Translation of "Gidemedim" in English

Gidemedim.

I couldn't go.

Ben dışarı gidemedim.

I was unable to go outside.

Oraya zamanında gidemedim.

I failed to go there in time.

Oraya bugün gidemedim.

I couldn't go there today.

Sadece geri gidemedim.

I just couldn't go back.

- Hastalıktan dolayı partiye gidemedim.
- Hastalık nedeniyle partiye gidemedim.

I could not go to the party because of illness.

Bir haftadır okula gidemedim.

I have not been able to go to school for a week.

Bu yıl yurtdışına gidemedim.

I can't go abroad this year.

Bütün hafta okula gidemedim.

I couldn't go to school for a whole week.

Hastalıktan dolayı partiye gidemedim.

I could not go to the party because of illness.

Oraya tekrar geri gidemedim.

I could never go back there again.

Doğum günü partine gidemedim.

- I could not come to your birthday party.
- I couldn't go to your birthday party.
- I couldn't come to your birthday party.

Başka hiçbir yere gidemedim.

I couldn't go anywhere else.

Ben hiçbir yere gidemedim.

I couldn't go anywhere.

Geçen sene Boston'a gidemedim.

I couldn't go to Boston last year.

Hastalık nedeniyle partiye gidemedim.

I could not go to the party because of illness.

Bu sabah okula vaktinde gidemedim.

- I wasn't in time for school this morning.
- I wasn't on time for school this morning.

Onun doğum günü partisine gidemedim.

- I failed to go to his birthday party.
- I wasn't able to go to his birthday party.
- I was unable to go to his birthday party.

Hasta olduğum için, toplantıya gidemedim.

As I was ill, I couldn't go to the meeting.

Ben yağmur nedeniyle pikniğe gidemedim

I couldn't go on a picnic because of the rain.

Bütün hafta okula yürüyerek gidemedim.

I couldn't walk to school for a whole week.

Şiddetli yağmur nedeni ile gidemedim.

I couldn't go because of the heavy rain.

Hastaydım, bu yüzden konsere gidemedim.

I was sick, so I couldn't go to the concert.

İstemiş olsam bile seninle gidemedim.

I couldn't go with you even if I wanted to.

Geçen yaz çok yüzmeye gidemedim.

I couldn't go swimming much last summer.

O fakirdi, bu yüzden üniversiteye gidemedim.

- Poor as he was, he couldn't go to college.
- He was poor, so he couldn't go to college.

Annem hasta olduğu için, oraya gidemedim.

- Because my mother was ill, I could not go there.
- Since my mother was sick, I couldn't go there.

Ben hasta olduğum için işe gidemedim.

I couldn't go to work because I was sick.

Annem hasta olduğu için konsere gidemedim.

- My mother being ill, I couldn't go to the concert.
- Since my mother was sick, I couldn't go to the concert.

Gerçekten partiye gitmek istedim ama gidemedim.

I really wanted to go to the party, but I couldn't.

İki yıldır Kassel'de yaşamaktayım ve hâlâ Herkules'e gidemedim.

I've been living in Kassel for two years and still haven't been to Herkules.

- Onun doğum günü partisine gidemedim.
- Onun doğum günü partisine gitmem mümkün olmadı.

- I wasn't able to go to his birthday party.
- I was unable to go to his birthday party.

Geçen ay Avustralya'ya gidecektim ama bir şey ortaya çıktı ve ben gidemedim.

I was going to go to Australia last month, but something came up and I couldn't go.