Translation of "Olamadı" in English

O olamadı.

That couldn't happen.

Tom toplantıda olamadı.

Tom wasn't able to be at the meeting.

Tom konsantre olamadı.

Tom couldn't concentrate.

- O olamadı.
- Olamazdı.

That couldn't be.

Ona yardımcı olamadı.

He was unable to help him.

Ama şirket adapte olamadı

And the company was unable to adapt,

O, konuşmaya konsantre olamadı.

He couldn't concentrate on the conversation.

Tom gözyaşlarına engel olamadı.

Tom couldn't fight back the tears.

Tom ona engel olamadı.

Tom couldn't prevent it.

Burada kim mutlu olamadı?

Who couldn't be happy here?

Tom gözyaşlarına hakim olamadı.

Tom started crying uncontrollably.

Tom bugün bizimle olamadı.

Tom couldn't be with us today.

Tom muhtemelen başarılı olamadı.

Tom couldn't possibly succeed.

''Çok kışkırtıcı, kendine hakim olamadı.''

"It's so tempting, he just couldn't help himself."

Kızının dışarı çıkmasına engel olamadı.

She could not keep her daughter from going out.

Daha fazla sinirine hakim olamadı.

- He couldn't keep his temper any longer.
- He couldn't hold his temper any longer.

Nedense, o tamamen dürüst olamadı.

For some reason, he wasn't able to be completely honest.

Tom denedi ama başarılı olamadı.

Tom tried, but was unsuccessful.

Tüm çabaları ile, o başarılı olamadı.

With all his efforts, he couldn't succeed.

Neden Tom onu yapacak kişi olamadı?

Why couldn't Tom be the one to do that?

O tekrar tekrar denedi, ancak başarılı olamadı.

He tried again and again, but didn't succeed.

Tom meşguldü, bu yüzden bize yardımcı olamadı.

Tom was busy, so he couldn't help us.

Ve ekleyeyim ki: Beyoncé dahi A kızı olamadı.

And might I add: not even Beyoncé made the cut to be an A girl.

Gerçekten ne olduğunu görünce de gözyaşlarına hakim olamadı.

But when he saw what really happened, he broke down crying.

Engellemeye çalıştığı için övgü aldı - ancak başarılı olamadı.

General Dumouriez, defecting to the  Austrians – though he was not successful.

Yanan arabalar, ölen insanlar vardı ve kimse onlara yardımcı olamadı.

There were cars burning, people dying, and nobody could help them.

- Tom köpeğini zapt edemiyordu.
- Tom köpeğini kontrol edemedi.
- Tom köpeğine hâkim olamadı.

Tom couldn't control his dog.

Bir zamanlar Zhuangzi, rüyasında bir kelebek olduğunu gördü ama uyandığında bir kelebek olduğunu gören Zhuangzi mi yoksa şu anda Zhuangzi olduğunu gören bir kelebek mi olduğuna emin olamadı.

- Once, Zhuangzi dreamed he was a butterfly, but when he woke up, he wasn't sure whether he was Zhuangzi who had dreamed being a butterfly or if he was a butterfly now dreaming he was Zhuangzi.
- Once, Zhuangzi dreamed he was a butterfly, but when he woke up, he wasn't sure whether he was Zhuangzi who had dreamt being a butterfly or if he was a butterfly now dreaming he was Zhuangzi.