Translation of "Ettiklerini" in English

0.006 sec.

Examples of using "Ettiklerini" in a sentence and their english translations:

Neden kavga ettiklerini bilmiyorum.

- I am ignorant of the reason for their quarrel.
- I don't know why they are fighting.

Onlar hak ettiklerini alırlar.

They get what they deserve.

Onlar acele ettiklerini söylediler.

They said that they were in a hurry.

Beni nasıl fark ettiklerini bilmiyorum.

I don't know how they spotted me.

Ona okulda zorbalık ettiklerini duydum.

I heard that he was bullying at the school.

Neye dikkat ettiklerini anladığınızda, dikkat ettikleri

And once you understand what they care about,

Tom ve Mary'nin flört ettiklerini düşünüyorum.

- I think Tom and Mary are dating.
- I think that Tom and Mary are dating.

Tom'un işini sana teklif ettiklerini duydum.

I heard they offered you Tom's job.

Onların bana zehir enjekte ettiklerini düşünüyorum.

I think they've injected me with poison.

Onların bir zamanlar dans ettiklerini gördüm.

I saw them dance once.

Tom ve Mary merak ettiklerini söylediler.

- Tom and Mary said that they were curious.
- Tom and Mary said they were curious.

Başkalarını rahatsız ettiklerini öğrendiklerinde yüksek sesle konuşuyorlardı..

They are talking loudly when they know they are disturbing others.

Arkadaşlarımın beni nasıl tarif ettiklerini biliyor musun?

Do you know how my friends describe me?

Tom ve Mary'nin flört ettiklerini biliyor muydun?

- Did you know that Tom and Mary were dating?
- Did you know Tom and Mary were dating?

Tom'la Mary'nin neden kavga ettiklerini biliyor musun?

Do you know why Tom and Mary were fighting?

Ellerini sterilize ettiklerini görmek için bir kamera yerleştiriliyor.

before and after entering a patient's room.

Onların o Caz Festivalini iptal ettiklerini duydunuz mu?

Did you hear that they canceled that jazz festival?

Onların bana servis ettiklerini yemekten başka seçeneğim yok.

I have no choice but to eat what they serve me.

Ve benim gibi insanlardan neden nefret ettiklerini anlamaya çalışacaktım

to try to understand why they hate people like me

Onların neden birbirlerinden bu kadar çok nefret ettiklerini bilmiyorum.

I don't know why they hate each other so much.

Tom ve Mary'nin şimdiye kadar birlikte seyahat ettiklerini sanmıyorum.

- I don't think Tom and Mary have ever traveled together.
- I don't think that Tom and Mary have ever traveled together.

Hem Tom'un hem de Mary'nin bunu yapmayı kabul ettiklerini biliyorum.

- I know both Tom and Mary have agreed to do that.
- I know Tom and Mary have both agreed to do that.

Hiç kimse tam olarak kaç kişinin kendilerini hippi kabul ettiklerini bilmez.

No one knows exactly how many people considered themselves hippies.

Genlerin kendilerini nasıl ifade ettiklerini kontrol altına alabilecek yeni teknolojiler geliştiriliyor.

New technologies are being developed that will be able to control how genes express themselves.

Tom ve Mary'nin her ikisini de bunu yapmayı kabul ettiklerini biliyorum.

- I know both Tom and Mary have agreed to do that.
- I know Tom and Mary have both agreed to do that.
- I know that Tom and Mary have both agreed to do that.

- Bizi takip ettiklerini mi düşünüyorsun?
- Bizim peşimizden geldiklerini mi düşünüyorsun?
- Sence bizi takip mi ediyorlar?
- Sence bizim peşimizden mi geliyorlar?

Do you think they're coming after us?