık bir hafta önceydi.

It was about a week ago.

Tom'la yaklaşık aynı kilodayım.

I'm about the same weight as Tom.