Translation of "Zorbalık" in English

0.004 sec.

Examples of using "Zorbalık" in a sentence and their english translations:

- Zorbalık her yerde.
- Her yerde zorbalık var.

Tyranny is everywhere.

Zorbalık bazen yararlıdır.

Sometimes violence is useful.

Onlar bana zorbalık etti.

They bullied me.

Bunu yapmaya zorbalık edilmeyeceğim.

I won't be bullied into doing that.

Ona zorbalık yapmayı kes.

Stop bullying him.

Zorbalık öğrenilmiş bir davranıştır.

Bullying is a learned behavior.

- Zorbalık, okullarda ciddi bir sorundur.
- Okullarda zorbalık ciddi bir sorundur.

Bullying in schools is a serious problem.

O, arkadaşlarına karşı zorbalık yapardı.

He used to bully his friends.

Dan bana aylardır zorbalık ediyor.

Dan has been bullying me for months.

Dan bana artık zorbalık etmeyecek.

Dan will no longer bully me.

Tom aylardır bana zorbalık ediyor.

Tom has been bullying me for months.

Zorbalık Dan'ın en sevdiği hobidir.

Bullying is Dan's favorite hobby.

Tom marjinal insanlara zorbalık yapıyor.

Tom bullies marginalized people.

O hep okulda zorbalık yapar.

He always gets bullied at school.

Onun okulda zorbalık ettiğini duydum.

I heard that he was bullying at the school.

Ona okulda zorbalık ettiklerini duydum.

I heard that he was bullying at the school.

Tom sınıf arkadaşlarına zorbalık yaptı.

Tom bullied his classmates.

Sami Leyla'ya zorbalık etmeye başladı.

Sami started bullying Layla.

Zorbalık, taciz ve daha fazlasıyla karşılaşıyorlar.

They face bullying, harassment and more.

Mary'ye sınıf arkadaşları tarafından zorbalık edildi.

Mary was bullied by her classmates.

Yine senden küçük birine zorbalık ediyorsun!

- You're picking on someone smaller than you again!
- You're bullying someone smaller than you again!

Tom bir çocukken ona zorbalık yapıldı.

- Tom was bullied when he was a kid.
- Tom was bullied when he was a child.

Tom okulda diğer çocuklara zorbalık ediyor.

Tom has been bullying other kids at school.

Tom'a okulda sık sık zorbalık edildi.

Tom was often bullied in school.

Bana okulda sık sık zorbalık edildi.

I used to get bullied in school.

Çoğu kez onun zorbalık yaptığını gördüm.

I've often seen him bullied.

O adamın yaptığı şey bir zorbalık.

What that man's done is an outrage.

Tom'a bir çocuk olarak zorbalık edildi.

Tom was bullied as a child.

Dan sınıf arkadaşlarından birine zorbalık etti.

Dan bullied one of his classmates.

Ağırlığından dolayı okulda Tom'a zorbalık edildi.

Tom was bullied at school because of his weight.

Tom'a diğer çocuklar tarafından zorbalık edildi.

Tom was bullied by the other boys.

Mary'ye diğer kızlar tarafından zorbalık edildi.

Mary was bullied by the other girls.

Tom, bunu yapmada zorbalık etmeyeceğini söylüyor.

Tom says he won't be bullied into doing that.

Kaç kişi zorbalık yüzünden kendilerini öldürdü?

How many people have killed themselves because of bullying?

O büyük çocuk küçük çocuklara zorbalık ediyor.

That big boy is bullying the little children.

Tom Mary'ye tekrar zorbalık yapmaması için uyarıldı.

Tom was warned not to bully Mary again.

O, kendine yapılan zorbalık üzerine kara kara düşündü.

She brooded over the bullying done to her.

Tom sadece yanında oturup Mary'ye zorbalık yapılmasını izleyemedi.

Tom couldn't just sit by and watch Mary being bullied.

Annesi fena halde kilolu olduğu için Mary okulda zorbalık yaşadı.

Mary was bullied at school because her mother was grossly overweight.

- Zorbalık ciddi bir sorundur.
- Dayılanma ciddi bir sorundur.
- Sataşma ciddi bir sorundur.

Bullying is a serious problem.

Diğer insanlara cesaret ve tahammül gibi insanüstü başarılara ilham verebilir ya da zorbalık yapabilirdi.

he could inspire or bully other men into superhuman feats of bravery and endurance.

Zorbalık ciddi bir problemdir fakat onu saf dışı bırakmaya çalışmanın tamamen gerçekçi bir teklif olmadığını anlamak zorundayız.

Bullying is a serious problem, but we have to understand that setting out to eliminate it entirely isn't a realistic proposition.

Tanrı yeryüzüne baktı ve her şeyin ne denli bozulduğunu gördü. Çünkü insanlar yoldan çıkmıştı. Tanrı Nuh'a, "İnsanlığa son vereceğim" dedi, "Çünkü onların yüzünden yeryüzü zorbalık doldu. Onlarla birlikte yeryüzünü de yok edeceğim."

And when God had seen that the earth was corrupted (for all flesh had corrupted its way upon the earth), He said to Noah: The end of all flesh is come before me, the earth is filled with iniquity through them, and I will destroy them with the earth.