Translation of "Istekliyim" in English

Beklemeye istekliyim.

I'm willing to wait.

Özür dilemeye istekliyim.

I'm willing to apologize.

Onu denemeye istekliyim.

I'm willing to give it a try.

Ben paylaşmaya istekliyim.

I'm willing to share.

Toplantıya katılmaya istekliyim.

- I am willing to attend the meeting.
- I'm willing to attend the meeting.

Onu yapmaya istekliyim.

I'm willing to do that.

Ona yardım etmeye istekliyim.

I'm willing to help him.

Hazır ve istekliyim, Tom.

I'm ready and willing, Tom.

Bunun hakkında gerçekten istekliyim.

I'm really fired up about this.

Ricanı kabul etmeye istekliyim.

I am willing to agree to your request.

Sana yardım etmeye istekliyim.

- I am willing to help you.
- I'm willing to help you.

Ben teklifinizi almaya istekliyim.

I am willing to take your offer.

Yeni şeyleri denemeye istekliyim.

I'm willing to try new things.

- Uzlaşmaya hazırım.
- Uzlaşmaya istekliyim.

I'm willing to compromise.

Neredeyse her şeyi yapmaya istekliyim.

I'm willing to do just about anything.

Onu yapmak için daha istekliyim.

I'm more than willing to do that.

Senin gittiğin yere gitmeye istekliyim.

I'm willing to go anywhere you go.

Öğrenmeye istekliyim. Tom, bana öğret!

I'm eager to learn. Tom, teach me!

Bunu tekrar yapmaya çalışmaya istekliyim.

I'm willing to try doing that again.

Bunu yapmak için çok istekliyim.

I'm quite willing to do that.

Sana yardım etmek için çok istekliyim.

I'm more than willing to help you.

Ben bir şey denemek için istekliyim.

I'm willing to try anything.

Senin yediğin şeyi yemeği denemeye istekliyim.

I'm willing to try eating anything you eat.

Onu senin için yapmaya çok istekliyim.

I'm very willing to do that for you.

Bir piyano için çok para harcamaya istekliyim.

I'm willing to spend a lot for a piano.

Sana sahip olduğum her şeyi vermeye istekliyim.

I'm willing to give you everything I've got.

Ben yardım etmek için her zaman istekliyim.

I'm always willing to help.

Eğer benim yapmamı istiyorsan, senin çocuklarına bakmaya istekliyim.

I'm willing to take care of your children, if you want me to.

- Tom ile Boston'a gitmeye hazırım.
- Tom'la Boston'a gitmeye istekliyim.

I'm willing to go to Boston with Tom.

- Onu senin için yapmaya hazırım.
- Onu senin için yapmaya istekliyim.

I'm willing to do that for you.

- Senin için herhangi bir şey yapmaya oldukça istekliyim.
- Senin için ne olsa yapmaya hazırım.
- Senin için seve seve her şeyi yaparım.

I am quite willing to do anything for you.

- Ben riske girmeye istekliyim, neden onu yapıp yapmayacağımı umursaman gerektiğini anlamıyorum.
- Ben tehlikeyi göze alıyorsam bunu yapıp yapmamam sana niye dert oluyor, anlamıyorum.

If I'm willing to take the risk, I don't see why you should care whether I do it or not.