Translation of "Kışkırtıcı" in English

0.004 sec.

Examples of using "Kışkırtıcı" in a sentence and their english translations:

Mary kışkırtıcı giysiler giyiyor.

Mary is wearing provocative clothing.

''Çok kışkırtıcı, kendine hakim olamadı.''

"It's so tempting, he just couldn't help himself."

O, gerçekten kışkırtıcı bir soru.

That's a really provocative question.

Bu kadar kışkırtıcı olmayı bırak.

Stop being so inflammatory.

Leyla, İnstagram'da bazı kışkırtıcı resimler yayınladı.

Layla posted some provocative pictures on Instagram.

Onun kışkırtıcı vücudunu gördükten sonra, ona bağımlı oldu.

After seeing her provocative body, he became obsessed with her.

Kışkırtıcı vaziyette Roma ordusunu geçerek Apenin Dağları'na geri gitti.

He provokingly went past the Roman army back into the Appenine mountains…

Mary kışkırtıcı bir tez sundu: "Argo, yeni İngilizceye dönüşüyor."

Mary presented a provocative thesis: "Slang is becoming the new English."

Ancak, 'Demir Mareşal'in Bautzen, Dennewitz, Leipzig veya Laon'da yaratmış olabileceği ne fark, kışkırtıcı

But what difference the ‘Iron Marshal’ might  have made at Bautzen, Dennewitz, Leipzig or Laon,