Translation of "Bütçe" in English

Bütçe dengeli olmalıdır.

The budget must be balanced.

Bütçe kısıntıları gerekli.

Budget cuts are needed.

Bütçe senatodan geçti.

The budget passed the Upper House.

Onlar bütçe hakkında endişeliler.

They're concerned about the budget.

Bütçe son derece küçüktür.

The budget is extremely small.

Bütçe krizle karşı karşıyayız.

We're facing a budget crisis.

Sınırlı bir bütçe ile çalışıyoruz.

We're working on a limited budget.

Bütçe açığına ne neden oldu?

What caused the budget deficit?

O bütçe henüz kesinleşmiş değil.

That budget isn't yet final.

Bu bir bütçe sorunu mu?

Is this a budget problem?

Bütçe kesintileri yüzünden işten çıkarıldım.

I was laid off from my job due to budget cutbacks.

Ve bütçe masasındaki yerlerini almaya başlayarak

and their seat at the budgeting table,

Bütçe hatalı ve gerçek dışı görünüyor.

The budget appears to be inaccurate and unrealistic.

Bütçe bu harcamalar için izin vermez.

The budget does not allow for this expenditure.

Hâlâ sanat eğitimi programlarında bütçe kısıtlaması yaşıyor?

still experience budget cuts in arts education programs?

Kârdaki düşüş hasebiyle bütçe açığı ortaya çıkacaktır.

A budget deficit will occur because of a revenue shortfall.

Bütçe açığının azaltılması hükümetin büyük bir endişesidir.

Reducing the budget deficit is a major concern of the government.

Onun işi bütçe kesintileri yüzünden tasfiye edildi.

Her job was eliminated due to budget cutbacks.

Onlar 1997 mali yılı için bütçe üzerinde çalıştılar.

They labored over the budget for the fiscal year 1997.

Tom parti için üç yüz dolarlık bütçe ayırdı.

Tom budgeted three hundred dollars for the party.

Bütçe kesintileri bölümde bir miktar sürtüşmeye neden olmalı.

The budget cuts are bound to cause some friction in the department.

Tom ve Mary bütçe kesintileri yüzünden işlerini kaybettiler.

Tom and Mary lost their jobs due to budget cutbacks.

Birçok işçi bütçe kesintileri nedeniyle işten çıkarılmak zorundaydı.

Many employees had to be laid off due to budget cutbacks.

Dev bir federal bütçe açığı, yıllardır Amerikan ekonomisinin başına bela oldu.

A huge federal budget deficit has been plaguing the American economy for many years.

Bir bütçe açığını finanse etmek için ortak bir yöntem tahviller çıkarmaktır.

A common way to finance a budget deficit is to issue bonds.

Diğer yandan, Macron tüm bu bütçe kesintilerini vergileri azaltmayla ve küçük şirketlere

On the other hand, Macron combines all this Budget cuts with lowering taxes and helping

Maliye Bakanının bütçe sunuş konuşması, kendi partisindekilerin "Bravo!" sesleriyle düzenli olarak bölündü.

The Treasurer's budget speech was punctuated by regular shouts of "Hear, hear!" from members on his side of the House.

Evimin yanındaki kütüphane bütçe kesintileri yüzünden şimdi haftada yalnızca üç gün açık.

The library near my house is now open only three days a week due to budget cutbacks.

İlk bütçe olarak da başka bir şirket sahibi tarafından keşfedilip 100.000 $ para veriliyor.

As the first budget $ 100,000 of money is discovered by another company owner.