Translation of "Anlaşması" in English

0.004 sec.

Examples of using "Anlaşması" in a sentence and their english translations:

Tom'un anlaşması nedir?

What's Tom's deal?

Son dakika anlaşması düzenlediler.

They worked out a last minute deal.

Missouri Anlaşması yasal mı?

Was the Missouri Compromise legal?

Tom bir kitap anlaşması imzaladı.

Tom signed a book deal.

çokça ticaret anlaşması imzalamaya ihtiyacı var.

lots of trade deals.

Birçok çift günümüzde evlilik anlaşması imzalıyor.

Many couples nowadays sign prenuptial agreements.

Barış anlaşması görüşme girişimleri başarısız oldu.

Attempts to negotiate a peace treaty failed.

Gerçekten Tom'la sırayla araba kullanma anlaşması yapmamalıydık.

We really shouldn't have carpooled with Tom.

Onlar Tom'a bir gizlilik anlaşması imzaladığını söylediler.

They told Tom that he had to sign a nondisclosure agreement.

Ama Alexander barış anlaşması yapmayı reddedince Fransız ordusu

And when Alexander refused to negotiate, the French army was forced to make a long retreat

AB ve Meksika yeni serbest ticaret anlaşması yaptı

EU and Mexico agree new free trade pact

Onun skandalla ilgili yapacak harika bir anlaşması vardı.

He had a great deal to do with the scandal.

Başbakan iki ülke arasında bir ticaret anlaşması imzaladı.

The Prime Minister signed a trade agreement between the two countries.

Amerika Birleşik Devletleri'nin Fransa ile bir anlaşması vardı.

The United States had a treaty with France.

Kanada, Avrupa Birliği ile bir ticaret anlaşması imzaladı.

Canada has signed a trade agreement with the European Union.

Sanırım hem Tom'un hem de Mary'nin anlaşması zor.

- I think both Tom and Mary are difficult to get along with.
- I think Tom and Mary are both difficult to get along with.

Evliliğin paylaşılmasına ilişkin bir sözleşme anlaşması olarak inisiyatifini çağırdı

a contract agreement on the sharing of marriage, but the media dealt with the

İki ülke arasında ticaret anlaşması olmamasına rağmen, ortak tarihleri

Even though there is no trade agreement between the two countries, they have much history

Bir süre sonra ana sayfa anlaşması da yaptı Microsoft ile

After a while, he made a homepage agreement with Microsoft

Bir barış anlaşması üzerinde anlaşmak için İngiltere'nin hiç acelesi yoktu.

Britain was in no hurry to agree on a peace treaty.

Amerika Birleşik Devletleri'nin İngiltere ile hiçbir ticari bir anlaşması yoktu.

The United States had no commercial treaty with Britain.

- Tom geçinmesi oldukça zor biri.
- Tom anlaşması epey zor biridir.

Tom is pretty difficult to get along with.

O şirketten teknik bilgi almak için, öncelikle bir gizlilik anlaşması imzalamamız gerek.

To get technical information from that company, we first have to sign a non-disclosure agreement.

çok ilginç bir durum yok mu? 53 ülkenin imzası ile tarafsızlık anlaşması yapılıyor

Isn't there a very interesting situation? Neutrality agreement signed with 53 countries' signatures

Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki serbest ticaret anlaşması şu anda müzakere aşamasında.

A free-trade agreement between Europe and the United States is currently under negotiation.