Translation of "Gerektiğinde" in English

Gaz çıkarmaları gerektiğinde

When they need to expel gas,

- Gerektiğinde çocuklarıma dayak atarım.
- Gerektiğinde çocuklarıma şaplak atarım.

I spank my kids when needed.

Gerektiğinde yalnız yaşamaya alışacaksın.

You'll get used to living alone in a pinch.

Bu gerektiğinde işe yarayacak.

This will come in handy in a pinch.

''sevmediğimiz birisiyle birlikte çalışmamız gerektiğinde,''

"If we're forced to work with a colleague that we dislike,"

Babam gitmemiz gerektiğinde ısrar etti.

My father insisted that we should go.

Onun gitmesi gerektiğinde ısrar ediyorlar.

They insist that he should go.

Burada olmaları gerektiğinde ısrarcı oldu.

- He insisted that they be here.
- He insisted that they should be there.

Gitmen gerektiğinde bana söyleyeceksin, değil mi?

You'll tell me when you need to leave, won't you?

Sadece kuru bir bez gerektiğinde ağlar.

She only cries when she needs a dry nappy.

- Gerektiğinde her zaman beni savunduğun için teşekkürler.
- Gerektiğinde her zaman beni desteklediğin için teşekkürler.

Thank you for always sticking up for me when necessary.

Öğretmen, benim üniversitede okumam gerektiğinde ısrar etti.

The teacher insisted that I should study in college.

Anne akşam yedide evde olmamız gerektiğinde ısrar ediyor.

Mother insists that we should be home by seven in the evening.

Annem karanlıktan sonra dışarı çıkmamam gerektiğinde ısrar ediyor.

My mother insists that I should not go out after dark.

Annem daha fazla sebze yemem gerektiğinde ısrar ediyor.

Mother insists that I should eat more vegetables.

Evini temizlemen için sana yardım etmem gerektiğinde ödevimi nasıl bitiririm?

How can I finish my homework when I have to help you clean the house?

Bir şey için ödeme yapmam gerektiğinde ben sadece kredi kartı kullanırım.

I just use a credit card whenever I need to pay for something.

Ev ödevi yapmam gerektiğinde erkek kardeşim her zaman bana yardım eder.

When I have homework to do, my brother always helps me with it.