Translation of "Yarayacak" in English

Bu işe yarayacak.

- This'll work.
- That'll work.
- It will work.
- This will work.
- It's going to work.
- It's not going to work.

Kesinlikle işe yarayacak.

- It'll work for sure.
- It's going to work for sure.

O işe yarayacak.

That'll work.

İşe yarayacak, bundan eminim.

It'll work out, I'm sure of it!

Bu ne işe yarayacak?

What good would that do?

Sanırım bu işe yarayacak.

- I think this is going to work.
- I think this will work.
- I think it's going to work.
- I think it'll work.
- I think that this is going to work.
- I think that this will work.

Bu, işe yarayacak mı?

- Is this going to work?
- Will this work?
- Will it work?

Bu çok işe yarayacak.

This is going to come in very handy.

Plan işe yarayacak mı?

Will the plan work?

Bu nasıl işe yarayacak?

How will it work?

Bunun işe yarayacak sanmıyorum.

I don't think it will work.

Bu gerektiğinde işe yarayacak.

This will come in handy in a pinch.

Bu işe yarayacak mı?

Will this work?

Bu işe yarayacak. Biliyorum.

This is going to work. I know it.

Bakalım bu işe yarayacak mı?

Let's see if that does the trick.

İşe yarayacak bir şey düşünemiyorum.

I can't think of anything that might help.

O gelecek sefer işe yarayacak.

- It'll work next time.
- It will work next time.

Bu gerçekten işe yarayacak mı?

Is this really going to work?

Onların evlilikleri işe yarayacak mı?

Will their marriage work?

Belki de o işe yarayacak.

Maybe that'll work.

Yaptığın şey nasıl işe yarayacak?

How is what you're doing going to help?

Burada da aynı şey işe yarayacak.

Same thing is gonna work here.

Ve gerçekten işe yarayacak çözümler üretmemiz demek,

and also come up with solutions that actually work,

Senin önerdiğin şey işe yarayacak gibi görünmüyor.

What you're suggesting doesn't sound like it'll work.

- Orijinal planımız işe yarayacak.
- Orijinal planımız işleyecek.

Our original plan will work.

- İşe yarayacak mı görelim.
- İşe yarayıp yaramadığını görelim.

Let's see if that works.

Bu en iyi çözüm olmayabilir ama işe yarayacak.

This may not be the best solution, but it'll work.

Ona doğum gününde işine yarayacak bir şey alalım.

Let's get him something useful for his birthday.

- Bunun ne faydası olacak?
- Bu ne işe yarayacak ki?

- What good's that going to do?
- What good would it do?

Teoride her şey çok güzel ama pratikte işe yarayacak mı?

It´s all very well in theory, but will it work in practice?

- Bunun işe yarayacağını düşünüyor musunuz?
- Sence bu işe yarayacak mı?

- Do you think this will work?
- Do you think that this will work?

- Bunun işe yarayacağını düşünüyor musun?
- Sizce bu işe yarayacak mı?

- Do you think this will work?
- Do you think that this will work?

- Bu kitap senin için yararlı olacak.
- Bu kitap senin işine çok yarayacak.

This book will be of great use to you.

- Daha sonraki hayatında sana faydalı olacak bilgi türünü içeren kitapları okumalısın.
- Gelecekte işinize yarayacak bilgiler içeren türden kitaplar okumalısınız.

You should read the kind of books that contain the kind of information that will be useful to you later in life.