Translation of "Oraya" in English

- Geleceğim oraya.
- Oraya geleceğim.

- I'll come there.
- I'll get there.

- Oraya gidemezsin.
- Oraya gidemezsiniz.

You can't go there.

- Oraya gitmeliyim.
- Oraya gitmem gerekiyor.

I need to get in there.

- Sami oraya ulaştı.
- Sami oraya vardı.
- Sami oraya erişti.

Sami arrived there.

Oraya gittim.

So I went there.

oraya gidebilirsiniz

like George,

Oraya gidebilirsin.

- You may go there.
- You can go there.

Oraya gitmemelisin.

- You should not go there.
- You shouldn't go there.

Oraya gitmeliyim.

- I must go there.
- I have to go there.
- I need to get in there.
- I should go there.

Oraya gitme.

- Don't go there.
- Don't go up there.

Oraya bak.

Look there.

Oraya gideceğim.

I'll go there.

Oraya giremem.

I can't go in there.

Oraya gitmemeliydim.

I shouldn't have gone there.

Oraya gitmemeliydik.

We shouldn't have gone there.

Oraya gidemezsin!

- You can't go in there!
- You can't go in there.

Oraya gidemeyiz.

We can't go there.

Oraya girme.

Don't go in there.

Oraya gitmeyelim.

Let's not go there.

Oraya girmeyeceksin.

You're not going in there.

Oraya gidemem.

I can't go there.

Oraya bakma.

Don't look there.

Oraya gitmemeliydin.

You shouldn't have gone there.

Oraya dönmeliyim.

I should get back there.

Oraya otur.

Sit over there.

Oraya geliyorum.

I'm on my way there.

Oraya gidelim.

Let's go there.

Oraya gitmiyoruz.

We're not going in there.

Oraya girmelisiniz.

You should go in there.

Oraya giremezsin.

You're not allowed in there.

Oraya gidin.

Go over there.

Oraya gönderildim.

I was made to go there.

Oraya gitmedi.

He didn't go there.

Oraya gitmeyeceğim.

I'm not going to go there.

Oraya gidemiyoruz.

We can't go.

Oraya gidiyoruz.

We're getting there.

Oraya varacağız.

We'll get there.

Git oraya.

Go there.

Oraya gitmediniz.

You didn't go there.

Oraya gittin.

You went there.

Oraya gitmeyin.

Don't go over there.

Oraya gitmeyecektim.

I wasn't going to go there.

Oraya geleceğim.

- I'll come there.
- I'll get there.

Oraya inemezsiniz.

You can't land there.

Oraya yürüyebilirsin.

You can walk there.

Oraya gitmiyorum.

I'm not going there.

- Birlikte oraya yürüyebiliriz.
- Oraya beraber yürüyebilirdik.

We could walk there together.

- Seni oraya götürebilirim.
- Seni oraya alabilirim.

I can get you there.

- Oraya asla gitmemeliydik.
- Asla oraya gitmemeliydik.

- We never should have gone there.
- We never should've gone there.

- Onu oraya at!
- Onu oraya at.

Toss it there!

- Onlar oraya gitti.
- Onlar oraya gittiler.

They went there.

- Oraya gideyim deme.
- Oraya gideyim demeyin.

Don't you dare go there.

- Neden oraya gitmiyorsun?
- Neden oraya gitmiyorsunuz?

Why don't you go there?

- Oraya kiminle gittin?
- Oraya kiminle gittiniz?

Who did you go there with?

- Oraya gitmek istemiyorum.
- Oraya gitmek istemem.
- Ben oraya gitmek istemiyorum.

I don't want to go there.

- Sonunda oraya varacağız.
- Eninde sonunda oraya varacağız.

We'll get there eventually.

- Oraya Tom olmadan gitmem.
- Oraya Tomsuz gitmeyeceğim.

I won't go there without Tom.

- Oraya ben olmadan gitmemeliydiniz.
- Oraya bensiz gitmemeliydin.

You shouldn't have gone there without me.

- Bunu oraya taşıyın.
- Şunu oraya taşı.
- Bunu şuraya taşıyıver.
- Bunu oraya götür.

Carry this over there.

Gözlerini oraya dik

Keep your eyes there

oraya buraya sürüklenir.''

by external circumstances."

Oraya geri dönüyor,

I'd get back out there,

Oraya bir bakalım.

So let's go there.

Fakat oraya girip

But getting in there

Oraya niçin gittin?

- What did you go there for?
- Why did you go there?
- Why did you go there yesterday?

Oraya zamanında varabildim.

I managed to get there in time.

Oraya gitmeye değmez.

- It isn't worthwhile going there.
- It's not worthwhile going there.

Onu oraya bırakın.

Set it down there.

Onu oraya bırak.

Leave it there.

Oraya adınızı imzalayın.

Sign your name there.

Oraya defalarca gittim.

- I went there times without number.
- I went there many times.

Oraya gitmemi onaylayamadı.

He could not approve of my going there.

Oraya gitmedin mi?

Didn't he go there?

Oraya geri dönmeyeceğim.

I'm not going back.

Zamanında oraya varmazsın.

You won't get there on time.

Dün oraya gittim.

I went there yesterday.

Beni oraya gönder.

Send me there.