Translation of "Alışıktır" in English

O, işe alışıktır.

He is accustomed to the work.

Tom dışarıda çalışmaya alışıktır.

Tom is accustomed to working outside.

Tom böyle durumlara alışıktır.

- Tom is used to these kinds of situations.
- Tom is used to this kind of situation.

Tom yere oturmaya alışıktır.

Tom is accustomed to sitting on the floor.

O sabah erken kalkmaya alışıktır.

He's accustomed to getting up early in the morning.

O, bu makineyi kullanmaya alışıktır.

She is used to handling this machine.

Tom bu tür işe alışıktır.

Tom is used to this kind of work.

- O, seyahat etmeye alışkındır.
- Gezmeye alışıktır.

He's accustomed to traveling.

Bay Kaifu halka açık konuşmalar yapmaya alışıktır.

Mr Kaifu is used to making speeches in public.

- Tom böyle durumlara alışıktır.
- Tom böyle şeylere alışkındır.

Tom is used to these kinds of situations.

- Şöhret Tom'a yabancı bir şey değil.
- Tom şöhrete alışıktır.

Tom is no stranger to fame.