Translation of "Gitmesi" in English

Bizzat gitmesi gerekli.

- It is necessary that she should go herself.
- It's necessary for her to go herself.

Onun gitmesi gerekiyor.

He needs to leave.

Tom'un gitmesi gerekir.

Tom needs to go.

Tom'un gitmesi istenmeli.

Tom should be asked to leave.

Tom'un gitmesi gerekecek.

Tom will need to leave.

Tom'un gitmesi gerekmiyordu.

Tom didn't need to go.

Sami'nin gitmesi gerekiyordu.

Sami was supposed to go away.

Sami'nin gitmesi gerek.

Sami needs to go.

O, gitmesi gerektiğini söyledi.

He said he should go.

Tom'u gitmesi için zorlayamam.

I can't force Tom to go.

Tom'un doktora gitmesi gerekmiyor.

Tom doesn't need to go to the doctor.

Tom'un hastaneye gitmesi gerekiyor.

- Tom has got to get to a hospital.
- Tom needs to get to a hospital.
- Tom needs to be taken to a hospital.
- Tom needs to be taken to the hospital.

Charles'in hastaneye gitmesi gerek.

Charles has to go to the hospital.

Tom'un dışarı gitmesi yasak.

Tom is forbidden to go out.

Tom gitmesi gerektiğini düşündü.

- Tom thought that he should go.
- Tom thought he should go.

Tom'a gitmesi gerektiğini söyledim.

I told Tom he should go.

Tom'un Boston'a gitmesi gerekiyordu.

- Tom was supposed to go to Boston.
- Tom had to go to Boston.

Tom'un nereye gitmesi gerekiyor?

Where's Tom supposed to go?

Maria'nın alışverişe gitmesi gerekir.

Maria needs to go shopping.

Tom'dan gitmesi istendi mi?

Was Tom asked to leave?

Onların hepsinin gitmesi gerekiyor.

They all need to go.

Gitmesi için onu zorladım.

I forced him to go.

Tom'un eve gitmesi gerekiyor.

Tom needs a ride home.

Tom'a eve gitmesi söylendi.

Tom was told to go home.

Tom'un gitmesi gerektiğini düşünüyorum.

- I think Tom needs to go.
- I think that Tom needs to go.

Gitmesi emredildi fakat reddetti.

He was ordered to leave, but refused.

Donanmanın denize gitmesi emredildi.

The navy was ordered to go to sea.

Tom gitmesi gerektiğini söyledi.

- Tom said he should go.
- Tom said that he should go.

Leyla'nın buradan gitmesi gerekiyordu.

Layla needed to get out of here.

Tom gitmesi gerektiğini biliyordu.

Tom knew he had to leave.

Tom'a gitmesi gerektiği söylendi.

Tom has been told he has to leave.

Benim evime gitmesi kolaydır.

My place is easy to get to.

Tom'un Boston'a gitmesi gerekiyor.

Tom needs to go to Boston.

Tom'un gitmesi gerektiğini biliyorum.

- I know Tom has to leave.
- I know that Tom has to leave.

Tom'un hastaneye gitmesi gerekmiyordu.

Tom didn't need to go to the hospital.

Tomun okula gitmesi gerekmiyordu.

- Tom didn't need to go to school.
- Tom didn't have to go to school.

Sami'nin işe gitmesi gerekiyordu.

Sami was supposed to show up for work.

Tom'a gitmesi gerektiği söylenmeli.

- Tom needs to be told he has to leave.
- Tom needs to be told that he has to leave.

Yorgunsa yatağa gitmesi gerek.

If she is tired, she should go to bed.

Tom'a gitmesi gerektiğini söyle.

- Tell Tom he should go.
- Tell Tom that he should go.

- Sami'nin ofise gitmesi lazım.
- Sami'nin ofise gitmesi gerek.
- Sami ofise gitmeli.

Sami has to go to the office.

Onun oraya gitmesi muhtemel değil.

It's not likely that he went there.

Ona nereye gitmesi gerektiğini söyle.

Tell him where he should go.

Onun gitmesi gerektiğinde ısrar ediyorlar.

They insist that he should go.

O gelir gelmez gitmesi istendi.

He had no sooner arrived than he was asked to leave.

Erken gitmesi için izin verildi.

He was granted permission to leave early.

Onun hemen gitmesi gerekiyor mu?

- Need he go right now?
- Does he need to go right now?
- Does he need to go right away?

Kendine kendine gitmesi gerektiğini söyledi.

He said to himself that he should go.

Onu hızlı gitmesi sebebiyle tutukladılar.

He was caught for speeding.

O, derhal gitmesi gerektiğini söyledi.

She said she must leave at once.

Ona gitmesi için izin verdim.

I said it was OK for him to go.

Öğleden sonra alışverişe gitmesi gerekiyor.

She has to go shopping in the afternoon.

Sanırım onların oraya gitmesi gerekli.

I think it is necessary for them to go there.

Tom'un oraya kendisinin gitmesi gerekmiyor.

Tom doesn't need to go there himself.

Tom'un bugün okula gitmesi gerekiyordu.

Tom was supposed to go to school today.

Herhangi birimizin gitmesi gerektiğini sanmıyorum.

- I don't think any of us should go.
- I don't think that any of us should go.

Gitmesi gereken kişi ben değilim.

I'm not the one who should go.

Tom nereye gitmesi gerektiğini bilmiyordu.

Tom didn't know where he should go.

Tom kendisinin gitmesi istendiğini söyledi.

- Tom said he was asked to leave.
- Tom said that he was asked to leave.

Tom varır varmaz gitmesi istendi.

Tom had no sooner arrived than he was asked to leave.

Hiç kimsenin oraya gitmesi gerekmiyor.

No one's supposed to go in there.

Tom'un hemen hastaneye gitmesi gerekiyor.

- Tom needs to get to the hospital immediately.
- Tom needs to get to the hospital right away.

İkimizin de işe gitmesi gerekiyor.

We both have to go to work.

Tom alışverişe gitmesi gerektiğini söyledi.

- Tom said he needs to go shopping.
- Tom said that he needs to go shopping.

Tom'un eve gitmesi gerektiğini düşünüyorum.

- I think Tom should go home.
- I think that Tom should go home.

Tom ve arkadaşlarının gitmesi istendi.

Tom and his friends were asked to leave.

Tom'un yarın okula gitmesi gerekmiyor.

Tom doesn't need to go to school tomorrow.

Tom'un derhal hastaneye gitmesi gerekiyor.

Tom needs to get to the hospital right away.

Tom nereye gitmesi gerektiğini bilmiyor.

Tom doesn't know where he should go.

Tom Mary'nin gitmesi gerektiğini söylemedi.

Tom didn't say that Mary should leave.

Gitmesi için hiç yer yok.

There's nowhere for him to go.

- Okula gitmesi gerekirdi.
- Okula gitmeliydi.

He was supposed to go to school.

Tom'a toplantıya gitmesi gerektiğini söyledim.

I told Tom that he should go to the meeting.

Tom'un eve geri gitmesi istendi.

Tom was asked to go back home.

Tom'un Boston'a geri gitmesi gerekiyordu.

Tom needed to go back to Boston.

Tom'un Boston'a geri gitmesi gerekiyor.

Tom needs to go back to Boston.

Tom Mary'nin gitmesi gerektiğini söyledi.

- Tom said Mary should go.
- Tom said that Mary should go.

Tom'a nereye gitmesi gerektiğini söyle.

Tell Tom where he should go.

Lütfen Tom'a gitmesi gerektiğini söyle.

Please tell Tom he has to leave.

Tom kendisine gitmesi gerektiğini söyledi.

Tom told himself that he should go.

Tom'un erken gitmesi gerektiğini düşünmüyorum.

- I don't think Tom should've left early.
- I don't think Tom should have left early.
- I don't think that Tom should've left early.

Tom'un bugün işe gitmesi gerekmiyordu.

Tom didn't need to go to work today.

Bugün Tom'un gitmesi gerekiyor mu?

Does Tom need to leave today?

Tom bana gitmesi gerektiğini söyledi.

- Tom told me he should go.
- Tom told me that he should go.

Gitmesi gerekmeyen tek kişi Tom'du.

Tom was the only one who didn't need to go.

Tom'un bugün okula gitmesi gerekmiyordu.

Tom didn't need to go to school today.

Sami'ye gitmesi için izin verildi.

Sami was allowed to leave.

Belki Tom'un yatağa gitmesi gerek.

Maybe Tom should go to bed.

Avustralya'ya gitmesi gereken kişi benim.

I'm the one who should've gone to Australia.

Jane'in ne zaman gitmesi ve nereye gitmesi gerektiği konusunda hiçbir fikri yoktu.

Jane had no idea when she should go or where she should go.

Çocuğa onlarla gitmesi için izin verildi.

The boy was permitted to go with them.