Translation of "Sahip" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Sahip" in a sentence and their japanese translations:

Peki bizim sahip olduğumuz kaynaklara sahip olmayanlar?

私たちのような資源を持っていない国は どうするのでしょうか?

çember yapıya sahip.

これもまた環状構造です

Fırsatına sahip oldu.

様々な企業から原料を 回収することで得ています

Senin sahip olduğun kadar çok sabra sahip değil.

彼女は君ほどしんぼう強くない。

O, babasının sahip olduğu kadar çok kitaba sahip.

彼は父親と同じぐらいたくさんの本を持っている。

Sahip olmadığın şey sahip olduğun şeyden daha iyidir.

隣の芝は青い。

Bu dünyadaki bütün insanlar sahip olduğun avantajlara sahip olmadı.

世の中のすべての人々が、あなたが与えられてきたような有利な条件に恵まれてきたわけではない。

Lucy benim sahip olduğum kadar çok sayıda arkadaşa sahip.

- ルーシーには私と同じぐらい友達がいます。
- ルーシーにも私と同じくらいたくさん友だちがいる。

- İstemek sahip olmakla aynı değildir.
- İstememek sahip olmakla eştir.

欲しくないという事は持っていると同じことだ。

Kate Jane'in sahip olduğunun üç katı kadar kayıtlara sahip.

ケイトはジェーンの3倍のレコードを持っている。

O, onun sahip olduğu kadar çok kitaba sahip değil.

彼は彼女ほど本を持っていない。

Sadece sahip olduğum sürece,

ただ一時でも

Ki aslında sahip olduğu

自身がすでに持っている 特性を思い出してもらいました

Sahip olduklarınla yetinmek zorundasın.

自分で引き受けたことは自分で処理しなければならない。

Bir tanesine sahip misin?

君はそれを持っていますか。

Sahip olmadığın şeyi tüketemezsin.

無い袖は振れぬ。

O, bir videoya sahip.

彼はビデオを持っています。

O birçok araziye sahip.

彼は土地をたくさん持っている。

O geniş görüşlere sahip.

彼は広い視野をもっている。

Sahip olmadığın şeyi kaybetmezsin.

持たないものは失うことはない。

Kim onun kalbine sahip?

彼の心を捕まえているのは誰ですか。

O, mükemmel reflekslere sahip.

彼は運動神経が抜群だ。

Bugünkü biletlere sahip misin?

当日券はありますか。

O, dar omuzlara sahip.

彼は肩幅が狭い。

Hayaletler insanlara sahip olabilir.

幽霊は人に取り憑くことができる。

Benim sahip olduğumun iki katı kadar çok CD ye sahip.

彼女は私の2倍のCDを持っています。

- O güçlü bir gövdeye sahip.
- O güçlü bir vücuda sahip.

彼は強い体の持ち主だ。

Öğretmen benim sahip olduğumun üç katı kadar çok kitaba sahip.

先生は私の三倍の本を持っている。

Erkek kardeşim benim sahip olduğumdan çok daha fazla iyi kitaba sahip.

私の兄は、私よりずっと多くの良書を持っている。

Sizin için sahip olduğum şey.

私が話すことは

Henüz bu yetiye sahip değiliz.

我々にそういう能力はないのです

Sahip olduğum her şeyi depoladım,

荷物をすべて倉庫に預けて

sahip olduğu güce şahit oldum.

私たちの声が持つ力です

Tüm ailem palindromik isimlere sahip.

うちの家族は 全員名前が回文なんです

çok daha fazlasına sahip oldum.

また それ以上のモノも手に入れました

Bir aileye sahip olmak mükemmel.

家族がいるって素晴らしいことです。

Daha kaliteli olanlarına sahip misin?

もっと品質の良いものはありますか。

Sahip olduğum her şey odur.

それが私が持っているすべてです。

Kasaba birçok yüksek binaya sahip.

その町には高い建物がたくさんある。

Laboratuvar en güncel ekipmana sahip.

その実験室には最新式の設備がある。

Dağ güzel bir görünüşe sahip.

その山の姿は美しい。

O ülke doğal kaynaklara sahip.

その国は天然資源がある。

Onun tarafından eve sahip olundu.

その家は彼が所有している。

Her iki kitaba sahip olamazsın.

その2冊の本の両方ともはだめです。

O, arabada pahalı zevklere sahip.

彼女は高級車好みだ。

Bin yenden fazlasına sahip değil.

彼女はたった1、000円しか持っていない。

O yüksek bir sese sahip.

- 彼は声が大きい。
- 彼の声は大きい。

Sahip olduğum her kuruşumu soydu.

彼は私の有り金すべてを奪った。

Uzun bir öğretmenlik kariyerine sahip.

彼は教育畑で育った。

Sahip olduğu her fırsattan yararlandı.

彼はあらゆる機会を利用した。

Babasının saldırganlıklarından hiçbirine sahip değil.

彼に父の持っている積極的が全然ない。

Önemli şey hobine sahip olmaktır.

大切なのは自分の趣味を持つことです。

Sorun yeterli paraya sahip olmamamızdır.

問題は我々が十分なお金を持っていないことだ。

Sahip olduğum tüm para budur.

これが私の持ってるお金全部だ。

Bu kameraya sahip olmak istiyorum.

僕はこのカメラが欲しい。

O, sahip olduğum tek arkadaştır.

彼女は私の唯一の友達です。

Sahip olduğu azıcık parasını kaybetti.

彼女は少ないながら持っていたお金をすべてなくした。

Bütün sahip olduğum bir kitaptır.

- 私が持っているのは本だけです。
- 私が持っているものは1冊の本だけだ。

Sahip olduğu parayı sana verecek.

彼女は、持っているお金を全部あなたにあげるだろう。

Psikolojide bir doktora derecesine sahip.

彼は心理学博士の学位を持っている。

Bir işi yönetme yeteneğine sahip.

彼には事業を経営する能力がある。

İngilizce öğretmede bazı deneyimlere sahip.

彼は英語教育にいくらか経験がある。

Sahip olduğum tek kitap bu.

これは僕の唯一の本です。

Gerçekten doğru önceliklere sahip değilsin!

- おまえってほんとに正しい優先順位がわかってないな。
- 君は本当に優先順位がおかしいよ。

O, bir ehliyete sahip değildir.

彼女は運転免許を持っていません。

O büyük bir mülke sahip.

彼女は大きな屋敷を持っている。

Çalışmayan yemek hakkına sahip değildir.

働かざる者食うべからず。

O bölünmüş bir kişiliğe sahip.

彼は二重人格者だ。

Fazladan bir taneye sahip misin?

予備はありますか?

Bu, sahip olduğum tek kitaptır.

- これは私が持っている唯一の本です。
- 私の持っている本はこの1冊だけです。

Sahip olduğum parayı dilenciye verdim.

私は乞食に持ち金全部を与えた。

Entelektüel meraka sahip olmak önemlidir.

知的好奇心を持つことは重要だ。

Bu sahip olduğum tek kameradır.

これは私が持っている唯一のカメラだ。

Bu, Ken'in sahip olduğu köpek.

これは健が飼っている犬です。

Yazar güzel bir tarza sahip.

この著者は美しい文体を持っている。

Kate iyi bir endama sahip.

ケイトの容姿は素晴らしい。

Benim için kamerama sahip çık.

カメラを見ていてね。

Ülkeniz nükleer silahlara sahip mi.

- あなたの国は核兵器を保有していますか?
- あなたの国は核兵器保有国ですか?

O iyi görme duyusuna sahip.

彼は視力がいい。

1000 yenden fazlasına sahip değilim.

私はたった1、000円しか持っていない。

Sahip olduğum her şey kitaplardır.

- 私が持っているのは本だけです。
- 私が持っているものと言えば本だけです。

Tüm sahip olduğum bir kitap.

私が持っているものは1冊の本だけだ。

Tom hiç çocuğa sahip değildir.

トムには一人も子供がいない。

O zarif bir görünüme sahip.

彼はすらりとした姿をしている。

Bizim görüşümüz sahip olduğumuz bir fikirdir; inancımız bize sahip olan bir fikirdir.

意見は人が掌握し、信念は人を掌握する。

- O bir hanımefendi olma havasına sahip.
- O bir hanımefendi olmanın havasına sahip.

彼女には貴婦人の風格がある。

Benimle aynı fikre sahip destekçiler buldum

同じことを同じ頃に考えた 仲間が見つかって

Farklı fikirlere sahip insanlar için de.

異論がある人にとっても 良いことではありません

sahip olmalarına rağmen çocuklardan daha savunmasız?

若者の脳は子供のそれよりは 発達しているはずです

Büyük felaketleri önleme şansına sahip olabilir.

大災害を避ける機会を 手にするでしょう

Bu dramatik gösteri mükemmel zamanlamaya sahip.

‎産卵のタイミングは完璧だ

Inanılmaz sıkıcı iş hayatına sahip olmasına

世界中の何百万もの労働者が

Hayatî öneme sahip olduğu anlamına geliyor.

子供の貧困の問題に取り組む事が 非常に重要になって来るのです

, 25 yıllık hizmete sahip bir tuğgeneraldi .

であり、軍事組織と指揮の問題を研究し、多くのことを考えていました。

Ama gezegenimizin kaderini şekillendirecek güce sahip.

私たちの星の 運命を変える力を秘めています

Sahip olduğum az parayı sana vereceğim.

少々ですが私が持っているお金を全部君にあげよう。

Sahip olduğum tüm parayı ona verdim.

- 持っていたお金は全部彼にあげた。
- 私は彼に持っていたお金を全部あげた。