Translation of "Çocuğa" in English

Çocuğa bakmalısın.

You must look after the child.

İnsanlar çocuğa güldü.

People laughed at the boy.

Çocuğa çantamı taşıttım.

I had the boy carry my bag.

Herkes çocuğa güldü.

Everybody laughed at the boy.

Çocuğa o baktı.

- She looked after the child.
- She took care of the child.

Çocuğa bakmanı istiyoruz.

We need you to baby-sit.

Şu çocuğa bak!

Look at that boy!

Bir çocuğa benziyorsun.

You look like a kid.

Onlar çocuğa baktılar.

They looked after the boy.

- Bu çocuğa neler olmuş bilmiyorum.
- Çocuğa ne olduğunu bilmiyorum.

I don't know what has become of the boy.

- O, akıllı bir çocuğa benziyor.
- Zeki bir çocuğa benziyor.

He looks like a clever boy.

Çocuğa bir saniyeliğine bakıver.

Keep an eye on the child for me for a moment.

Mike çocuğa doğru yanaştı.

Mike walked up to the boy.

Çocuğa herkes tarafından gülündü.

The boy was laughed at by everybody.

Orada oynayan çocuğa sorabilirsin.

- You can ask the child who's playing over there.
- You can ask the child who is playing over there.

O anneme çocuğa baktırdı.

- She made my mother take care of the baby.
- She had my mother take care of the baby.

Çocuğa yemeği yemesini söyledi.

She told the child to eat up the food.

Onu küçük çocuğa verdim.

I gave it to the little boy.

Çocuğa bir kitap verdim.

I gave the boy a book.

Şu yüzen çocuğa bak.

- Look at that boy who is swimming.
- Look at that boy who's swimming.

Akıllı bir çocuğa benzemiyordu.

He didn't look like a clever boy.

Sinirlendi ve çocuğa vurdu.

He lost his temper and hit the boy.

Çocuğa büyükbabasının adını verdiler.

They named the boy after his grandfather.

Sen bu çocuğa aşıksın.

"You've got a crush on this boy." "No, I don't!"

Lütfen çocuğa hakaret etmeyin.

Please don't insult the boy!

Çocuğa ne ad verilecek.

What name will be given to the child?

Köpek küçük çocuğa saldırdı.

The dog attacked the little boy.

Şu yakışıklı çocuğa bak.

Look at that handsome boy.

Çocuğa bir oyuncak aldı.

She bought a toy for the boy.

İyi bir çocuğa benziyorsun.

You seem like a nice kid.

Ağlamayan çocuğa meme verilmez.

The squeaky wheel gets the grease.

Çocuğa bir mola ver.

Give the kid a break.

Çocuğa bağırdı: "Sessiz ol!".

She cried to the child: "Be quiet!".

Ben bir çocuğa benziyorum.

I look like a kid.

O, yaramaz çocuğa sinirlendi.

She got angry with the naughty boy.

Koşan şu çocuğa bak.

Look at that boy running.

Ben bu çocuğa bakacağım.

I will look after this child.

Çocuğa bu kıyafetleri giydir.

Put the kid into these clothes.

Çocuğa nasıl sebze yedirebilirim?

How can I get my toddler to eat vegetables?

Onlar çocuğa Tom dediler.

They called the boy Tom.

Çocuğa büyükbabanın adını verdiler.

They named the child after the grandfather.

Her çocuğa bir hediye verildi.

Each child was given a present.

Çocuğa hayran olmayan kimse yoktu.

There was no one that did not admire the boy.

Çocuğa ebeveynleri tarafından eşlik edildi.

The boy was accompanied by his parents.

Köpek küçük bir çocuğa hırladı.

The dog growled at a little boy.

Çok zeki bir çocuğa benzemiyor.

- He didn't look like a clever boy.
- He doesn't seem to be a very intelligent boy.

Öğretmen çocuğa gürültü yapmamasını söyledi.

The teacher told the boy not to make noise.

O, çocuğa bir oyuncak verdi.

He gave the child a toy.

Tom düzgün bir çocuğa benziyor.

Tom seems like a decent kid.

Sabrını kaybetti ve çocuğa vurdu.

He lost his patience and hit the boy.

Yaşlı adam çocuğa barınak verdi.

The old man gave the child shelter.

O, iyi bir çocuğa benziyor.

He looks like a good boy.

Tembel olduğu için çocuğa kızdım.

I was annoyed with the boy for being lazy.

Mary çocuğa babasını önemsemesini söyledi.

Mary told the child to mind his father.

Çocuğa iki şekerleme izni verildi.

The child was permitted two pieces of candy.

Tom bir çocuğa benzediğimi söylüyor.

Tom says I look like a kid.

Bu, çocuğa özgü bir oyun.

This is an infantile game.

Tom artık bir çocuğa benzemiyor.

Tom doesn't look like a child anymore.

Orada oyun oynayan çocuğa sorabilirsin.

- You can ask the child who's playing over there.
- You can ask the child who is playing over there.

O, çocuğa kalemini keskinleştirmesini öğretti.

- He instructed the boy to sharpen his pencil.
- He told the boy to sharpen his pencil.

O, çocuğa kalemi keskinleştirmesini söyledi.

- He instructed the boy to sharpen his pencil.
- He told the boy to sharpen his pencil.

Asla bir çocuğa zarar vermem.

I would never hurt a child.

Her çocuğa iki elma veriyor.

She's giving each child two apples.

O, Mackintosh çocuğa yardım eder.

She helps the Mackintosh boy.

Tom hiç çocuğa sahip değildir.

Tom doesn't have any children.

Bir kadın kaç çocuğa katlanabilir?

How many children can a woman bear?

Bunu bir çocuğa nasıl yapabilirsın?

How can you do this to a kid?

Her çocuğa bir elma verdim.

I gave each boy an apple.

Size saldıran çocuğa ne olacak?

What will happen to the guy who attacked you?

Kendimi bir çocuğa tanıtmak için uzandım,

I reach out to introduce myself to a kid,

Çocuğa onlarla gitmesi için izin verildi.

The boy was permitted to go with them.

Araba çocuğa çarptığında şans eseri karşılaştım.

I happened along when the car hit the boy.

Çocuğa büyükannesinin anısına Sophia adı verildi.

The child was named Sophia after her grandmother.

O, kitap okuyan bir çocuğa yaklaştı.

He approached the boy reading a book.

Sahip olduğu azıcık parayı çocuğa verdi.

He gave the boy what little money he had.

Bir kitap okuyan çocuğa itirazım yok.

I have no objection to the boy reading a book.

Ben onu küçük bir çocuğa verdim.

I gave it to the little boy.

Çocuğa yardım etmek için kan verdik.

We gave blood to help the child.

- O çocukla ilgileneceğim.
- O çocuğa bakacağım.

I'll look after that child.

Orada koşan çocuğa ve köpeğe bak.

Look at the boy and the dog that are running over there.

Her çocuğa üç bonbon şekeri verdim.

I have given every child three candies.

Her çocuğa üç tane şeker verdim.

I gave tree candies to every child.

Her çocuğa üç adet şeker verdim.

I gave each child three pieces of candy.

Bir çocuğa ihtiyacından fazla para vermeyin.

Do not hand over more money than is necessary to a child.

Her bir çocuğa üç soru sordum.

I asked each boy three questions.

çocuğa bir kontrol gücü ve kaynağı sağlar.

while supporting the staff with their work.

Baldızım beş yıl içinde dört çocuğa sahipti.

My sister-in-law had four children in five years.

O, erkek çocuğa çok düşkün gibi görünüyor.

He seems to be very fond of the boy.

Ebeveynleri öldüğünden beri bu çocuğa ben bakıyorum.

I have taken care of this child ever since his parents died.

Bir çocuğa çok zalimce davranmak utanç verici.

It's shameful to treat a child so cruelly.