Translation of "Alakasız" in English

0.003 sec.

Examples of using "Alakasız" in a sentence and their english translations:

Alakasız değil.

- It's not irrelevant.
- It isn't irrelevant.

Senin sözlerin alakasız.

Your remark is irrelevant.

Benim düşüncem alakasız.

My opinion is irrelevant.

Bu da alakasız.

That's also irrelevant.

Bu detaylar alakasız.

These details are irrelevant.

Senin düşüncen alakasız.

- Your opinion is irrelevant.
- Your opinion doesn't matter.

Bu tamamen alakasız.

This is completely irrelevant.

O tamamen alakasız.

That is completely irrelevant.

Aynı derecede alakasız olurdu.

it would be just as irrelevant.

Tom'un söylediği genellikle alakasız.

What Tom says is often irrelevant.

O ne kadar alakasız?

How irrelevant is that?

Belki bu doğru ama alakasız.

Maybe that's true, but it's irrelevant.

Tom'un Mary ile ilgili düşündüğü alakasız.

What Tom thinks of Mary is irrelevant.

Ben alakasız sorular sormayı kesmeni öneririm.

I suggest you stop asking irrelevant questions.

Alakasız şeylere çok fazla dikkatini veriyor.

She pays too much attention to irrelevant things.

Fransızca konuşabilip konuşamaman bu konuşmayla tamamen alakasız.

Whether you're able to speak French or not is completely irrelevant to this conversation.

Öneriniz bizim buradaki görüşmemizle alakasız gibi görünüyor.

Your suggestion seems irrelevant to our discussion here.

Tom bir sürü alakasız ayrıntıları bildirerek zamanımızı boşa harcadı.

Tom wasted our time reporting a lot of irrelevant details.