Translation of "Alışacaksın" in English

0.011 sec.

Examples of using "Alışacaksın" in a sentence and their english translations:

Havaya alışacaksın.

You'll get used to the weather.

Ona alışacaksın.

- You'll get used to it.
- You will get used to it.

Yakında işe alışacaksın.

You'll soon get accustomed to the work.

Yakında ona alışacaksın.

You'll get used to it soon.

Buna hızla alışacaksın.

You'll get used to it rapidly.

Yakında soğuğa alışacaksın.

You'll soon get used to the cold.

Yakında buna alışacaksın.

You'll soon get used to it.

Ona çabucak alışacaksın.

You'll get used to it in no time.

Gürültülere yakında alışacaksın.

- You will soon get accustomed to the noises.
- You'll soon get accustomed to the noise.

Sen buna alışacaksın.

- You'll get used to it.
- You will get used to it.

- Yakında buradaki iklime alışacaksın.
- Sen yakında buradaki iklime alışacaksın.

You'll soon get used to the climate here.

Yakında burada yaşamaya alışacaksın.

- You will soon get accustomed to living here.
- You'll soon get accustomed to living here.

Yakında yeni okuluna alışacaksın.

You will soon get accustomed to your new school.

Oh, yakında buna alışacaksın!

Oh, you'll get used to it soon!

Yakında iklim değişikliğine alışacaksın.

You will soon get used to the change of climate.

Gerektiğinde yalnız yaşamaya alışacaksın.

You'll get used to living alone in a pinch.

Sen üzülme. Buna alışacaksın.

Don't worry. You'll get used to it.

Ona bir günde alışacaksın.

You'll get used to it one day.

Sen sonunda ısıya alışacaksın.

You'll eventually get used to the heat.

Sen sonunda buna alışacaksın.

You'll eventually get used to it.

Yakında sağda sürmeye alışacaksın.

You'll soon get used to driving on the right.

Yakında kırsal yaşama alışacaksın.

You will soon be used to rural life.

Buna çok çabuk alışacaksın.

You'll get used to this in no time.

Merak etme, zamanla alışacaksın.

Don't worry. You'll get used to it over time.

Yakında herkesin içinde konuşmaya alışacaksın.

You will soon get used to speaking in public.

Kısa sürede Japon yemeklerine alışacaksın.

- You will soon get used to Japanese food.
- You'll soon get used to Japanese food.

Yakında kendi başına yaşamaya alışacaksın.

Soon you'll get used to living by yourself.

Yakında bu ülkede yaşamaya alışacaksın.

You will soon get accustomed to living in this country.

Yakında Japon yemekleri yemeğe alışacaksın.

- You'll soon get used to eating Japanese food.
- You will soon get used to eating Japanese food.

Yakında herkesin önünde konuşmaya alışacaksın.

You'll soon get used to speaking in public.

- Yakında buradaki iklime alışırsın.
- Yakında buradaki iklime alışacaksın.
- Sen yakında buradaki iklime alışacaksın.

You'll soon get used to the climate here.

- Yakında gürültüye alışacaksın.
- Yakında gürültüye alışacaksınız.

You'll soon get used to the noise.

Yakında büyük bir şehirde yaşamaya alışacaksın.

- You will soon be used to living in a big city.
- You'll soon be used to living in a big city.

Yurt hayatına oldukça hızlı bir şekilde alışacaksın.

You'll get used to the dorm life pretty quickly.

"Gece gündüz çalışmaya alışkın değilim." "Yakında buna alışacaksın."

"I'm not accustomed to working day and night." "You'll soon get used to it."

Sen üç ya da dört hafta içinde buna alışacaksın.

You'll get used to this in three or four weeks.