Translation of "Küçüktür" in English

0.098 sec.

Examples of using "Küçüktür" in a sentence and their english translations:

Dünya küçüktür.

The world is small.

Kitap küçüktür.

The book is small.

Evim küçüktür.

My house is small.

Tuvalet küçüktür.

The toilet is small.

Sıçanlar küçüktür.

Rats are small.

Kuzenimin evi küçüktür.

My cousin's house is small.

Mavi çiçek küçüktür.

The blue flower is small.

Londra Tokyo'dan küçüktür.

London is smaller than Tokyo.

Japon evleri küçüktür.

Japanese houses are small.

Benim bahçem küçüktür.

My garden is small.

O kitap küçüktür.

That book is small.

Cezayir Çin'den küçüktür.

Algeria is smaller than China.

Japonya Kanada'dan küçüktür.

Japan is smaller than Canada.

Kız yaşına göre küçüktür.

The girl is small for her age.

Londra, Tokyo'ya kıyasla küçüktür.

- In comparison with Tokyo, London is small.
- Compared to Tokyo, London is small.
- London is small compared to Tokyo.

Japonya Kanada'dan daha küçüktür.

Japan is smaller than Canada.

Bu kitap daha küçüktür.

This book is smaller.

- Dünya küçük.
- Dünya küçüktür.

- It's a small world.
- The world is small.

Ken, Tom'dan daha küçüktür.

Ken is smaller than Tom.

O, yaşına göre küçüktür.

He's small for his age.

Bu noktada derinlik küçüktür.

At this point the depth is small.

- Kitap küçük.
- Kitap küçüktür.

- That book is small.
- The book is small.

Bizim sınıfımız çok küçüktür.

Our classroom is very small.

Bütçe son derece küçüktür.

The budget is extremely small.

Atomlar çok, çok küçüktür.

Atoms are very, very small.

Mandalina portakaldan daha küçüktür.

Tangerines are smaller than oranges.

Bu kamera en küçüktür.

That camera is the smallest.

Bu ondan daha küçüktür.

This is smaller than that.

Bu sandalye oldukça küçüktür.

This chair is too small.

Bongolar, congalardan daha küçüktür.

Bongos are smaller than congas.

Burası Tokyo'dan daha küçüktür.

This is smaller than Tokyo.

Güneşle karşılaştırıldığında dünya küçüktür.

The earth is small compared with the sun.

Dünya güneşten daha küçüktür.

The earth is smaller than the sun.

Burada olma şansı sonsuz küçüktür.

The chances of being here are infinitesimal.

Japonya'daki satışlar Avrupa'dakilerle karşılaştırıldığında küçüktür.

The sales in Japan are small in comparison with those in Europe.

Benim köpeğim seninkinden daha küçüktür.

My dog is smaller than yours is.

Avustralya Güney Amerika'dan daha küçüktür.

Australia is smaller than South America.

Bir angstrom, nanometreden daha küçüktür.

An ångström is smaller than a nanometer.

Bu kitap onun kadar küçüktür.

This book is as small as that one.

Tom, Mary'den bir yaş küçüktür.

Tom is a year younger than Mary.

New York'un nüfusu Tokyo'nunkinden daha küçüktür.

The population of New York is smaller than that of Tokyo.

Tom Mary'den üç yaş daha küçüktür.

- Tom is three years younger than Mary.
- Tom is three years younger than Mary is.

Bir atomun boyutları son derece küçüktür.

An atom's dimensions are extremely small.

Benim ayaklarım senin ayaklarından daha küçüktür.

My feet are smaller than your feet.

Bir frenk üzümü bir çilekten küçüktür.

A currant is smaller than a strawberry.

Senin köpeğin büyüktür ve benimki küçüktür.

Your dog is big and mine is small.

Atlar köpeklerden büyüktür ama kediler köpeklerden küçüktür.

Horses are bigger than dogs, but cats are smaller than dogs.

Onun işaret parmağı, yüzük parmağından daha küçüktür.

His index finger is smaller than his ring finger.

- O ev çok küçüktür.
- O ev çok dar.

That house is very small.

Bir bebek deve genç bir deveden daha küçüktür.

A baby camel is smaller than a young camel.

- 5, 8 den daha azdır.
- 5, 8'den küçüktür.

5 is less than 8.

Tom, Mary'den daha küçüktür ama Mary'den daha hızlı koşar.

Tom is smaller than Mary, but he runs faster than she does.

Bu kasaba o kadar küçüktür ki herkesin ismini kolayca öğrenebilirsin.

This town is so small that you can easily learn everyone's names.

- O benden iki yaş küçüktür.
- O benden iki yaş küçük.

- He is two years my junior.
- He's two years my junior.
- He's two years younger than I.
- He's two years younger than me.

İçinde yaşadığımız daire o kadar küçüktür ki, bizim yer eksikliğimiz var.

The apartment we live in is so small that we lack space.

Premier Lig'deki takımların hepsi gerçekten güçlü olduklarından, gol farkları genellikle küçüktür.

Because all of the teams in the Premier League are really strong, the goal difference is usually small.

Merkür Dünya'nın sadece yaklaşık üçte biri büyüklüğündedir. Bu başka bir gezegenden daha küçüktür.

Mercury is only about one-third the size of the Earth. It is smaller than any other planet.

Bir motel, otel gibidir, yalnızca daha küçüktür ve çoğunlukla arabayla seyahat eden kişiler tarafından kullanılır.

A motel is like a hotel only much smaller and is used mostly by people traveling by automobile.

Bir diferansiyel ne kadar küçüktür? Sıfırdan büyük en küçük sayı nedir? O sayının iki katı nedir?

How small is a differential? What's the smallest number greater than zero? What's twice that number?