Translation of "çift" in English

Çift pisttedir.

The couple is on the dance floor.

Çift görüyorum.

I'm seeing double.

Çift ​​konuşuyor.

The couple is talking.

Çift mutluydu.

The couple was happy.

Çift balayına gitti.

The couple went off on their honeymoon.

Mutlu çift kim?

Who's the happy couple?

Onlar bir çift.

They're a couple.

İkona çift tıkla.

Double-click on the icon.

Bir çift daha!

A couple more!

Çift, ​​nişanlarını bozdu.

The couple broke off their engagement.

Domuzlar çift toynaklıdır.

Pigs are even-toed ungulates.

Çift ​​aynı yaştaydılar.

The couple were the same age.

Çift dillileri kıskandı.

She was jealous of the bilinguals.

Çift, kiliseden çıkıyor.

The couple are going out of the church.

CQ: Çift partili arkadaşlığımızı

CQ: We have chosen to avoid political debate

Bir çift kayak kiraladım.

I rented a pair of skis.

Bir çift ayakkabı aldım.

I bought a pair of shoes.

Ayakkabı çift olarak satılmaktadır.

Shoes are sold in pairs.

Genç çift odayı incelediler.

The young couple surveyed the room.

Ne hoş bir çift.

What a nice couple they are!

Bir çift bot aldım.

I bought a pair of boots.

Bir çift ayakkabı almalıyım.

I must buy a pair of shoes.

Çift kol kola yürüyordu.

The couple was walking arm in arm.

Buraya bir çift espresso.

A double espresso for here.

Bu genç çift aşık.

This young couple is in love.

Bir çift eldiven istiyorum.

I want a pair of gloves.

Belki çift terapisini denemelisin.

Maybe you should try couples therapy.

Tom'un çift çenesi vardır.

Tom has a double chin.

Ne cazibeli bir çift!

What a charming couple!

Çift Asteroit Yönlendirme Testi,

The Double Asteroid Redirection Test,

Onlar bir çift hippi.

They're a couple of hippies.

Bir çift küpe aldım.

I bought a pair of earrings.

Biz bir çift değiliz.

We're not a couple.

Kaç çift ayakkabın var?

How many pairs of shoes do you have?

Sahilde birkaç çift vardı.

There were several couples on the beach.

Üç çift çorap istiyorum.

I want three pairs of socks.

Kaç çift çorabın var?

How many pairs of socks do you have?

Sen çift dilli misin?

Are you bilingual?

Bir çift seçenek var.

There are a couple of options.

Tom'un çift kişiliği var.

Tom has a dual personality.

Ne güzel bir çift!

- What a beautiful couple!
- What a lovely couple!

Bir çift gibi davranalım.

Let's pretend to be a couple.

Güzel bir çift oluşturuyorsunuz.

You make a nice couple.

Çift evlerini satışa çıkardı.

The couple put their house on the market.

Ben çift vardiya çalışıyorum.

I'm working double shifts.

Onların eldivenleri çift değil.

Their gloves are not in pairs.

Çift el ele yürüyor.

The couple is walking hand in hand.

Bir çift ayakkabım var.

I have a pair of shoes.

Burada bir çift var.

There's a couple here.

- Yaşlı çift yan yana oturdu.
- Yaşlı çift yan yana oturuyordu.

The old couple sat side by side.

- Bunlar bir çift ayakkabı daha.
- Bunlar bir çift pabuç daha.

These are another pair of shoes.

- Parkta birçok genç çift vardı.
- Parkta birçok genç çift bulunuyordu.

There were a lot of young couples in the park.

Ve çift denetimin gerekliliğini düşündüm.

for speaking up, for double checking.

Çift mutlu bir hayat sürdü.

The couple led a happy life.

Yeni çift balayında Hawaii'ye gitti.

The new couple have gone off to Hawaii on their honeymoon.

Genç çift birlikte iyi geçiniyor.

The young couple is getting along together.

Umarım genç çift yakında toparlanır.

I hope the young couple will make up soon.

Bir çift eldiven takside bırakıldı.

A pair of gloves was left in the taxi.

On iki, çift bir sayıdır.

Twelve is an even number.

Bitişikte oturan çift tekrar tartışıyor.

The couple next door are fighting again.

O, iki çift çorap aldı.

She bought two pairs of socks.

O çift bilet ücreti ödedi.

He paid double fare.

Bana bir çift ayakkabı aldım.

I've bought myself a pair of shoes.

Birçok çift boşanma ile biter.

Many couples end in divorce.

O bir çift kişiliğe sahiptir.

He has a dual personality.

O, bir çift çizme aldı.

She bought a pair of boots.

Yaşlı çift huzur içinde öldü.

The elderly couple died peacefully.

Bence onlar mükemmel bir çift.

I believe they're a perfect match.

Sana bir çift eldiven yaptım.

I made you a pair of mittens.

Tom'la iki çift laflamak istiyorum.

- I'd like to have a word with Tom.
- I'd like a word with Tom.

Onlar mutlu görünümlü bir çift.

They're a happy-looking couple.

Tom üç çift çorap aldı.

Tom bought three pairs of socks.

Parkta birçok genç çift bulunuyordu.

There were a lot of young couples in the park.

Sadece çift sayılı günlerde çalışıyorum.

I only work on days with even-numbered dates.

Sana bir çift mesaj bıraktım.

I left you a couple messages.

Yeni bir çift çorabım var.

I have a new pair of socks.

Fazladan bir çift çorap paketlemelisin.

You should pack an extra pair of socks.

Bir çift deri eldiven aldım.

I bought a pair of leather gloves.

Biz kesinlikle bir çift değiliz.

We're definitely not a couple.

Tom çift sıra park etti.

- Tom's double-parked.
- Tom is double-parked.

Herkes bir çift olduğumuzu düşünüyor.

Everyone thinks we're a couple.

Tom çift vardiya yapmak zorundaydı.

Tom had to do a double shift.

Güzel bir çift olacağınızı düşünüyorum.

I think you make a lovely couple.

Sizden güzel bir çift olur.

You make such a lovely couple.

Sizden güzel bir çift olurdu.

You'd make a lovely couple.

Onlar güzel bir çift olurlar.

- They are a good couple.
- They make a lovely couple.

O çift birbirleri için yaratılmış.

That couple was made for each other.

Ben bir çift eldiven aldım.

I bought a pair of gloves.

Kışın çift battaniye ile uyurum.

In the winter, I sleep under two blankets.

Bu, farklı bir çift ayakkabı.

This is a different pair of shoes.

Yerde iki çift ayakkabı vardı.

On the floor were two pairs of shoes.

Onlar mükemmel bir çift oldu.

They made a perfect couple.