Translation of "Ediyorlar" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Ediyorlar" in a sentence and their spanish translations:

- Onlar kavga ediyorlar.
- Kavga ediyorlar.

Están peleando.

- Onlar dans ediyorlar.
- Dans ediyorlar.

Están bailando.

Kavga ediyorlar.

Están peleando.

Yaralanmaya hücum ediyorlar.

se van hacia una lesión.

Onlar sohbet ediyorlar.

Ellos están teniendo una charla.

Hırsızı takip ediyorlar.

Ellos están persiguiendo al ladrón.

Çocuklarını terk ediyorlar.

Abandonan a sus hijos.

Alt yapıları kontrol ediyorlar.

como es el puerto principal de Sri Lanka.

Tüm kaynaklarını seferber ediyorlar.

mientras han existido la esclavitud y las celdas de la cárcel.

Atalarının izlerini takip ediyorlar.

Siguiendo los pasos de sus ancestros.

Ve önemsenmeyi hak ediyorlar.

y porque ellos merecen nuestra atención.

Yani yine göz ediyorlar

entonces están mirando de nuevo

Onlar daktiloları monte ediyorlar.

Ellas asemblan máquinas de escribir.

Onlar flört ediyorlar mı?

¿Van a salir?

Onlar beni rahatsız ediyorlar.

Ellas me molestan.

Onlar benden nefret ediyorlar.

- Ellos me odian.
- Ellas me odian.

Onlar Tom'dan nefret ediyorlar.

Ellos odian a Tom.

Onlar bizden nefret ediyorlar.

Ellos nos odian.

Onlar kadınlardan nefret ediyorlar.

Odian a las mujeres.

Onlar beni takip ediyorlar.

Ellas me siguen.

Onlar ondan nefret ediyorlar.

Ellos la odian.

Onlar bize ateş ediyorlar.

Ellos nos están disparando.

Çocuklarım buğday harman ediyorlar.

Mis hijos están trillando el trigo.

- Seni takip ediyorlar.
- Sizi takip ediyorlar.
- Seni izliyorlar.
- Sizi izliyorlar.

Ellos te están observando.

Tehlikeli tehditler olmaya devam ediyorlar.

siguen siendo amenazas peligrosas.

Benzer şekilde tahıl muhafaza ediyorlar,

almacenan su grano de manera similar,

Sadece bölgeyi kutsal kabul ediyorlar

solo aceptan la región como sagrada

Erkek kardeşler birbirlerinden nefret ediyorlar.

Los hermanos se odian.

Birkaç politikacı hatalarını kabul ediyorlar.

Pocos políticos admiten sus errores.

Müşteriler hizmet hakkında şikayet ediyorlar.

Los clientes se están quejando de la atención.

Çocuklarım sizi rahatsız ediyorlar mı?

¿Te han estado molestando mis niños?

Onlar Kanadalı olduklarını iddia ediyorlar.

Dicen ser canadienses.

Hong Kong'ta insanlar protesto ediyorlar.

La gente está protestando en Hong Kong.

Onlar gerçekten birbirlerinden nefret ediyorlar.

Se llevan a matar.

Onlar her zaman kavga ediyorlar.

Ellos siempre están peleando.

Tom ve Mary dans ediyorlar.

Tom y Mary están bailando.

Onlar sana dikkat ediyorlar mı?

- ¿Te están tratando bien?
- ¿Se están ocupando bien de ti?

Onlar ne hakkında şikayet ediyorlar?

- ¿De qué se quejan?
- ¿Por qué protestan?

Tom ve Mary kavga ediyorlar.

Tom y Mary están peleando.

Onlar her zaman şikâyet ediyorlar.

- Ellos siempre se quejan.
- Siempre se están quejando.
- Ellas siempre se están quejando.

Yeni bir meydan inşa ediyorlar.

Ellos están construyendo una nueva plaza.

Kediler vakum temizleyicilerden nefret ediyorlar.

Los gatos odian las aspiradoras.

Dükkanda yalnızca nakit kabul ediyorlar.

En la tienda sólo admiten pagos en metálico.

- Yıllardır savaşıyorlar.
- Yıllardır mücadele ediyorlar.

Llevan años peleados.

Fikir adamları eski doktrinlerle mücadele ediyorlar.

Los hombres de ideas cuestionaban los dogmas antiguos.

Fakat dünya'nın düz olduğunu iddaa ediyorlar

pero afirman que la tierra es plana

Bizim tepkimizi falan test ediyorlar olabilir

Pueden estar probando nuestra reacción o algo

Işte düşmanlarını bu şekilde alt ediyorlar

así derrotan a sus enemigos

Komitenin bütün üyeleri birbirlerinden nefret ediyorlar.

Todos los miembros del comité se odian.

Kediler duvardaki kırmızı noktayı merak ediyorlar.

- Los gatos están curiosos con el punto rojo en la pared.
- Los gatos tienen curiosidad por el punto rojo de la pared.

Onlar Tom gibi öğrencileri kabul ediyorlar.

Ellos aceptan estudiantes como Tom.

- Birbirlerinden nefret ederler.
- Birbirlerinden nefret ediyorlar.

Ellos se odian.

Bu işçiler bir yol inşa ediyorlar.

Estos trabajadores están construyendo un camino.

Arkadaşların senin sağlığını gerçekten merak ediyorlar.

Tus amigos están muy interesados por tu salud.

Onlar onu yukarıdan aşağıya muayene ediyorlar.

Lo examinan de arriba abajo.

Çocuklar sahilde kumdan kaleler inşa ediyorlar.

- Los niños están haciendo castillos de arena en la playa.
- Los niños construyen castillos de arena en la playa.

Goril araştırmasındaki topla aynı amaca hizmet ediyorlar.

Hacen la función de las pelotas de baloncesto del video.

Binlerce kilometreyi o küçücük ayaklarıyla kat ediyorlar

cubren miles de kilómetros con sus pequeños pies

İki kız kardeş birbirleriyle sürekli kavga ediyorlar.

Las dos hermanas siempre peleaban entre sí.

Onlar kedi ve köpek gibi kavga ediyorlar.

- Se llevan como perro y gato.
- Ellos pelean como gato y perro.

- Doktorlar midemi inceliyorlar.
- Doktorlar midemi muayene ediyorlar.

Los médicos están examinando mi estómago.

Onlar ne yaptıklarını düşünmeden hayata devam ediyorlar.

Ellos siguen con la vida sin pensar en lo que hacen.

Ifade ediyorlar ki buna 'Viking zihniyeti' adını veriyorum.

muy característica y consistente, que yo llamo 'la mentalidad vikinga'.

Bu bölgede yaşayan Sherpa'lar dağcılıkla uğraşmaya devam ediyorlar...

Los sherpas de la región siguen practicando el alpinismo

Ülkeler altın,petrol ve uyuşturucu için mücadele ediyorlar.

Los países luchan por OPD: oro, petróleo y drogas.

Önümüzdeki yazın yüzyılın en sıcağı olacağını iddia ediyorlar.

Aseguran que el próximo verano será el más caluroso del siglo.

Tom ve Mary her zaman birbirleriyle flört ediyorlar.

Tom y Mary siempre están coqueteando.

Urfa bölgesinde yaşayan insanlar o bölgeyi kutsal kabul ediyorlar

Las personas que viven en la región de Urfa lo consideran sagrado.

Bir evi satın almak için onlar paralarını tasarruf ediyorlar.

- Ellos están ahorrando para adquirir una casa.
- Ahorrar su dinero para la adquisición de una casa.

Bazıları, İspanyol Pansiyonu'nun pornografik bir film olduğunda ısrar ediyorlar.

Algunos afirman que el albergue español es una película pornográfica.

Bazı köpek sahipleri köpeklerini yeterince besleyip beslemediklerini merak ediyorlar.

Algunos dueños de perros se preguntan si están alimentando a sus perros lo suficiente.

Bugünlerde gittikçe daha fazla insan kır yaşantısını şehir yaşantısına tercih ediyorlar.

Hoy en día cada vez más gente prefiere vivir en el campo que en la ciudad.

Jeff ve Mia boşanmayı önlemek için son bir çaba sarf ediyorlar.

Jeff y Mia están haciendo un último esfuerzo para evitar el divorcio.

Bazı köpek sahipleri köpeklerini balıkla beslemenin uygun olup olmadığını merak ediyorlar.

Algunos dueños de perros se preguntan si estará bien darles de comer pescado a sus perros.

Daha sonra onları küçük küçük, küçük küçük üzerilerine koyarak yuvaları inşa ediyorlar

luego construyen los nidos, poniéndolos en pequeños y pequeños

Onlar çoğu zaman birlikteler ve operaya gidiyorlar ya da sanat galerilerini ziyaret ediyorlar.

Suelen estar juntos, e ir a la ópera o visitar galerías de arte.

Numidyalı ve Galyalılar, Romalıların arka hattında üstünlüğü kurup, gölün kenarına geri çekilmeye mecbur ediyorlar.

Numidianos y galos abruman la retaguardia romana, umidians and Gauls overwhelm the Roman rear, forzandolos a ir hasta la orilla del lago. cing them all the way to the lake shore.