Translation of "Gürültünün" in English

Tom, gürültünün onu rahatsız ettiğini söyledi.

Tom said that the noise bothered him.

Tom, gürültünün Mary'yi rahatsız ettiğini söyledi.

Tom said that the noise bothered Mary.

Gürültünün bir diğer çok önemli sağlık etkisi,

Another very important health effect of noise

Onlar aniden odanın arkasındaki bir gürültünün farkındaydılar.

They were suddenly aware of a noise in the back of the room.

Bu gürültünün hep ne olduğunu merak ettim.

I always wondered what that noise was.

O gürültünün ne olduğunu her zaman merak ettim.

I always wondered what that noise was.

Grup o gürültünün zararlı olduğunu hatırlatmak için posterler astı.

The group put up posters to remind people that noise is harmful.

O, gürültünün ne hakkında olduğunu sormak için üst kattan seslendi.

She called down from upstairs to ask what the noise was about.

- O gürültü hakkında bir şey yap.
- Şu gürültünün icabına bakın.

Do something about that noise.

O, gürültünün girmesini engellemek için ellerini onun kulağının üzerine koydu.

She put her hands over her ears to shut out the noise.

- Tom gürültüden rahatsız olmadığını söyledi.
- Tom gürültünün kendisini rahatsız etmediğini söyledi.

- Tom says that the noise doesn't bother him.
- Tom says the noise doesn't bother him.

Son birkaç gün içinde apartmanınızdan gelen gürültünün miktarı hakkında çok sayıda şikâyet var.

There have been a lot of complaints in the last few days about the amount of noise coming from your apartment.