Translation of "Büyükbabasının" in English

0.003 sec.

Examples of using "Büyükbabasının" in a sentence and their english translations:

Çocuğa büyükbabasının adını verdiler.

They named the boy after his grandfather.

Tom hâlâ büyükbabasının evinde.

Tom is still at his grandfather's house.

Büyükbabasının doksanın üzerinde olduğunu söyledi.

He told me that his grandfather is over ninety.

Tom büyükbabasının bakımıyla meşgul oldu.

Tom took care of his grandfather.

Tom Boston'a giderken büyükbabasının çiftliğinde durdu.

Tom stopped at his grandfather's farm on his way to Boston.

Tom sadece büyükbabasının soluk bir fotoğrafına sahip.

Tom only has one faded photograph of grandfather.

Dan büyükbabasının arabasının kırmızı iç kaplamasını hatırlar.

Dan remembers the red interior of his grandfather's car.

Tom'un büyük büyükbabasının evi hâlâ ayakta duruyor.

Tom's great-grandfather's house is still standing.

Tom Mary'ye büyükbabasının kim olduğunu söyledi mi?

Has Tom told Mary who his grandfather is?

Tom büyükbabasının çiftliğindeyken geçen hafta ata bindi.

Tom rode a horse last week when he was at his grandfather's ranch.

Tom bana Mary'nin büyükbabasının kim olduğunu bildiğini söylüyor.

- Tom told me he knows who Mary's grandfather is.
- Tom told me that he knows who Mary's grandfather is.

Tom, büyükbabasının ona verdiği cep saatini rehin verdi.

Tom pawned the pocket watch his grandfather had given him.

- Dedesinin ismini almış olmalı.
- Ona dedesinin ismini vermiş olmalılar.
- Ona büyükbabasının adı verilmiş olmalı.
- Büyükbabasının adını almış olmalı.

He must have been named after his grandfather.

Tom'un Mary'nin büyükbabasının kim olduğu hakkında hiçbir fikri yok.

Tom has no idea who Mary's grandfather is.

Tom büyükbabasının tavanarasında fotoğraflarla dolu tozlu bir kutu buldu.

Tom found a dusty box full of photos in his grandfather's attic.

Tom, Mary'nin onun büyükbabasının altın saatini çaldığından oldukça emindi.

Tom was reasonably certain that Mary had stolen his grandfather's gold watch.

Tom büyükbabasının ona verdiği saati rehin vermek zorunda kalmıştı.

Tom had to pawn the watch his grandfather had given him.

Tom büyükbabasının ona verdiği altın sikkeleri arka bahçesine gömdü.

Tom buried the gold coins his grandfather had given him in his backyard.

Ayrıca bir zamanlar büyükbabasının olan Bran Şatosunu da ele geçirir.

He also regains posession of Bran Castle, once owned by his grandfather.

Onun büyükbabasının ölümünü işitmesinin ilk şokundan sonra, kız ağlamaya başladı.

After the initial shock of hearing of her grandfather's death, the girl started to cry.

Tom sadece herhangi bir araba istemedi. O büyükbabasının arabasını istedi.

Tom didn't want just any car. He wanted his grandfather's car.

- Dedesinin ismini almış olmalı.
- Ona dedesinin ismini vermiş olmalılar.
- Büyükbabasının adını almış olmalı.

He must have been named after his grandfather.