Translation of "Evlilik" in English

0.031 sec.

Examples of using "Evlilik" in a sentence and their english translations:

- Evlilik nasıl gidiyor?
- Evlilik hayatı nasıl?

How's married life?

Evlilik bir piyangodur.

Marriage is a lottery.

Evlilik yıldönümümüzü unuttun.

You forgot our wedding anniversary.

Evlilik insanları değiştirir.

Marriage changes people.

Evlilik planlarımız değişti.

Our wedding plans have changed.

Mutlu evlilik yıldönümü.

Happy wedding anniversary.

Evlilik tartışmaları, bir evlilik için daima yapıcı olmalıdır.

Marital arguments should always be constructive to a marriage.

- Evlilik ömür boyu sadakattir.
- Evlilik ömür boyu bağlılıktır.

Marriage is a lifelong commitment.

Resmi nikâhın ardından, geçici evlilik ve diğer evlilik türleri

After common-law marriage, temporary marriage, and other types of marriage were

3 evlilik yapıyor toplamda

3 marriages in total

Evlilik ciddi bir konudur.

Marriage is a serious matter.

Tom'un evlilik sorunları var.

Tom has marital problems.

O, evlilik yıldönümünü unuttu.

He forgot his wedding anniversary.

Evlilik konusunu düşünemiyorum bile.

I can't even think about marriage.

Evlilik resepsiyonu Montmartre'de gerçekleşecek.

The wedding reception will take place in Montmartre.

Evlilik söz konusu değil.

Marriage is out of the question.

Evlilik hayatı nasıl gidiyor?

How's married life going?

Evlilik yıl dönümlerini kutluyorlar.

They're celebrating their wedding anniversary.

Evlilik bazı insanları korkutur.

Marriage frightens some people.

Evlilik, boşanmanın temel sebebidir.

Marriage is the main cause of divorce.

Eşcinsel evlilik burada yasaldır.

- Gay marriage is legal here.
- Same-sex marriage is legal here.

Onlar evlilik sorunları yaşıyordu.

They were having marriage problems.

Bugün bizim evlilik yıldönümümüz.

Today is our wedding anniversary.

Evlilik ve ilişkiler köleliktir.

Marriage and relationships are slavery.

Huzurlu evlilik bu dünyanın cennetidir, çekişmeli evlilik bu dünyanın arafıdır.

Marriage, in peace, is this world's paradise; in strife, this life's purgatory.

O, evlilik vasıtasıyla benimle akrabadır.

He is related to me by marriage.

Evlilik yaşam şekilleri çok değişiyor.

Patterns of married life are changing a lot.

Evlilik gelenekleri ülkelere göre değişir.

Marriage customs differ by country.

Bu güzel bir evlilik teklifiydi.

It was a beautiful marriage proposal.

Evlilik sevgiden yapılmış bir birliktir.

Marriage is a unity made from love.

Tom evlilik yıl dönümünü unuttu.

Tom forgot his wedding anniversary.

Tom Mary'ye evlilik teklif edecek.

Tom is going to propose to Mary.

Evlilik hakkında her şeyi biliyorum.

I know all about marriage.

Evlilik teklifini memnuniyetle kabul etti.

She gladly accepted his proposal.

Aynı cinsiyetten evlilik burada yasaldır.

Same-sex marriage is legal here.

Evlilik için başımın çaresine bakıyorum.

I'm saving myself for marriage.

Evlilik yıl dönümümüz yakında geliyor.

Our wedding anniversary is coming soon.

Evlilik hayatı sana nasıl davranıyor?

How's married life treating you?

Tom evlilik yüzüğünü rehin verdi.

Tom pawned his wedding ring.

O kendini evlilik için saklıyordu.

She was saving herself for marriage.

O, evlilik için hazır değildi.

She wasn't ready for marriage.

Tom bir evlilik sözleşmesi imzaladı.

Tom signed a prenup.

Bugün ebeveynlerimin evlilik yıl dönümü.

Today is my parents' wedding anniversary.

O, bütün evlilik tekliflerini reddetti.

She refused all proposals of marriage.

Evlilik resepsiyonuma daha önce gelmeliydin.

You ought to have come to my wedding reception earlier.

O, onunla evlilik yoluyla akrabadır.

She is related to him by marriage.

Onlar eşcinsel evlilik hakkında tartışıyorlardı.

They were arguing about same-sex marriage.

Bir evlilik sözleşmen var mı?

- Do you have a prenuptial agreement?
- Do you have a prenup?

Bugün benim evlilik yıl dönümüm.

Today is my wedding anniversary.

Evlilik kölelik. Köle olmak istemiyorum.

- Marriage is slavery. I'd rather not be a slave.
- Marriage is slavery. I'd prefer not to be a slave.

Tom Mary'ye evlilik teklif etti.

Tom has proposed to Mary.

Hiç evlilik teklifi aldın mı?

- Has anyone ever proposed to you?
- Has anybody ever proposed to you?

Evlilik bir kâğıttan daha fazlasıdır.

Marriage is more than a marriage certificate.

Evlilik sözleşmesinin kökeninin süreklilik olduğu ve bu tür bir evlilik yani tecrübe,

the issuance of the ruling on the legal prohibition of this marriage, as the origin of the marriage contract is

"Evlilik öncesi seks mi?" "Evet, Tom. Bu evlilik öncesi seks anlamına gelir."

"Premarital sex?" "Yes, Tom. It means sex before marriage."

- Evlilik öncesi seks hakkında nasıl hissediyorsun?
- Evlilik öncesi seks hakkında nasıl düşünüyorsun?

How do you feel about sex before marriage?

- Kültürümüzde evlilik kadınla erkek arasında olur.
- Kültürümüzde evlilik bir erkekle bir kadın arasındadır.

In our culture marriage is between one man and one woman.

evlilik yapıp yurt dışına yerleşmesinden sonra

after marriage and settling abroad

Yasal evlilik yoluyla kendilerine tanınan haklarının

specialists in social and psychological affairs that this type From marriage is

Evlilik hayatına alışmak uzun zaman alır.

It takes a lot of time getting used to married life.

Annem-babam görücü usulü evlilik yaptı.

My parents had an arranged marriage.

Evlilik planlamanın nasıl gittiğini duymak istiyorum!

I would love to hear about how your wedding planning is going!

Eşcinsel evlilik konusunda bir tartışmaları vardı.

They had a debate on same-sex marriage.

Özel kuvvetler ve evlilik birlikte gitmez.

Special forces and marriage don't go together.

O ilk evlilik yıl dönümünü unuttu!

She forgot her first wedding anniversary!

O ilk evlilik yıl dönümlerini unuttu.

She forgot their first wedding anniversary.

Mary genellikle sahte evlilik yüzüğü takıyor.

Mary often wears a fake wedding ring.

Birçok çift günümüzde evlilik anlaşması imzalıyor.

Many couples nowadays sign prenuptial agreements.

Evlilik tatlıyla başlayan bir akşam yemeğidir.

Marriage is a dinner that begins with dessert.

Çok mutlu bir evlilik hayatı yaşadılar.

They lived a very happy married life.

Tom karısının evlilik dışı ilişkisini onayladı.

Tom approved of his wife's extra-marital affair.

Dün onuncu evlilik yıl dönümümüzü kutladık.

We celebrated our tenth wedding anniversary yesterday.

Tom az önce evlilik teklif etti.

Tom just proposed.

İlk kuzenler evlilik için çok yakındırlar.

First cousins are too close for marriage.

Ben evlilik haberine gerçekten memnun oldum.

I'm really pleased at the news of your marriage.

Evlilik için oyuna getirilmiş olduğunu hissetti.

She felt she had been tricked into marriage.

Avustralya'da yasal evlilik yaşı 18'dir.

The legal age for marriage in Australia is 18.

Tom evlilik vasıtasıyla Mary ile akrabadır.

Tom is related to Mary by marriage.

Evlilik bir tür insan hakları ihlalidir.

Marriage is a type of human rights violation.

Tom ve Mary zoraki evlilik yaptılar.

Tom and Mary had a shotgun wedding.

Bir evlilik öncesi anlaşman var mı?

- Do you have a prenuptial agreement?
- Do you have a prenup?

Tom evlilik hayatı hakkında şakalar yaptı.

Tom made jokes about married life.

Tom'un evlilik dışı bir ilişkisi vardı.

Tom had an extramarital affair.

Evlilik hayattaki bakış açınızı nasıl değiştirdi?

How has marriage changed your perspective in life?

Evlilik senin hayatını gerçekten nasıl değiştirdi?

How has marriage actually changed your life?

Fadıl ve Leyla evlilik konuşmaya başladılar.

Fadil and Layla began talking marriage.

Tom ve Mary evlilik yıldönümlerini kutluyorlar.

Tom and Mary are celebrating their wedding anniversary.

Sami evlilik dışı olarak Mısır'da doğdu.

Sami was born out of wedlock in Egypt.

Aşk başarılı bir evlilik garantisi vermez.

Love doesn't guarantee a successful marriage.

Ben onun evlilik yaşamına hayal kırıklığına uğradım.

I was disillusioned at his married life.

Tom Mary'nin evlilik öncesi anlaşmayı imzalamasını istedi.

Tom wanted Mary to sign a prenuptial agreement.

Bugün Tom ve Mary'nin evlilik yıl dönümü.

Today is Tom and Mary's wedding anniversary.

Onlar evlilik için kendilerini kurtarmak için anlaştılar.

They agreed to save themselves for marriage.