Translation of "Giderken" in English

Üniversiteye giderken,

When I was in college,

Avukatının masasına giderken

but I said her female name loud enough

Köye giderken kayboldu.

He got lost on his way to the village.

Eve giderken oyalanma.

Don't play around on your way home.

Giderken yürüyerek gittim.

I went on foot only one way.

Okulumuza giderken karşılaşırdık.

We used to meet on our way to school.

Giderken seni arayacağım.

I'll call you when I leave.

- İşe giderken amcama rastladım.
- İşe giderken dayıma rastladım.

On my way to work, I ran into my uncle.

- Okula giderken Tom ile karşılaştım.
- Okuluma giderken Tom'la karşılaştım.
- Okula giderken Tom'a rastladım.

I met Tom on my way to school.

- Okula giderken Tom ile karşılaştım.
- Okuluma giderken Tom'la karşılaştım.

I met Tom on my way to school.

O yüzden işinize giderken

So when y'all go to work

çekime giderken hayatını kaybetti

died on the way to filming

Havaalanına giderken zorluk çektim.

I had a hard time getting to the airport.

Evime giderken kimseye rastlamadım.

I met nobody on my way home.

Evime giderken ona rastladım.

I met him on my way home.

Evime giderken sağanağa yakalandım.

I was caught in shower on my way home.

Okula giderken cüzdanımı kaybettim.

I lost my purse on my way to school.

Okula giderken kep giyerim.

I put on a cap when I go to school.

Ofise giderken cüzdanımı çaldırdım.

I had my wallet stolen on my way to the office.

Paris'e giderken Atina'da durduk.

We stopped over in Athens on our way to Paris.

Oraya giderken yakıtımız bitti.

We ran out of gas on the way there.

O, giderken ıslık çaldı.

He whistled as he went along.

Okula giderken ona rastladım.

- I met her on my way to school.
- I met her on the way to school.

Eve giderken fırtınaya yakalandım.

I got caught in a storm on my way home.

Eve giderken parası çalındı.

She was robbed of her money on her way home.

Evime giderken süpermarkete uğradım.

I stopped by the supermarket on my way home.

O giderken Tom'u özleyeceğim.

I'll miss Tom while he's gone.

Kütüphaneye giderken arkadaşıma rastladım.

On my way to the library I met my friend.

Tren giderken istasyona vardık.

We arrived at the station as the train was leaving.

Lütfen giderken kapıyı kapa.

Please close the door when you leave.

Araba havalimanına giderken bozuldu.

The car broke down on the way to the airport.

İstasyona giderken öğretmenime rastladım.

I met my teacher on the way to the station.

Arabası işe giderken bozuldu.

His car broke down on the way to work.

Giderken kapıyı kilitlemeyi unutma.

Don't forget to lock the door when you leave.

Sen giderken seni özleyeceğim.

- I'll miss you when you're gone.
- I'll miss you while you're gone.

Tom eve giderken soyuldu.

Tom got mugged on his way home.

Okula giderken amcamı gördüm.

I saw my uncle on the way to school.

Tiyatroya giderken benzinimiz bitti.

We ran out of gas on the way to the theater.

Lütfen eve giderken uğra.

Please drop in on your way home.

Tiyatroya giderken Tom'la karşılaştım.

I met Tom on my way to the theater.

Tiyatroya giderken Yoko'ya rastladım.

I ran into Yoko on the way to the theater.

Tam Tom giderken geldim.

I arrived just when Tom was leaving.

Onlar işe giderken karşılaştı.

They met on the way to work.

İşe giderken seni alabilirim.

I could pick you up on my way to work.

Tom eve giderken sendeledi.

Tom staggered home.

Sizin ofisiniz evime giderken.

Your office is on my way home.

Giderken şemsiyeni almayı unutma.

Don't forget to take your umbrella when you leave.

Eve giderken Tom'a rastladım.

I ran into Tom on my way home.

Okula giderken kazayı gördü.

He saw the accident on his way to school.

Eve giderken postaneye uğrayacağım.

- I'll drop by the post office on the way home.
- I'll stop by the post office on the way home.

Evime giderken onunla karşılaştım.

I met her on my way home.

Orada giderken ne giyeyim?

What shall I wear when going there?

Tom üniversiteye giderken çalıştı.

Tom worked his way through college.

Biz eve giderken konuştuk.

We talked on the way home.

Okula giderken onunla karşılaştım.

I met her along the way to school.

Eve giderken dikkatli ol.

Be careful on the way home.

Giderken kapıyı kapatmayı unutma.

Don't forget to close the door after yourself when you leave.

Okula giderken Tom'la karşılaştım.

I met Tom on the way to school.

Giderken çöpünüzü yanınızda götürün.

Pack it in, pack it out. Leave no trash behind.

Giderken kapıyı açık bırak.

Leave the door open when you leave.

Giderken ışığı kapatmayı unutma.

- Be sure to turn out the light when you go out.
- Don't forget to turn the light off when you leave.

Okula giderken onunla karşılaştı.

He met her on his way to school.

- Okula giderken bugün hangi gömleği giyeceksin?
- Bugün okula giderken hangi gömleği giyeceksin?
- Bugün okula giderken hangi gömleği giyeceksiniz?

What shirt will you wear to school today?

İzmir limanından İngiliz donanması giderken,

while British Navy was leaving the Izmir Port,

Keşke evine giderken bana uğrayabilsen.

I wish you could drop in at my house on your way home.

Eve giderken bir köpekle karşılaştım.

I met a dog on my way home.

İstasyona giderken belediye binasını geçtim.

I passed the city hall on my way to the station.

İstasyona giderken bir sağanağa yakalandım.

I was caught in a shower on my way to the station.

İstasyona giderken ben seni geçtim.

I can beat you to the station.

Tom okula giderken Mary'ye rastladı.

Tom met Mary on his way to school.

Tam biz giderken o geldi.

She arrived just as I was leaving.

Oraya giderken arabamızı sırayla sürdük.

We took turns driving our car on our way there.

Dün eve giderken kızla tanıştı.

He met the girl on his way home yesterday.

O, evin dışına giderken görüldü.

He was seen going out of the house.

Eve giderken bütün yolu yürüdü.

He walked all the way home.

Eve giderken arkadaşlarımdan birine rastladım.

I met one of my friends on my way home.

Okuldan eve giderken onunla karşılaştım.

I met him on my way home from school.

Ben okula giderken ona rastladım.

I met him on my way to school.

Eve giderken bir kaza geçirdi.

He had an accident on his way home.

Okula giderken trafik kazası geçirdi.

He had a traffic accident on his way to school.

Ben eve giderken süpermarkette durdum.

I stopped at the supermarket on my way home.

Tam ben giderken Tom geldi.

- Tom came just as I was leaving.
- Tom arrived just as I was leaving.

Giderken benim sürmem gerekiyor mu?

Should I drive on the way back?

Tom eve giderken Mary'yi aldı.

Tom picked Mary up on his way home.

Boston'a giderken bir otostopçuyu aldık.

We picked a hitchhiker up on the way to Boston.

Eve geri giderken onunla karşılaştım.

I met him while going back home.

Biz eve giderken eczaneye uğradık.

We stopped by the pharmacy on the way home.

Okula giderken kazaya tanık oldu.

He witnessed the accident on his way to school.