Translation of "Hastalıktan" in English

0.007 sec.

Examples of using "Hastalıktan" in a sentence and their english translations:

Yakınlarda hastalıktan kurtuldu.

He soon recovered from the illness.

Hastalıktan dolayı bunalımdayım.

I am depressed by my illness.

Hastalıktan dolayı gitmedim.

I didn't go on account of illness.

- O, hastalıktan dolayı mevcut değil.
- O, hastalıktan dolayı yoktur.

She is absent because of sickness.

Sağlığın hastalıktan daha iyi,

health is better than sickness,

O, o hastalıktan öldü.

He died of that disease.

Hastalıktan dolayı partiye gidemedim.

I could not go to the party because of illness.

O, hastalıktan dolayı yoktur.

She is absent because of sickness.

Hastalıktan ve çalışmadan yoruldum.

I am tired, from sickness and work.

O hastalıktan dolayı gelemiyor.

Due to illness, she cannot come.

Tom ciddi bir hastalıktan çekiyor.

Tom is suffering from a serious illness.

Bazen tedavi hastalıktan daha kötüdür.

Sometimes, the cure is worse than the disease.

O, ciddi bir hastalıktan çekiyor.

She's suffering from a serious disease.

Onun yokluğu hastalıktan dolayı idi.

His absence was due to illness.

Hastalıktan dolayı seni dün arayamadım.

On account of illness, I couldn't call on you today.

O, çaresiz bir hastalıktan muzdarip.

She suffers from an incurable disease.

O kronik bir hastalıktan muzdarip.

- She suffers from a chronic malady.
- She suffers from a chronic illness.

Uzun bir hastalıktan sonra öldü.

He died after a long illness.

Para hastalıktan muafiyet satın almaz.

Money does not buy exemption from illness.

O, ağır bir hastalıktan acı çekiyor.

He is suffering from an aggravated disease.

O, kısa bir hastalıktan sonra öldü.

He died after a brief illness.

Ciddi bir hastalıktan ötürü acı çekiyor.

He is suffering from a serious illness.

Ben hastalıktan dolayı geçen Salı yoktum.

I was absent last Tuesday on account of illness.

Tom uzun bir hastalıktan sonra öldü.

Tom died after a long illness.

Tom üç haftadır hastalıktan yatağa düştü.

Tom has been sick in bed for three weeks.

Kral John gizemli bir hastalıktan öldü.

King John died from a mysterious illness.

Bu ilaç seni o hastalıktan kurtaracak.

This medicine will cure you of that disease.

Birçok insan açlıktan ve hastalıktan öldü.

Many died of hunger and disease.

Annem uzun bir hastalıktan dolayı çok zayıftı.

My mother was very weak from a long illness.

John'un büyükannesi uzun bir hastalıktan sonra öldü.

John's grandmother died after a long illness.

Annem geçen ayın sonundan beri hastalıktan yatıyor.

Mother has been sick in bed since the end of last month.

Tom son üç haftadır hastalıktan yatakta yatıyor.

Tom has been sick in bed for the last three weeks.

Ve dünyanın her yerindeki bu hastalıktan etkilenen insanlardan.

and people around the world affected by this terrible disease.

- Hastalıktan dolayı partiye gidemedim.
- Hastalık nedeniyle partiye gidemedim.

I could not go to the party because of illness.

Daha önce burada bir kişi bu hastalıktan öldü.

One person here has already died from this disease.

Tedavisi olmadığı için, bu kronik hastalıktan korunmaya çalışmamız gerek,

We should try to avoid this chronic disease

Ne kadar kötü olursa olsun, o bu hastalıktan ölmeyecek.

No matter how bad it gets, she won't die from that disease.

Ne kadar kötü olursa olsun, o, o tür hastalıktan ölmeyecek.

No matter how bad it gets, she won't die of that kind of sickness.

- Birçoğu bu hastalık yüzünden hayatta kalmaz.
- Çoğu bu hastalıktan kurtulamaz.

Not many survive this disease.

Tom aralıklı oruç tutmayı denedi, ancak kısa süre sonra hastalıktan öldü.

Tom tried intermittent fasting, but died of complications soon after.

Ciddi bir hastalıktan dolayı, o birçok insanın yapabildiği gibi vücudunu hareket ettiremiyor.

Because of a serious disease, he can't move his body as most people can.

Eğer o, o zaman sigara içmeyi bıraksaydı, böyle bir hastalıktan muzdarip olmayabilirdi.

If he had given up smoking then, he might not be suffering from such a disease.

Bir mucize oldu! Tom tamamen sağlıklı ve hastalıktan artık hiçbir iz yok!

A miracle has happened! Tom is completely healthy, and there's no more trace of the disease!

1967 yılında Kanada'da doğum kontrolü hala yasadışıydı; prezervatif sadece hastalıktan korunmak için satılırdı.

Birth control was still illegal in Canada in 1967; condoms were sold only for the prevention of disease.

Sonunda, hastalıktan dolayı yürüyemez hale geldi ve gezinmek için motorlu tekerlekli sandalye kullanmak zorunda kaldı.

In the end, because of the disease, he became unable to walk and had to use a motorized wheelchair to get around.

- O, hastalıktan dolayı okula katılamadı.
- O, hasta olduğu için okula gidemiyor.
- O, hastalığı yüzünden okula gidemiyor.

She cannot attend school on account of illness.