Translation of "Etkisi" in English

0.014 sec.

Examples of using "Etkisi" in a sentence and their english translations:

İlacın etkisi şaşırtıcıydı.

The effect of the medicine was amazing.

Etkisi için destekle.

- Brace for impact.
- Brace for impact!

Yan etkisi nedir?

What's the side effect?

Aşının etkisi yoktur.

The vaccine has no effect.

Politikanın çarpıtma etkisi ... muazzam.

policy’s distorting effect to be... enormous.

İlacın anında etkisi oldu.

The medicine had an immediate effect.

Onun potansiyel etkisi küçümsenemez.

Its potential influence cannot be overestimated.

İlacın hiçbir etkisi yoktu.

The medicine had no effect.

Onun etkisi hâlâ azalmamıştır.

His influence is still undiminished.

Haber şok etkisi yaratmıştı.

The news came as a bit of a shock.

Domino etkisi yaratan hareketi başlattık.

that carves out AI's evolutionary path.

TV'nin toplum üzerindeki etkisi büyüktür.

The influence of TV on society is great.

Haberin onun üzerinde etkisi oldu.

The news had an impact on him.

Bu ilacın yan etkisi yoktur.

This medicine has no side effects.

İlacın etkisi yavaş yavaş azalmıştı.

The effect of the drug had worn off.

Onun etkisi tüm ülkeye yayılır.

His influence extends all over the country.

Onun kötü bir etkisi var.

He's a bad influence.

Mary gördüğünün etkisi altında kalmıştı.

Mary was impressed with what she saw.

Bunun nasıl bir etkisi olacak?

What effect will that have?

Alkolün etkisi altında araba sürmeyin.

Don't drive under the influence of alcohol.

Tom'un kötü bir etkisi var.

Tom is a bad influence.

Alkolün etkisi altındayken asla yüzme.

Never swim while under the influence of alcohol.

Toplum üzerinde bilimin etkisi büyüktür.

The impact of science on society is great.

Eylemleriniz üzerinde büyük etkisi var.

It has an enormous influence on your actions.

İçkinin etkisi altında araba sürme.

Don't drive under the influence of drink.

Uyuşturucu etkisi altında bilincini kaybetti.

He lost consciousness under the influence of the anesthetic.

Nosebo etkisi, plasebo etkisinin zıddıdır.

The nocebo effect is the opposite of the placebo effect.

- Arap dilinin etkisi, İspanyolca dilinde oldukça belirgindir.
- Arapçanın etkisi İspanyolcada oldukça belirgindir.

The influence of the Arabic language is quite evident in the Spanish language.

Kargaşa her yeri etkisi altına aldı,

Disorder afflicts the land,

Kargaşa her yeri etkisi altına aldı!

Disorder afflicts the land!

Bu durumun ciddi bir etkisi var,

And that has a real impact

Nancy'nin kocası üzerinde bir etkisi var.

Nancy has a hold on her husband.

Yeni ulus, Japonya'nın ekonomik etkisi altında.

The new nation is under the economic influence of Japan.

Aspirin'in kan basıncına hiç etkisi yoktur.

Aspirin has no effect on the blood pressure.

Etrafındakiler üzerinde büyük bir etkisi vardı.

He had great influence on those around him.

Dalgakıranların tsunamiye karşı hiçbir etkisi yoktu.

The breakwater had no effect against the tsunami.

Televizyonun toplum üzerine birçok etkisi vardır.

Television has a great deal of influence on society.

Bu ilacın hiçbir yan etkisi yoktur.

This medicine has no side effects.

Ülkesinin onun üstünde büyük etkisi var.

He has a great influence on his country.

Bu hapların hiçbir yan etkisi yoktur.

These pills have no side effects.

Leyla uyuşturucu ve alkol etkisi altındaydı.

Layla was under the influence of drugs and alcohol.

Giysiler adam yapar. Çıplak insanların toplum üzerinde çok az etkisi vardır veya hiç etkisi yoktur.

Clothes make the man. Naked people have little or no influence on society.

Bu mesajların bizde müthiş bir etkisi var.

have a profound effect on us.

Ve belki buradaki etkisi daha güçlü olur.

where arguably the impact may be greater.

Gürültünün bir diğer çok önemli sağlık etkisi,

Another very important health effect of noise

Yani burada bir tür dalga etkisi var.

So there's a ripple effect.

Araştırmam bunun önemli bir etkisi olduğunu gösteriyor.

My research shows it has a significant effect.

Gelgitlerin kıyılara etkisi çok büyük boyutlara varabilir.

At the coast, tidal changes can be immense.

AMAZON ETKİSİ Donald Trump'ın başkanlık kampanyasında yinelenen

THE AMAZON EFFECT One of the recurring messages during Donald

Ekonomistlerin ''Ağ Etkisi'' dediği tam olarak bu.

This is what economists call the “NETWORK EFFECT”.

İlacın onun üzerinde harika bir etkisi vardı.

- The medicine had a wonderful effect on him.
- The medicine had a miraculous effect on him.

Öğretmenin öğrenciler üzerinde büyük bir etkisi var.

The teacher has a great influence on his pupils.

Haberin bizim üzerimizde büyük bir etkisi oldu.

The news had a great impact on us.

Fırtınanın ürünlerin üzerinde kötü bir etkisi vardı.

The storm had a bad impact on the crops.

Küçük çocuklar iyi müziğin etkisi altında bırakılmalıdır.

Young children should be exposed to good music.

Yöntemim şaşırtıcı şekilde basit, ama etkisi büyük.

My method is surprisingly simple, but the impact is big.

Onun istenilenden çok farklı bir etkisi vardı.

It had an effect very different from the one intended.

Fırtınanın ekonomi üzerinde ciddi bir etkisi vardı.

The storm had a serious effect on the economy.

Deneyimin Tom üzerinde derin bir etkisi vardı.

The experience had a profound impact on Tom.

Göz ameliyatının bir yan etkisi, kuru gözlerdir.

A side effect of the eye surgery is dry eyes.

Dinlenmenin onun üzerinde harika bir etkisi vardı.

Getting rest had a wonderful effect on him.

Benim üzerimde çok derin bir etkisi vardı.

It had a profound effect on me.

Ondan uzak dur. Kötü bir etkisi var.

Stay away from him. He's a bad influence.

Tom'un benim üzerimde kötü bir etkisi var.

Tom is a bad influence on me.

Onların çevre üzerinde herhangi bir etkisi yok.

They have no impact on the environment.

Toplumun bireyler üzerinde büyük bir etkisi vardır.

Society has a great influence on individuals.

Leyla'nın Salima üzerinde kötü bir etkisi vardır.

Layla is a bad influence on Salima.

Tom'un Mary üzerinde kötü bir etkisi var.

Tom is a bad influence on Mary.

- Bana etki etmiyor.
- Bende bir etkisi olmuyor.

It has no effect on me.

Alerjik reaksiyonunuz olunca size nasıl etkisi oluyor?

What happens when you have an allergic reaction?

Davranış üzerinde çok sınırlı etkisi olduğu gerçeği dışında

except for the fact that the science shows

Virüsün tek etkisi boğularak ölmek de değil üstelik

The only effect of the virus is not to die by drowning, moreover

Sence iklimimizin karakterlerimiz üzerinde bir etkisi var mı?

Do you think our climate has an influence on our character?

- Biz çevremizin etkisi altındayız.
- Biz çevremiz tarafından etkileniyoruz.

- We are influenced by our environment.
- We're influenced by our environment.

Güçlü yenin Japon ekonomisine etkisi çok ciddi oldu.

The influence of the strong yen on the Japanese economy has become very serious.

Böyle dergilerin çocuklar üzerinde büyük bir etkisi var.

Such magazines have a great influence on children.

Bu kitap gençlik üzerinde kötü etkisi olmakla suçlandı.

This book was accused of having a bad influence on youth.

Tom ya deli ya da uyuşturucu etkisi altında.

Tom is either crazy or on drugs.

O ya deli ya da uyuşturucu etkisi altında.

He's either crazy or on drugs.

Dramatik müziğin bu sahnede iyi bir etkisi olabilir.

Dramatic music might be a good effect in this scene.

Stresin sağlığınız üzerinde çok büyük olumsuz etkisi olabilir.

Stress can have an enormous negative impact on your health.

CO₂'nin sözde sera etkisi ile ilgisi vardır.

CO₂ has a lot to do with the so-called greenhouse effect.

Bu ilacın herhangi bir yan etkisi var mı?

Does this medicine have any side effects?

Yan etkisi olmadan aylarca süren ani bir rahatlama sağlıyordu.

immediate relief that last for months, without side effects,

Günlük hayatlarımızda nasıl çevremizin etkisi altında kaldığımızla da alakalı.

It's also about how we are influenced in our day-to-day lives.

Solar fırtınanın dünyada ki bir diğer etkisi ise şu

Another effect of solar storm in the world is that

Büyük etkisi var. Bana inanmıyorsanız, hemen bu yılki 2017

has a reflexion on society. If you don´t believe me, just look at their presidential

Ülkenin açılmasının Japon medeniyeti üzerinde büyük bir etkisi oldu.

The opening of the country had a great influence on Japanese civilization.

Sendikanın muhafazakâr bir parti üzerinde baskın bir etkisi var.

The union has a dominant influence on the conservative party.

Bu hareketin, kadınların davranışları üzerine büyük bir etkisi vardı.

This movement had a great impact on the behavior of women.

Çocuklardan yaşlılara mantıklı egzersizin vücutta iyi bir etkisi var.

From children to the elderly, sensible exercise has a good effect on the body.

Tom Mary'nin John üzerinde kötü bir etkisi olduğunu düşünüyor.

- Tom thinks Mary has a bad influence on John.
- Tom thinks that Mary has a bad influence on John.

Fabrikanın kapanması, şehrin ekonomisine önemli ölçüde darbe etkisi yapacak.

The closure of the factory will have significant knock-on effects for the town's economy.

Oprah Winfrey'in kendi fanatikleri üzerinde büyük bir etkisi vardır.

Oprah Winfrey has great influence over her fans.

Bu metnin sosyal ağlar üzerinde büyük bir etkisi vardı.

This text had a great impact on the social networks.