Translation of "Gitmiş" in English

O gitmiş.

- It is gone.
- It's gone.

Romantizm gitmiş.

The romance is gone.

Onların hepsi gitmiş.

All of them were gone.

Tom'un arabası gitmiş.

Tom's car is gone.

Döndüğünüzde gitmiş olacağım.

I will have left when you return.

Nereye gitmiş olabilirler?

Where could they have gone?

Uzağa gitmiş olamazlar.

They can't have gone far.

Ben gitmiş olmalıyım.

I must be gone.

Bazılarının şansı yaver gitmiş.

Some people got lucky with it.

O, dışarı gitmiş olmalı.

She must have gone out.

O, okula gitmiş olamaz.

- He can not have gone to school.
- He can't have gone to school.

Babam gençken Almanya'ya gitmiş.

My father went to Germany when he was young.

Yoko nereye gitmiş olabilir?

Where can Yoko have gone?

Tom uzağa gitmiş olamaz.

Tom can't have gone far.

Tom önden gitmiş olmalı.

- Tom must've gone ahead.
- Tom must have gone ahead.

Tom içeri gitmiş olmalı.

- Tom must've gone inside.
- Tom must have gone inside.

Tom zaten gitmiş olabilir.

Tom may have already left.

Tom nereye gitmiş olabilir?

- Where could Tom have gone?
- Where can Tom have gone?

Dün gitmiş olmam gerekiyordu.

I was supposed to leave yesterday.

Herkes gitmiş gibi görünüyor.

It looks like everyone has left.

Yüzmeye gitmiş gibi görünüyorsun.

It looks like you went for a swim.

Tom erken gitmiş olmalı.

- Tom must've left early.
- Tom must have left early.

Tom'un gitmiş olduğuna sevindim.

- I'm glad Tom has gone.
- I'm glad Tom is gone.
- I'm glad Tom left.

Üç günlüğüne gitmiş olacağım.

I'll be gone for three days.

Bir süre gitmiş olacağım.

I'll be gone for a while.

Tom çoktan gitmiş olabilir.

Tom may have gone already.

Bir yere gitmiş olabilirler.

They could be going anywhere.

Kar yakında gitmiş olacak.

The snow will be gone soon.

Tom Boston'a gitmiş olabilir.

Tom may have gone to Boston.

Tom muhtemelen gitmiş olacak.

Tom is likely to be gone.

Tom dün gitmiş olmalıydı.

Tom was supposed to go yesterday.

Bütün gün gitmiş olacağım

I'll be gone all day.

Tom gitmiş, değil mi?

Tom is gone, isn't he?

Tom kütüphaneye gitmiş olmalı.

Tom must've gone to the library.

İstasyona vardığında, trenini gitmiş buldu.

Arriving at the station, he found his train gone.

O, henüz yatağa gitmiş olamaz.

She cannot have gone to bed yet.

O, paraya gitmiş gözüyle baktı.

He regarded the money as gone.

Bir şey yanlış gitmiş olmalı.

- Something must have gone wrong.
- Something must've gone wrong.

Horoz ötmeden önce gitmiş olacağım.

I'll be gone before the rooster crows.

Tom henüz yatmaya gitmiş olamaz.

Tom can't have gone to bed yet.

Tom bir süreliğine gitmiş olabilir.

Tom may be gone for a while.

Tom o şekilde gitmiş olmalı.

- Tom must've gone that way.
- Tom must have gone that way.

Tom bu şekilde gitmiş olmalı.

- Tom must've gone this way.
- Tom must have gone this way.

Tom ben uyandığımdan beri gitmiş.

Tom has been gone since I woke up.

Bütün gün gitmiş olacağını düşündüm.

- I thought you were going to be gone all day.
- I thought that you were going to be gone all day.

Tom zaten eve gitmiş olmalı.

- Tom must've gone home already.
- Tom must have gone home already.

Pek çok işletme gitmiş olacak.

a lot of businesses will be gone.

Bir süre için gitmiş olabilirim.

I may be gone for a while.

Tom zaten Boston'a gitmiş olabilir.

Tom may have already left for Boston.

Tom çok uzağa gitmiş olamaz.

Tom can't have gone very far.

Muhtemelen ne yanlış gitmiş olabilir?

What could possibly have gone wrong?

Onlar bir yere gitmiş olabilir.

- They could've gone anywhere.
- They could have gone anywhere.

Tom bütün gün gitmiş olacak.

- Tom will be gone all day.
- Tom is going to be gone all day.

Eğer gitmiş olsaydın ben ölürdüm.

If you were gone, I'd die.

Onların hepsinin gitmiş olduğundan kuşkulanıyorum.

- I suspect they're all gone.
- I suspect that they're all gone.

Bir hafta boyunca gitmiş olacağım.

I'll be gone for an entire week.

Hafta sonu için gitmiş olacağım.

I'll be gone for the weekend.

Bu hafta sonu gitmiş olacağım.

I'll be gone this weekend.

Hafta sonuna kadar gitmiş olacağım.

I'll be gone by the weekend.

Pazar gününe kadar gitmiş olacağım.

I'll be gone until Sunday.

O zamana kadar gitmiş olacağım.

I'll be gone by then.

Kar çok yakında gitmiş olmalı.

The snow should be gone soon.

Oraya arabayla gitmiş olacağımı sanmıyorum.

- I don't think I would've gone there by car.
- I don't think I would have gone there by car.
- I don't think that I would've gone there by car.

Tom çoktan eve gitmiş olabilir.

- Tom may have gone home already.
- Tom might've gone home already.

Tom balık tutmaya gitmiş olmalıydı.

- Tom must've gone fishing.
- Tom must have gone fishing.

Tom boşa gitmiş, değil mi?

Tom is wasted, isn't he?

Ahı gitmiş vahı kalmış vasıfsız öğretmenler

unskilled teachers who have gone bad

Sen gelmeden önce o gitmiş olacak.

She'll have left before you come back.

İstasyona vardığımda, benim treni gitmiş buldum.

Arriving at the station, I found my train gone.

Arabası burada değil; öyleyse gitmiş olmalı.

His car isn't here, so he must have gone.

Dün gece tiyatroya gitmiş olmayı diliyor.

He wishes he had gone to the theater last night.

Bugün pazar. O, okula gitmiş olamaz.

It's Sunday. He can't have gone to school.

Sen dönünceye kadar o gitmiş olacak.

By the time you get back, she'll have left.

O geri dönmeden önce gitmiş olacağım.

I will be gone by the time she comes back.

Siz arkadaşların zaten gitmiş olduğunu düşündüm.

- I thought you guys had already left.
- I thought that you guys had already left.

Muhtemelen çoktan eve gitmiş olduğunu düşünmüştüm.

- I thought you'd probably already gone home.
- I thought that you'd probably already gone home.

Elbise onun kırmızı saçlarına güzel gitmiş.

That dress matches her red hair.

Tom başka bir yoldan gitmiş olmalı.

- Tom must've gone another way.
- Tom must have gone another way.

Tom'un nereye gitmiş olabileceğini merak ediyorum.

- I wonder where Tom could've gone.
- I wonder where Tom could have gone.

Tom hafta sonuna kadar gitmiş olacak.

Tom will be gone by the end of the week.

Geri geldiğin zaman, ben gitmiş olacağım.

When you come back, I'll be gone.

Kimse gitmiş bir zamanı geri getiremez.

- No one can bring back a bygone era.
- Nobody can bring back a time gone by.

Tom Boston'a gitmiş tanıdığım tek kişidir.

Tom is the only one I know who has been to Boston.

Tom ailemizde Boston'a gitmiş tek kişidir.

Tom is the only one in our family who has ever been to Boston.

Şimdiye kadar gitmiş olman gerekmiyor mu?

Aren't you supposed to be gone by now?

Tom'un nereye gitmiş olabileceğini biliyor musun?

Do you know where Tom might've gone?

Ne kadar süredir gitmiş olacağını düşünüyorsun?

How long do you think you'll be gone?

Tom Mary'yi görmek için gitmiş olmalı.

- Tom must've gone to see Mary.
- Tom must have gone to see Mary.

- Şoförüm nereye gitti?
- Şoförüm nereye gitmiş?

Where did my driver go?

Genellikle, sabah ışığından önce gitmiş olurum.

Usually, I'll be gone before the morning light.

Tom neden kayboldu? Nereye gitmiş olabilir?

Why'd Tom disappear? Where might he have gone?

Tom bulamıyorum. Sanırım eve gitmiş olmalı.

- I can't find Tom. I think he must've gone home.
- I can't find Tom. I think he must have gone home.