Translation of "Saatim" in English

Saatim nerede?

- Where is my watch?
- Where is my clock?
- Where's my watch?

Saatim çalındı.

- My watch has been stolen.
- My watch was stolen.

Saatim durdu.

- My watch has run down.
- My clock has stopped.

Saatim bozuldu.

My watch is broken.

Saatim kırıldı.

My watch broke.

Saatim doğrudur.

- My watch keeps very good time.
- My watch is accurate.

Saatim çalınmıştı.

I had my watch stolen.

- Saatim iyi çalışmıyor.
- Saatim zayıf işliyor.

My watch works poorly.

Saatim sizinkinden farklı.

- My watch is different from yours.
- My watch is different than yours.

Saatim kırılmış görünüyor.

- My clock seems to be broken.
- My watch seems to be broken.

Saatim tamir edildi.

My watch has been repaired.

Saatim normal çalışmıyor.

My watch is not working normally.

Benim saatim durdu.

My watch has stopped.

Saatim doğru çalışmıyor.

My watch isn't running right.

Yarım saatim var.

I've got half an hour.

Saatim iyi çalışmıyor.

My watch isn't working well.

Saatim altın kaplamadır.

My watch is gold-plated.

Dün saatim çalındı.

- I had my watch stolen yesterday.
- My watch was stolen yesterday.

Saatim altından yapılır.

My watch is made of gold.

Saatim çalışmayı durdurdu.

My watch has stopped working.

Kol saatim bozuk.

My watch is off.

Saatim 2.30 diyor.

My watch says 2:30.

Saatim çok doğru.

My watch is very accurate.

Saatim iyi çalışıyor.

My watch is running all right.

Saatim çok dakik.

My watch is very precise.

Saatim tarihi söyler.

My watch tells the date.

- Saatim bir saat yavaş.
- Saatim bir saat geride.

My watch is an hour slow.

Saatim sizinkinden daha doğru.

My watch is more accurate than yours.

Saatim bozuk gibi görünüyor.

Something seems to be wrong with my clock.

Saatim iki dakika ileri.

My watch is two minutes fast.

Saatim iki dakika ileridir.

My clock is two minutes fast.

Saatim on dakika ileridir.

My watch is ten minutes fast.

Saatim, on dakika geri.

My watch is ten minutes slow.

Yalnızca birkaç saatim var.

I only have a few hours.

Saatim düzgün şekilde çalışmıyor.

My watch isn't working properly.

Saatim on dakika ileri.

My watch is ten minutes late.

Dün kol saatim çalındı.

I had my watch stolen yesterday.

Benim saatim seninkinden farklı.

My watch is different from yours.

Saatim saati doğru göstermiyor.

My watch doesn't keep good time.

Saatim beş dakika ileri.

My clock is five minutes fast.

Bu benim çalar saatim.

This is my alarm clock.

Dün gece saatim çalındı.

My watch was stolen last night.

Saatim doğru şekilde çalışmıyor.

My watch is not working correctly.

Saatim seninkinden daha doğru.

My watch is more accurate than yours.

- Bu sabah alarmlı saatim çalmadı.
- Bu sabah çalar saatim çalmadı.

My alarm clock didn't go off this morning.

Bana, saatim bozulmuş gibi geldi.

It occurred to me that my watch might be broken.

Saatim biraz bozuk gibi görünüyor.

It seems my clock is slightly off.

Kol saatim geri kalmış olmalı.

My watch must be slow.

Saatim sizinkinden daha az pahalı.

My watch is less expensive than yours.

Bir seyahat alarm saatim var.

I have a travel alarm clock.

Benim saatim beş dakika ileri.

My watch is five minutes fast.

Saatim durdu ve saati bilmiyordum.

My watch ran down and I didn't know the time.

Babam "saatim çalındı." diye bağırdı.

”My watch has been stolen,” exclaimed my father.

Benim bu saatim asla durmaz.

This watch of mine never stops.

Saatim beş dakika geri kalmış.

My watch is five minutes slow.

"Saat kaç?" - "Benim saatim yok"

"What's the time?" - "I don't have a watch."

Saatim iki buçuk olduğunu söylüyor.

My watch says it's half two.

Saatim durmuştu, bu yüzden saati bilmiyordum.

My watch stopped, so I didn't know the time.

Saatim ayda iki dakika ileri gider.

My watch gains two minutes a month.

Saatim günde beş saniye ileri gider.

My watch gains five seconds a day.

Üzgünüm size saati söyleyemem, saatim yok.

I'm sorry, I don't have a watch and I can't tell you the time.

Saatim zamanı her zaman doğru gösterir.

My watch keeps good time.

Uyuyakalmamak için üç çalar saatim var.

I have three alarm clocks so as not to oversleep.

Saatim günde beş dakika ileri gider.

My watch gains five minutes a day.

Saatim haftada üç dakika geri kalır.

My watch loses three minutes a week.

Saatim günde on dakika geri kalıyor.

My watch loses ten minutes a day.

Tom'u bulmak için üç saatim var.

I've got three hours to find Tom.

Vardiyamın öncesinde sadece bir saatim var.

I only have an hour before my shift.

Benim saatim seninkinden daha az tutar.

My watch costs less than yours.

Çalar saatim çalışmadı. Geç kalmamın nedeni budur.

My alarm clock didn't work. That's why I was late.

Saatim bir günde beş dakika geri kalır.

My watch loses five minutes a day.

Saatim bir ayda otuz saniye ileri gider.

My watch gains thirty seconds a month.

Saatim geri kaldığı için özel ekspresi kaçırdım.

As my watch was slow, I missed the special express.

Saatim bozuk olduğu için, saati tam bilmiyordum.

Since my watch was broken, I didn't know the correct time.

Saatim bir günde üç dakika geri kalır.

My watch loses three minutes a day.

Saatim bir günde bir dakika ileri gider.

My watch gains one minute a day.

Saatim bir günde iki dakika geri kalır.

My watch loses two minutes a day.

Benim çalar saatim çok gürültülü ses çıkarıyor.

My alarm clock's ticking is too loud.

Yepyeni olmasa bile iyi bir saatim var.

I have a good watch, even if it is not brand-new.

Benim saatim günde on dakika ileri gider.

My watch gains ten minutes a day.

Japon marka bir saatim var. Çok dakiktir.

I have a watch of Japanese make, which keeps very good time.

Karar vermek için sadece 24 saatim kaldı.

I only have 24 hours left to decide.

Büyükbabamın bana verdiği bir cep saatim var.

I have a pocket watch that my grandfather gave me.

Ayrılmak zorunda kalıncaya kadar yaklaşık bir saatim var.

I've got about an hour until I have to leave.